Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/764 E. 2023/965 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/764 Esas
KARAR NO: 2023/965
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 29/10/2021
KARAR TARİHİ: 08/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ——- Şti.’nin müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısı ——- / ——– Mağazasında 25.05.2018 tarihinde maddi hasarla sonuçlanan su baskını sonucunda mağazanın Basic Bölümünün tavanının çökmesi ve tüm kadın katının 6 cm yüksekliğinde su ile kaplanmasına sebep olduğunu, AVM olay raporuna göre ——– inşaat ekibi konut bölgesinde bulunan havuza doldurulan suyun izolasyon testi sırasında su boşaltma çalışması yetersiz boruların kullanılması nedeni ile olayın yaşandığının beyan, davalıların işbu zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkili şirket ile davalı ——- şirketi arasında 21.09.2016 tarihlinde 20 yıllık kira sözleşmesi yapıldığını ve riziko adresi gayrimenkulün müvekkili şirketçe davalı yandan kiralandığını, davalı tarafın oluşan tüm zarar ve ziyandan sorumlu olduğunu, Ekspertiz Raporunda; AVM’nin üstüne konuşlandırılmış olan rezidanslara ait olan havuzun izolasyonunun uygunluğunu kontrol / test etmek amacıyla zemine su doldurulduğunun, yağmur suyu drenaj hattı üzerinden suyun tahliye edilmek istendiğinin, ancak aniden ve yoğun bir şekilde boşalan suyun basıncı ile sigortalıya ait mağazanın asma tavan içinden geçen PVC tahliye borusunun dirsek kısmından çıkması neticesinde zararın meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu halde davalı ——- şirketinin söz konusu zarardan sorumlu olduğunun açık olduğunu, diğer davalılardan ——– şirketinin % 65, ——– şirketinin % 15, ——- şirketinin % 20 olmak üzere davalı ——– şirketinin sorumluluğunu sigorta ettiklerini, bu nedenle müvekkilinin zararından sorumlu olduklarını, işbu şirketlerden rücu kapsamında istemde bulunulduğundan ——– şirketi tarafından 49.469,32 TL, ——– şirketi tarafından 15.340 TL tutarında taraflarına ödeme yapıldığını, diğer davalı ——- şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, yapılan ödemeler toplamı mahsup edildiğinde müvekkili kalan zararının 363.522,83 TL olduğunu, söz konusu zarar tutarının müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, yapılan ödemelere ilişkin rücu talebiyle ——– Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalı ——– şirketinin yetki itirazında bulunması üzerine ——–İcra Dairesi tarafından ——– şirketi yönünden takibin tefrik olunarak diğer borçlular yönünden takibin devamına karar verildiğini, davalı ——- şirketi yönünden başlatılan takibin——– Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunduğunu, davalılar tarafından gerek ——– İcra Müdürlüğü dosyası gerekse ——— İcra Müdürlüğü üzerinden devam eden takiplere itiraz edilmesi üzerine takiplerin durdurulduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla borçluların ——— Esas sayılı dosyası ile ——— Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazların iptaline, davalı borçluların takibe haksız olarak sebebiyet verip haksız olarak itiraz etmiş olmalarından dolayı takip konusu miktarın tamamı üzerinden % 20 icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmak kaydı ile takiplerin devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı ——- şirketi vekili 15.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde ——— Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan diğer davalı ——– Gayrimenkul’ün faaliyet konusu sebebiyle oluşan ve poliçe teminatına dahil olan hasarlar sebebiyle müvekkili şirketin ödenecek tazminatın *615’inden sorumlu olduğunu, davada davalı olarak yer alan ——– Sigorta’nın jeran konumunda bulunduğunu, hasar tutarının % 65’inden sorumlu, diğer davalı——– şirketinin ise hasarın % 20’sinden sorumlu olacak şekilde poliçe tanzim edildiğini, davacının sigortalısının kiracı olarak yer aldığı mağazada meydana gelen su hasarı neticesinde bir kısım hasarların oluşmuş olduğu beyan edilerek düzenlenen ekspertiz raporuna göre davalı şirketlerden talepte bulunulduğunu, ancak jeran tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda meydana gelen hasarın toplamda 76.105,97 TL olduğunun tespit olunduğunu, davacı tarafın talep ettiği miktarın fahiş olması sebebiyle söz konusu taleplerin reddolunduğunu, jeran tarafından düzenlenen ekspertiz raporu uyarınca sigorta şirketlerinin sorumlulukları