Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/743 E. 2023/819 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/743
KARAR NO : 2023/819

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/10/2023
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı—– ait —- plakalı aracın —— numaralı kasko sigorta poliçesi ile müvekkili şirket bünyesinde sigortalı olduğunu, 25.09.2022 tarihinde kullanıcı —- sevk ve idaresinde iken —– İlçesi sınırları içerisinde —– istikametinde —-mahallesi—–caddesi üzerinde seyir halinde, ——kavşağa yaklaşırken araç motorunun stop ettiğini ve araç park konumuna geçtiğini, aracın motor bölümünde alevli yangın olayına kullanıcının ve çevredeki vatandaşların kendi imkânları ile yaptığı müdahalelerin yetersiz kaldığını, ihbar üzerine olay yerine intikal eden itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile yangının söndürüldüğünü, eksper raporunda —– plakalı araçta meydana gelen yangın olayının yakıt enjeksiyon sistemi ve bileşenlerindeki olumsuzluktan kaynaklandığının tespit edildiğini, müvekkili şirketçe sigortalısının hasarlar pert bedelinin karşılandığını, sigortalı araç için 345.300,00-TL tutarlı ödemenin 06.12.2022 tarihinde gerçekleştirildiğini, davalı tarafın müvekkilinin sigortalısına söz konusu hasar bedelini ödediği gün temerrüte düştüğünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava dışı sigortalıya yapılan araç pert ödemesi bedelinin daha sonra ıslah edilmek üzere şimdilik 10.000 TL’sinin davalıdan rücuen tazmin edilerek, ödeme gününden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; davacının kasko sigortası ile sigorta teminatı altına aldığı gerçek kişiye ait hususi nitelikteki aracın ayıplı olduğu iddiası ile halefiyete dayalı olarak açılan rücuen tazminat davasıdır.
HMK m.138 hükmüne göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu —–sayılı kararında görevsizlik nedeniyle davanın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığına karar verilmiştir. Anılan karara göre, dava şartlan yargılamanın her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda dosya öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiştir.
Davacı yan ile dava dışı sigortalısı arasındaki sigorta poliçesinin incelenmesinde, sigortanın, —– nolu kasko sigorta poliçesi olduğu, sigortalının —–sigortacının ise davacı olduğu, poliçe vadesinin 07/10/2021-2022 olduğu, poliçeye konu aracın hususi nitelikte otomobil vasfında bir araç olduğu görülmüştür.Somut olayda, uyuşmazlık, dava dışı sigortalı 3. kişi tarafından davalıdan satın alınan aracın imalat hatasından kaynaklı olarak hasarlanması nedeni ile oluşan hasarın sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle rücuen tazminat isteminden davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Görev hususu HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.6502 Sayılı yasanın 73. Maddesinde, Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 1472 md. düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’i halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açıklanacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intila eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’i haleftir. Sigortacının sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı, sigorta ettirenin, ne hakkı varsa bunların şartları gerçekleşince sigortaya geçeceği; sigortacının sigorta ettirenin bütün def’ilerini 3. şahsa karşı ileri sürebileceği açıklanmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı sigortalı aracın maliki arasında kasko sigorta ilişkisi bulunduğu; davaya konu aracın hususi otomobil olduğu ve dava dışı sigortalının da gerçek kişi olduğu, davacı tarafından hasarlanan aracın zararının sigorta poliçesi kapsamında dava dışı üçüncü kişiye tazmin edilmesinden sonra doğan rücu alacağı hakkında sigortalı araçta ayıp iddiasına dayalı hasarın oluştuğundan bahisle; TTK.nun 1472.maddesinden kaynaklanan halefiyete dayalı olarak hasar bedelinin zarar verenden tahsili için açılan rücuen tazminat isteminde bulunularak iş bu davanın açıldığı, sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal edeceği, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava niteliği bulunmadığı; bu nedenle, halefiyet davasının bir ticari dava sayılamayacağı; bu davanın, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava niteliğine sahip olduğu, bu nedenle, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusu olduğu, dava dışı 3.kişinin davalı şirketin satıcı ve distribütör olduğu aracı satın alması nedeniyle, davacının sigortalısının tüketici sıfatına sahip olduğu, bu nedenle, davalıların ayıplı olduğu iddia edilen araçta oluşan hasarın rücuen tazmini davasında 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkında Kanunun hükümlerinin uygulanması gerektiği; bu nedenle bu davaların özel mahkeme sıfatını taşıyan Tüketici Mahkemelerinin bakması gerektiğinden mahkememizin iş bu davada görevsiz olduğu HMK’nun 114-(1).c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiğinden, davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 115-(2) maddesi uyarınca davanın usulden reddine; karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —– Tüketici Mahkemelerine tevzi edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Tüketici Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.