Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/724 E. 2023/776 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/724
KARAR NO : 2023/776

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 02/05/2023
KARAR TARİHİ : 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekilinin müflis—- olan ilan reklam vergisi alacağının kaydı için iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunduğunu, 18/04/2023 tarihinde tebliğ edilen sıra cetveli kararında müvekkilin alacaklarının iflas idaresi tarafından hukuka aykırı olarak reddedildiğini,—-müvekkil belediyeye ilan ve reklam vergisi borcu bulunduğunu, —-Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mali Hizmetler Daire Başkanlığının kayıtlarına göre müflisin müvekkili belediyeye 16/01/2019 tarihi itibariyle 144.894,22TL vergi borcu bulunduğunu, işbu alacak nedeniyle iflas masasına kayıt taleplerinin reddedildiğini sıra cetvelinin tebliği ile öğrendiklerini, müvekkili kurum alacağının müflis şirket hakkında 16/07/2013 tarihi itibariyle iflas kararı verildiği gerekçesiyle reddedildiğini, Oysa ki T.C Gelir İdaresi Başkanlığının 24/09/2018 tarih ve —- sayılı yazısında, müflis şirketin—– Vergi Dairesi Müdürlüğünün 15/08/2018 tarih ve —- sayılı yazısında —–nolu şubesinin 15/08/2018 tarihinde mükellefiyet kaydının kapatıldığının bildirildiğini, müvekkil belediye tarafından tahakkuk ettirilen 144.436,23TL”lik vergi alacağının 30/06/2013-02/07/2018 tarihlerine ilişkin olduğunu, mükellefiyet kaydının kapatılmadan önceki dönemleri kapsadığını, ayrıca 30/06/2013 tarihli alacaklarının da iflas tarihinden önce olduğunu, bu sebeple iflas idaresinin alacak kaydı taleplerinin reddine ilişkin kararının usulsüz olduğunu, müvekkil kurumun vergi alacakları hukuka aykırı olarak ve yeterli inceleme yapılmadan reddedildiği, alacaklarının kabul edilerek sıra cetvelinin düzeltilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle; müflis —-hakkında—–. İcra ve İflas İdaresinin —–İflas sayılı dosyasından tanzim edilen ve müvekkilin alacaklarının reddine dair sıra cetveline itirazlarımızın sunulması ve müvekkilin alacaklarının kabul edilmesine karar verilmesi ücret ve masrafların karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Sıra cetveline itiraz davasıdır.Gelir İdaresi Başkanlığı ve İflas idaresine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Mahkememizin —– esas sayılı dosyası üzerinden yargılama devam ederken açılan davanın işbu dosyadan tefriki ile mahkememizin —– esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava kayıt kabul istemine ilişkindir. İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez. Bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.
Bir alacağın masa alacağı olması için; iflas idaresinin yaptığı ve yaptırdığı işlerden doğması, iflas idaresinin bizzat yaptığı veya devamına izin verdiği sözleşmeden doğması, masanın sebepsiz zenginleşmiş olması veya iflas masasının haksız fiilinden kaynaklanması gerekmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu alacağı “İflas Müdürlüğü tarafından reddedilen 1.818,17 TL tutara ilişkin alacağımız tasfiye sürecinde verilen beyannamelere ilişkindir” şeklinde tanımlamıştır.Dava dilekçesinde ve ekinde sunulu belgelerden İflas tarihi olan 13.07.2013 tarihinden sonra doğmuş alacakların var olduğu anlaşıldığından bu miktar alacak bakımından esas dosyadan tefrik kararı verilerek işbu dosyadan esasa kaydedilmiştir.Dolayısıyla işbu davanın konusu masa alacağıdır. İİK’nın 235. Maddesi uyarınca açılan Kayıt kabul davasında Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede dava açılması gerekir. İİK’da masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmamaktadır. (Emsal Yargıtay Kapatılan—-HD’nin —– sayılı kararı,) Bu nedenle masa alacaklarında görevli mahkeme genel hükümlere göre belirlenir. Davacı vekili, davaya konu alacağın müflis şirketin iflasından sonra reklam vergisi borcundan kaynaklandığını ileri sürdüğüne göre, iflas sonrası döneme ait alacağın kayıt kabul davası olarak nitelendirilmesi mümkün olmayıp, davaya konu alacak masa alacağıdır. Masa alacaklarında ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna dair yasada bir düzenleme olmadığı, davacı kamu kurumu tacir olmadığından ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava olmadığından ortada mutlak veya ticari dava yoktur. Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Açıklanan nedenlerle mahkememizce görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —- Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde—–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.