oranında davacı tarafa ödeme yaparak sorumluluklarını yerine getirdiklerini, müvekkili şirketin de açılan ilamsız icra takibine istinaden % 15 hissesine düşen 11.415,90 TL asıl alacak ile geri kalan ferileri olmak üzere toplamda 17.063,88 TL’yi icra dosyasına ödediğini, işbu ödeme ile üstüne düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, bu şirket yönünden davanın reddi gerektiğini, Mahkemenin aksi kanaatte vekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı kapsamında ve poliçe limiti nispetinde olduğunu, davacı tarafça talep edilen hasar kalemlerinin ilk olarak poliçe kapsamında ödemesinin yapılıp yapılmadığının, hatır ödemesi teşkil edecek bir ödemenin varlığının mevcut olup olmadığı hususunda inceleme yapılması gerektiğini, akabinde çıkan hasar kalemlerinin müvekkili şirketin tanzim etmiş olduğu poliçe kapsamında talep edilebilir olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılması gerektiğini, meydana gelen rizikonun poliçe kapsamında değerlendirilebilmesi için ancak teminata dahil edilen bir riskin gerçekleşmiş olması gerektiğini, ancak işbu riskin gerçekleşmesi sebebiyle oluşan hasarların karşılanmasının poliçe limiti dahilinde mümkün olduğunu, bu aşamada müvekkili şirket tarafından ödenebilecek bir hasar tutarının mevcut olmaması karşısında müvekkili şirketin söz konusu hasar sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının açık olduğunu, açılan işbu davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından tanzim edilen ekspertiz. Raporunda dekorasyon kıymetleri, mobilya ve elektrik tesisatı gideri, gümrük masrafı, nakliye ve işçilik bedeli dahil olmak üzere toplam 389.535,41 TL, kar kaybı olarak da 10.558,80 TL talep edildiğinin anlaşıldığını, davalı ——– şirketi ile ——- şirketi tarafından ödenmiş tutarların tenzili neticesinde 314.645,09 TL hasar tutarının asıl alacak olan icra takibine konu edildiğini, davacı tarafça sunulan eksper raporunda sigortalının talep etmiş olduğu mağazanın yeniden satışa hazır hale getirilebilmesi için yapılan yurt dışı masraflarının poliçe teminatı dahilinde talep edebilecekleri, artan masrafların onarım ekibinin ve tüm malzemelerin yurt dışından geliyor olması sebebi ile makul bulunduğunun beyan edildiğini, davacı sigorta şirketinin kendi poliçe teminatına ve limitine göre sigortalısına ödeme yaptığını beyan etmiş ise de müvekkili şirketin sorumluluğunun kendi tanzim etmiş olduğu poliçe teminatı ve limitine göre belirlenmesi gerektiğini, davaya konu hasarın meydana gelişi incelendiğinde, AVM’nin üstüne konumlandırılmış olan rezidanslara ait olan havuzun izolasyonunun uygunluğu için kontrol / test amacıyla zemine su doldurulduğu, suyun yağmur suyu drenaj hattı üzerinden tahliye edilmek istenmesi ve ancak aniden ve yoğun şekilde boşalan suyun basıncı ile sigortalıya ait mağazanın asma tavan içinden geçen PVC tahliye borusunun dirsek kısmından çıkması neticesinde hasarın meydana geldiğinin belirlendiğini, hasarın oluş şekli dikkate alındığında hasara uğrayan davacının sigortalısının 3.kişi konumdan yer alıyor olmasından bahisle poliçede yer alan 3.şahıs sorumluluk teminatının dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerektiğini, söz konusu teminatın kapsamının riziko adresindeki sigortalının ortak alanların kullanımı ve işletimi ile 3. şahısların uğrayabileceği maddi ve bedeni zararların karşılanmasını oluşturduğunu, söz konusu hükmün devamında ise üçüncü şahıs genel şartlarında belirtilen istisnalara ek olarak belirtilen istisnaların da teminat kapsamı dışında kalacağının beyan edildiğini, işbu istisnalar incelendiğinde ilk olarak sigortalının poliçede yazılı faaliyet konusu dışındaki faaliyeti sonucu oluşabilecek her türlü zararın teminat kapsamı dışında olacağının görüldüğünü, hasara sebebiyet vermiş olduğu belirtilen havuz suyunun AVM bölgesine değil konut alanları içerisinde kalıyor olmasından bahisle müvekkili şirkete bu hususta bir sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını, aynı zamanda istisna maddesinin devamında söz konusu hasara sebebiyet veren işlemlerin taşeron bir firma tarafından yapılmış olması halinde teminata dahil bir rizikonun gerçekleşmemiş – olacağını ” hükmünün düzenlendiğini, söz konusu hasarın doğmasında kusurun kimin üzerinde olduğuna ilişkin bir inceleme yapılması gerektiğini, ayrıca davacının sigortalısının da söz konusu hasar sebebi ile bakım