Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/553 Esas
KARAR NO: 2023/1006 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/07/2023
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ——- Mahallesi, ——- Sokak, ——– Apartmanı, No:——-, D:——-, ——— adresindeki taşınmaz, davalı nezdinde zorunlu deprem sigortalı konutunun, 06.02.2023 tarihinde meydana gelen depremde hasar gördüğünü, taşınmazın ağır hasar kaydı aldığını, müvekkili tarafından konutun poliçesinin her sene yenilendiğini, ——- Raporuna Göre yıkıcı iki büyük deprem olduğunu, müvekkilinin poliçesinin 02.02.2023 tarihinde sona erdiğini, acente tarafından kendisine ulaşılamadığı bilgisi verildiğini akabinde 06.02.2023 tarihinde müvekkiline poliçesinin son bulduğu acente tarafından hatırlatıldığını, müvekkilinin de 06.02.2023 sabah 10:00 civarı ——- şirketi ——– ——- Poliçe Nolu poliçeyi kestirip primini ödediğini, poliçenin hala aktif olduğunu, söz konusu yeni poliçenin ikinci büyük deprem ve artçılar olmadan önce kesildiğini, davalı kuruma müvekkili tarafından başvuru yapıldığını, davalı tarafından da ——– hasar dosyasının açıldığının bildirildiği, e-devlet üzerinden kontrollerini sağladığında dosyanın kapatılmış olduğunun görüldüğünü, haricen yapılan görüşmelerde ise depremden sonra poliçenin kestirilmiş olması nedeniyle ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, söz konusu eylemlerden dolayı müvekkilinin büyük zarar gördüğünü, müvekkilinin davalı şirkette müracaatı olduğu halde zararının karşılanmadığı görüldüğünden şimdilik 1.000,00 TL’nin 06.02.2023 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini, müvekkilinin deprem nedeni ile her şeyini kaybetmiş olması da göz önüne alınarak yeni TBK 76. maddede düzenlenen geçici ödeme düzenlemesi uyarınca ileride tahakkuk edecek tazminattan mahsup edilmek üzere 100.000,00 TL tazminatın olay tarihi olan 06.02.2023’ten itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkiline tedbiren ödeme yapılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, husumete ilişkin itirazlarının olduğunu, davacının davaya konu meskenin brüt yüzölçümü, yapı tarzı, adresi, geçmiş depremlerde hasar durumuna ilişkin kasti beyan yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı hususunun araştırılmasını, davacının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığının tespiti durumunda sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı işbu davanın usulden reddinin gerektiğini, davaya konu taleplerin belirsiz alacak davası olarak ileri sürülemeyeceğini, poliçenin hasar yapıcı etkisi olan ana depremden sonra düzenlendiğini, oluşan hasarda müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığını, davacının talebine ilişkin sigorta kapsamı ve teminat dışı kaldığı hallerin mevcut olup olmadığının araştırılmasını, bilirkişi heyeti oluşturularak heyette jeoloji mühendisi, inşaat mühendisi ve sigorta eksperlerine yer verilmesi ve söz konusu dairede keşif yapılmak suretiyle rapor alınmasının gerektiğini, müvekkili kurumun aleyhine tazminat hesaplaması yoluna gidilmesi durumunda dahi sigortalanan meskenin doğru brüt yüzölçümünün ve yapı tarzının vb. hususların tespitinin yapılmasını, müvekkili kurum temerrüde düşmediği için faiz talebinin reddinin gerektiğini, müvekkili kurum ve gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğunu, davacı vekilinin müvekkili kuruma açmış olduğu davanın usulden reddini, aksi takdirde esastan reddini, yargılama, masraf ve vekâlet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, deprem sebebiyle davacının malik olduğu g.menkulde oluşan zararın davalıdan tazmini istemine dayalı maddi tazminat davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden ön inceleme günü belirlenmiş bu arada dava konusu g.menkulün niteliğine ilişkin tapu kaydı ve dava dışı ——- şirketinden hasar dosyası celp edilerek incelenmiştir.Celp edilen tapu kaydında dava konusu edilen davacıya ait ——-Mah. —– Sk. —— Apartmanı No:—— D.—— ——- adresindeki taşınmazın mesken olarak kayıtlı olduğu görülmüştür.Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu, HMK’nın 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup HMK 115. maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
28.11.2013 tarihli ——- yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Somut olayda, davanın dayanağı zorunlu deprem sigorta sözleşmesi olup, uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 6502 sayılı TKHK m. 73/1 hükmünde belirtildiği üzere, davacı tüketici konumunda olduğu, zorunlu deprem sigortası akdedilen taşınmazın mesken niteliğinde olduğu ve davalı kurum ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, 6502 sayılı TKHK m. 3, 73/1 ve 83/2 hükümleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmakla huzurdaki davanın TTK m. 4, 5/3. ve Tüketici Kanunu m. 3 ve 73 hükümleri ile HMK m.114/1-c ve HMK m.115/2 hükümleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK 4, 5/3. ve Tüketici Kanunu 3 ve 73 maddeleri HMK.114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——- Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içerisinde gönderme başvurusunun yapılmaması üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak Davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2023