Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/403 E. 2023/1000 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/403 Esas
KARAR NO: 2023/1000 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/01/2022
KARAR TARİHİ: 14/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı / borçlu yan aleyhine ——– Esasına kayıtlı dosya ile taraflarınca ilamsız icra yolu ile takip başlatıldığını, borçlu … 26.07.2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiğini, bunun üzerine durduğunu, her ne kadar davalı borçlu vekili dilekçesinde; borca, borcun sebebine ve dayanak belgeye itiraz etmiş olsa da, takibe dayanak belge davalı borçlu … tarafından imzalandığını, ilgili takip dosyasına dayanak olan 27.03.12 ödeme tarihli senet davalı borçlu yan tarafından süresi içerisinde ödenmediğini, davacı müvekkilinin ödeme vaadi ile uzun yıllar bekletildiğini, davalı/borçlunun, davacı … iyi niyetini suistimal ettiğini, kötü niyetli davrandığını ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı, her ne kadar süre uzatım dilekçesi sunmuş ise de verilen iki haftalık ek süre içerisinde yanıtlarını sunmamış ve HMK m.128 hükmü gereğince münkir addedilmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ödünç verildiği iddiasıyla zamanaşımına uğramış bonoya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davanın geçirdiği safahat incelendiğinde, davanın önce açıldığı ——- sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, söz konusu kararın süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine——- sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine karar verildiği, dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.Dava basit yargılama usulüne tabi olup, usulüne uygun olarak oluşturulan tensip zabtı ile icra dosyası celp edilmiş, tahkikat ile birlikte deliller toplanmış, senet aslı mahkememiz kasasına alınarak ispat yükü çerçevesinde davacı tanıkları dinlenmiş ve oluşan kanaate göre yargılama sonuçlandırılmıştır.İtirazın iptali istemine konu ——– E sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 27/03/2010 tanzim ve 27/03/2012 vade tarihli 36.500,00 TL bedelli senet dayanak gösterilmek suretiyle 29/04/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.Dava dilekçesinde takibe konu senedin 136.500,00 TL bedelli senet olduğu takipte sehven 36.500,00 TL yazıldığı, bakiye 100.000,00 TL yönünden ise——– E sayılı takip dosyasından icra takibi başlattıklarını belirtmiş; bu kapsamda anılan dosya Uyap üzerinden incelenmiş ve dosya bilgilerinin davacı beyanları ile uyuştuğu görülmüştür.Davaya konu edilen bononun zamanaşımına uğradığı hususu yanlar arasında çekişmesiz olup bono altındaki imza davalı tarafından inkar edilmemiş davalı yalnızca, davacının kuyumcu dükkanından saat alımı sebebiyle bakiye borcun ödenmesine ilişkin senet tanzim edildiğini ve senedin boş hali ile kendisi tarafından imza edildiğini beyan etmiştir. Davacı vekili ise ödünç sözleşmesi sebebiyle davalıya borç para verdiğini iddia etmiştir. TMK m.6 ve HMK m.190 hükümleri uyarınca ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkartan tarafa ait olduğundan somut olayda davacının zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı niteliğine haiz olduğu değerlendirilerek davacının, ödünç sözleşmesi kapsamında davalıya senet üzerinde yazılı bedeli borç olarak verdiğini, davalının ise beyaza imza atmak suretiyle davacıdan aldığı saate ilişkin çok daha az bir bedelle borçlandığı hususunu ispat yükü altındadır.Dinlenen tanık anlatımlarında davacının davalıya bir işe girişeceğini belirtmesi sebebiyle borç para verdiği, karşılığında davalının senet tanzim ederek davacıya verdiğini, senedin üzerinde yazılı bedele dair bilgileri olmadıklarını, verilen paranın ise bir deste şeklinde verildiğini beyan ettikleri görülmüştür. Davalı, süresinde yanıt dilekçesi sunmamak suretiyle münkir addedilmiş, savunmasını ispat edecek herhangi bir delil sunmamıştır. Davalı, duruşmada alınan beyanında senedin boş olarak tanzim edildiğini, anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia etmiş ise de bu hususta bir şikayet vs. yaptığı hususunda da herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında; davalının üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği ancak içeriğinin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia ettiği zamanaşımına uğramış bono üzerindeki alacak miktarı ile bu alacağın hangi hukuki ilişki kapsamında oluştuğu konusunda ihtilaf bulunduğu, davacı alacaklının, temel ilişki iddiasının ödünç sözleşmesine, davalı borçlunun ise tanzim tarihinden de önceki bir menkul satış sözleşmesine dayandırdığı, her ne kadar maddi olgu kapsamında her iki tarafta HMK m.190 hükmü uyarınca iddiasını ispat yükü altında olsa da senedin zamanaşımına uğramış olması sebebiyle emsal içtihatlar uyarınca ancak yazılı delil başlangıcı olarak kabul edileceği ve davalının da münkir addedilmesi sebebiyle somut olayda kural olarak davacının alacak istemine dayalı temel iddiası olan ödünç sözleşmesi kapsamında 135.000,00 TL’yi borç olarak verdiğini ispat etme yükü altında olduğu, davacının bu iddiasını her türlü delil ile ispat edebileceği, bu kapsamda tanık deliline dayandığı, dinlenen tanıklar, anlatımlarında davacının birçok kişiye borç para verdiği, davalının da davacıdan iş yeri açmak için borç para aldığına şahit olduklarını, paranın miktarına ilişkin bilgileri olmadıkları ancak paranın bir deste şeklinde verildiğini beyan etmiş iseler de taraflar arasında tanzim tarihi itibariyle ülkenin ekonomik koşulları nispetinde bu denli yüksek bir meblağın borç olarak verilmesine ilişkin bir ilişkinin olduğuna dair bir kanaatin oluşmadığı, bunun yanında 135.000,00 TL’nin bir deste para olarak nitelendirilebilecek bir meblağ olmadığı dolayısıyla bir an için davacının iddiası kapsamında taraflar arasında ödünç sözleşmesi kurulmuş olsa bile davacının toplanan deliller ile davalıya ödünç olarak verdiği bedeli miktar ile itibari ile de ispat etmesi gerektiği ancak yazılı delil başlangıcı niteliğini kazanan dava konusu senedin artık tek başına bu hususu ispat etmeye yeterli olmayacağı dolayısıyla TMK m.4 hükmü uyarınca mahkememizde davacının davalıdan senet bedeli miktarında borç para verdiği ve dava konusu miktar ile sınırlı alacaklı olduğu iddiasını ispat etmeye yeterli kanaatin oluşmadığı, bunun yanında delil listesinde yemin deliline dayanmış olması sebebiyle davacı vekiline yapılan hatırlatmaya rağmen davacı vekilinin yemin deliline dayanmayacağını, toplanan deliller ile iddiasını ispat ettiğini beyan etmesi sebebiyle yemine ilişkin usul icra edilemeyeceğinden davacının iddiasını ispat edemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 531,75 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğine yatıran tarafa iadesine,
5-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları ——— Arabuluculuk Dosya Numaralı görüşmeler neticesinde belirlenen 680,00 TL ücretin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin olarak davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2023