yükümlülüğüne aykırı davranması gibi hususlardan dolayı sorumlu olup olmadığı hususunun da incelenmesi gerektiğini, sigortalının hasarın doğmasına veya artmasına sebebiyet verecek davranışlarda bulunması halinde TBK md. 52 uyarınca ortaya çıkacak tazminat tutarından indirim yapılması hatta tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, davacı tarafça talep konusu edilen hasar kalemleri içerisinde gümrük masrafı, nakliye ve işçilik bedeli, satış kaybı gibi finansal zararların, kar kayıplarının mevcut olduğunu, ilgili taleplerin teminat dışı olması nedeniyle söz konusu kalemlere ilişkin talepte bulunulamayacağını, ayrıca yurt dışından gelen malzeme ve alınan işçilik hizmetleri için davacı tarafça ödenen tutarların fahiş olduğunu, bu tutarların ——— koşullarında hesaplanması gerektiğini, bir an için davacının hasar tazminatına ilişkin istemlerinin haklılığı ile müvekkili şirketin ödeme yapması gerektiğine hüküm kurulması halinde ancak dava tarihinden yasal faiz istenebilmesinin mümkün olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ——- şirketi vekili 07.01.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davaya konu hasarın yeni açılmış olan ——– binasında binanın kesin kabul ve teslim işlemlerinden önce üst katta bulunan ve inşaat şirketi tarafından yapılan havuzun şantiye testleri esnasında, suyun yağmur hattıyla birlikte açık bırakılan drenaj vanasından basınçlı olarak aşağı inmesi, pimaşlarda baskı yaratması ve pimaşın çıkması sonucu gerçekleştiğini, davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, yetkili Mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin ——– Sigorta, ——– Sigorta ve ——– şirketi ile müştereken düzenlenen ———- poliçe numaralı ——— sigorta poliçesi ile hasarın gerçekleştiği kiralananda gerçekleşebilecek dahili su rizikolarını sigorta ettirdiğini, dava konusu hasar gerçekleştikten sonra ——– Sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, ——– Şti. tarafından yapılan eksper incelemesi neticesinde ülke koşullarına göre herhangi bir eskime tenzili de söz konusu olmaksızın toplam 65.000 TL tavan ve dikey kaplamalar, teşhir unsurları, elektrik tesisatı, boya, badana, temizlik, moloz atımı masraflarının bulunduğunun tespit edildiğini, 10.558,80 TL mağazanın kapalı kalan bölümünün kar kaybı tespit edildiğini, sonuç olarak endüstriyel paket poliçesi kapsamında 13.680 Euro tazminat ödenebileceğinin tespit olunduğunu, bu ödemenin ——-Sigorta, ——– Sigorta ve ——— Sigorta tarafından toplam 76.105,97 TL olarak davacı sigorta şirketine ödendiğini, müvekkili şirkete sigorta şirketi ve sigortalısı arasındaki ticari ilişki kapsamı gözetilerek iç ilişki nedeniyle yapılmış hasar ödemelerinden dolayı yöneltilen işbu davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça sunulan ekspertiz raporunda işyerinin yeniden faaliyetine başlayabilmesi için bir takım yurt dışı masrafların poliçe teminatında olduğu, onarım hizmeti veren ekibin ve tüm malzemelerin yurt dışından geliyor olması nedeniyle sigortalıya ödenmesinin uygun bulunduğunun belirtildiğini, bu tutarların çoğunluğunun poliçe kapsamı dışında olduğunu, müvekkili şirketten tazmininin hukuken mümkün olmadığını, dosya kapsamında söz konusu gider borçlarının neden tazyikli suya dayanamadığı, davacı tarafın alışveriş merkezindeki mağazanın açılışı öncesinde kendi yaptırdığı tesisatlarla – ilgili dekorasyon teknik şartnamesi ve gereken teknik koşullara uyulup uyulmadığı, hasarın artmasında davacının sigortalısı şirketin müşterek kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur oranının ne olduğu, yerinde uzman bilirkişilerle yapılacak inceleme sonucu ortaya çıkacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının takip talebinde belirttiği çoğunluğu hatır ödemesi şeklinde olan ve sigortalısı şirketin de müştereken kusuruna konu olabilecek tüm hususların yargılamayı gerektirdiğini, davacının bu anlamda taraflarca hesaplanabilir likit nitelikte icraya konu edilebilecek bir alacağının bulunmadığını savunarak, açılan davanın reddine, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle davacı alacaklı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ——— 23.02.