Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/821 E. 2023/912 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/821
KARAR NO : 2023/912

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 09/11/2023
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde müvekkili şirketlerin inşaat – taahhüt, tarımsal ve bitkisel üretim ve konvansiyonel tarım ürünleri, iç-dış ticaret, restaurant, cafe, ——, sağlık yatırımları, kiralama, yönetim hizmetleri, otelcilik, yenilenebilir enerji üretimi, demir çelik ürünleri üretimi ve iç – dış ticaret konularının yer aldığı çok farklı sektörlerde faaliyet gösterdiklerini, grup ve gruba bağlı şirketlerin başarılı bir şekilde faaliyetlerini sürdürürken —– İli ve —— ile——ilçelerinde 425.000 aboneye, yaklaşık 1.250.000 vatandaşa doğalgaz dağıtım hizmeti verdiği iddia edilen grup şirketlerinden —– Kurulu tarafından 03/10/2023 tarihinde kayyum ataması yapıldığını, 80.000.000USD nakit, 30.000.000USD gayri nakit mertebesinde bankalarda çeşitli vade ve şekillerde geçmişte kullanılmış kredi riski ile nakit akışını çevirdiği iddia edilen —– Grubu’na kayyum atanması ile bankalar tarafından kullandırılan kredilere yapılan ödemelerin yerine, yeni kredi kullanımının bankalar tarafından müsaade edilmediğini ve tüm grup içi kaynakların banka ödemelerinde kullanılarak bankalar tarafından risk kapaması yapılmasının, faaliyet döngüsünü sağlayacak kaynağın kalmaması riskini ortaya çıkardığını, —— Grubu’na bankalarda hali hazırda mevcut kredi risklerine ilaveten 50.000.000USD limit boşluğundan münhal kredilerin kullanımına müsaade edilmediğini ve buna rağmen —– Grup’un, kayyım ataması yapıldığı tarihten bugüne kadar 300.000.000TL’ye yakın nakit banka ödemesi yapmayı başardığını, ancak çok farklı yatırım ve faaliyet döngüsüne dağılmış olduğu iddia edilen kaynakların , bankaların talep ettiği sürelerde toparlanarak ödemelerinin yapılmasının imkansız olduğunu, grubun kredi notunu belirlediği iddia edilen kredi derecelendirme kuruluşu —– firmasının grup şirketlerden —– finansal verilerinin olumlu olduğunu belirtmesine rağmen uzun vadeli ulusal kurum kredi rating notunu ve görünümünü, gaz dağıtım firmalarına atanan kayyum sebebi ile olumsuz yönde revize ettiğini ve bankalardaki reaksiyonların daha da sertleşmesine sebep olduğunu, aynı sebeple—– şirket grubunun riskleri için firmaları temerrüte düşürerek hesap kat ihtarı keşide etmiş olduklarını ve diğer bankaların benzer aksiyonu alma ihtimalinin kuvvetlendiğini, belirtilen 3 mezkur şirkete kayyum atanması sebebi ile diğer grup şirketlerinin de bankalar nezdinde kredi risk değerlendirmelerinin olumsuz olarak değerledirildiğini, gruba bağlı tüm şirketlerin bu durumdan olumsuz etkilendiğini, doğalgaz dağıtım faaliyetleriyle iştigal eden ve kayyım atanan 3 şirketin yönetiminin —- tarafından atandığı iddia edilen kayyım heyeti marifetiyle yapılıyor olması sebebi ile bu şirketler yönünden konkordato başvurusunda bulunulamadığını, müvekkillerinin tüm borçlarını, konkordatonun tasdikini izleyen dönemden itibaren şirketlerin faaliyetlerinden elde edilecek net hasılat ve gelirler ile ödeneceğini, konkordatonun tasdik tarihinden başlayarak beş yıllık süre sonunda sağlanacağı iddia edilen kaynak artışı ile imtiyazlı ve imtiyazsız borçların tamamına faiz de hesaplanarak ödenmesinin mümkün hale geleceğini ve ödemelerin 3 ayda bir eşit taksit halinde 20 adet ödeme olarak gerçekleştirileceğini, müvekkilinden olan alacaklılar tarafından icra takiplerinin açılmaya başladığını, müvekkillerine ait taşınmazların, araçların, hak ve alacakların haczedilerek muhafaza altına alınması ve gerçek degerlerinin altında satılması tehdidinin mevcut olduğunu ve bu durumun müvekkillerinin faaliyetlerine son vereceğini, müvekkillerin borçlarını ödeme imkanını yitireceğini ve alacaklıların da zarara uğrayacağını, bu nedenlerle, öncelikle davacı müvekkillerinin mal varlığının korunabilmesi amacıyla İİK.nun 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından İİK.nun 294/1 maddesi uyarınca, mühlet içinde müvekkilleri aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaması ve evvelce başlamış takiplerin durması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmaması ve rehinle temin edilmiş alacaklar nedeni ile muhafaza tedbirleri alınamaması ve rehinli malın satılamaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilleri hakkında geçiçi mühlet kararı verilmesini, konkordato komiseri görevlendirilmesini, gerekli görülmesi halinde bu mühletin iki ay daha uzatılmasını, geçici mühlet neticesinde IlK.nun 289,maddesi uyarınca bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesıni, gerekli görülmesi halinde kesin mühlet süresinin altı ay daha uzatılmasını, taleplerin kabulü ile konkordatonun tasdikine ve kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkememizin 10/11/2023 tarihli ara kararı ile ; davacılar vekiline eksik harcı tamamlaması, özel yetki içeren vekaletname sunulması, alacaklılar listelerindeki sayfalarda numaralandırma yapılmaksızın yapılan listelemede adi ve rüçhanlı alacaklı ayrımı yapılmadığı için, denetime elverişli ve sayıları numaralandırılmış listelerin sunulması, konkordato projesinde alacaklıların ödeme tarih ve taksit aralığının belirtilmemesi sebebi ile bu hususun açıklanması ve her bir şirketin yönetim kurulu tarafından konkordato tasdik talebi başvurusu konusunda alınmış yönetim kurulu kararlarının mevcut olmaması sebebi ile tamamlanması için kesin süre verildiği anlaşıldı.
Davacılar vekilinin sunduğu 14/11/2023 tarihli dilekçesi ve ekindeki belgelere göre, eksik harçları tamamladığı, alacaklılar listesini sunduğu, projedeki ödeme tarih ve taksit aralığını açıkladığı ancak konkordato davası açılması için her bir şirket yönünden alınması gereken yönetim kurulu kararını sunmadığı gibi konkordato davası açılması için özel yetki içeren vekaletnameleri de sunmadığı ve bu konudaki ara karardan dönülmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 15/112023 tarihli ara kararı ile; Davacılar vekilinin mahkememizin 10/11/2023 tarihli ara kararında dava şartları yönünden verilen ara kararlardan dönülmesi talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili sunmuş olduğu 20/11/2023 tarihli dilekçesi ile; davadan ve istinaf kanun yolundan feragat ettiklerini ve talepleri doğrultusunda dosyanın kesinleştirilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesi sonucu davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 307-309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE
2-Harçlar kanunu 22.maddesi uyarınca her bir davacı şirket yönünden alınması gereken 89,95TLx5 = 449,75TL harcın, her bir davacı şirket yönünden peşin alınan 269,85TLx5 = 1.349,25TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 899,50 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı taraflara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.