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkili sigorta şirketine ait ——— nolu Ticari Yangın Sigorta Poliçesi ile sigortalı ——- şirketinin 08.05.2018 — 2019 dönemi için poliçede belirtilen şartlar ve limitler dahilinde sigortalandığını, müşterek sigorta poliçesinde sigorta şirketlerinin paylarının ——– şirketinin % 60, ——– şirketinin % 20, ——— şirketinin % 15 şeklinde olduğunu, sigorta poliçesinde sigortalı olan kiracının mal sahibine, komşulara ve 3. şahıslara karşı dahili su baskınları dahil sorumluluklarının limitler dahilinde teminat altına alındığını, sigortalı AVM’de meydana gelen hasarın akabinde yapılan hasar ihbarı üzerine görevlendirilen sigorta eksperi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen eksper raporunda; “…hasar dökümü olarak tavan kaplamaları, dikey kaplamalar, teşhir unsurları, elektrik tesisatı, boya, badana, temizlik ve moloz atım bedeli, haftalık ortalama kâr kaybı toplamının 13.680 Euro (76.105,97 TL) olduğunun” belirlendiğini, müvekkili sigorta tarafından jeran sigorta şirketi ——– şirketi tarafından düzenlenen eksper raporunda belirtilen 76.105,97 TL’lik hasar miktarının müşterek sigorta gereği % 20’lik payına karşılık gelen tutar olan 15.340 TL’nin 29,11.2019 ve 24.01.2020 tarihlerinde ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin poliçe gereği edimlerini yerine getirmiş olması nedeniyle davacının taleplerinin mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın sigortalısına ödediğini iddia etmiş olduğu tazminat bedelinden almış olduğu ödemeleri mahsup ettiğinde kalan tutar ile icra takibindeki tutarların birbiri ile uyuşmadığını, davacı tarafından sigortalısına ödenmiş olan her hasar kaleminin müvekkili sigorta şirketi nezdindeki sigorta poliçesinden kaynaklanmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından sigorta poliçesi kapsamında ödenmesi gereken sigorta tazminatının ödendiğini, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddi gerektiğini, davacının davaya konu taleplerine dayanak eksper raporu ile ——– şirketi tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda belirlenen zarar kalemleri arasında fahiş fiyat farkları bulunduğunu, davacının kendi poliçe limitlerine ve teminatına göre sigortalısına ödeme yapmış olmasının davacının ödediği her hasar kalemini müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılanacağı anlamına gelmediğini, bu nedenle davacı tarafın ekspertiz raporunda hesaba konu edilmiş tüm hasar kalemlerinin tek tek incelenerek poliçe kapsamında olmayan kalemlerin tespit edilmesi, bu inceleme yapılırken davacının talepte bulunduğu hasar kalemleri ile müvekkili şirket nezdindeki ekspertiz raporunun da karşılaştırılması ve müvekkili şirket sigorta poliçesinde bu hasar kalemlerine teminat verilip verilmediğinin ortaya konulması gerektiğini savunarak, itirazın iptali davasının hak dü süre içerisinde açılmış olmaması nedeniyle reddine, davacının aktif dava ehliyetini ispat etmesi gerektiğinden aktif dava ehliyetinin bulunmaması halinde dava şartı yokluğundan reddine, zamanaşımı def’ilerinin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ——- şirketi tarafından davaya cevap verilmediği, sadece sunulan ön rapor akabinde, Mahkemenin 09.12.2022 tarihli tekid yazısıyla 20.12.2022 tarihinde hasar dosyasına sunulan ekspertiz raporu ve poliçe örneklerinin UYAP üzerinden dosyaya sunulduğu görülmüştür.

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Uyuşmazlık davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının işyerinde meydana gelen su baskını sebebiyle sigortalısına ödemiş olduğu 363.522,83 TL hasar bedelini, davalı ——– şirketinden davacının sigortalısı ile arasındaki kira sözleşmesi sebebiyle sorumluluğunun bulunduğundan bahisle diğer davalılar yönünden ise sigorta sorumluluğu kapsamında rücu talebine ilişkindir.Dava şartı niteliğindeki görev sorunu kendiliğinden ve öncelikle irdelenmelidir.Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede davacı şirketin dava dışı sigortalısı ——— Şti. İle davalı——– şirketi arasında 01/08/2016 tarihli ve 20 yıl süreli bir kira sözleşmesinin imzalandığı, dolayısıyla taraflar arasındaki alacağın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, HMK’nun Sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/1.a maddesindeki ” Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları ” düzenlemesi bulunduğu,davacı ile davalı arasındaki akdi ilişkinin kira olması hasebiyle Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli ——— ADLİYESİ NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde——– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2023