Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/377 E. 2023/464 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/377 Esas
KARAR NO:2023/464
DAVA: Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/05/2023
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- davalıların yüklenici olarak —- ile yapımını üstlendiği —–parselde yapılan binanın teknik şartname ile belirlenen malzeme ve işciği üstlendiğini, müvekkilinin yaptığı işlerin teknik şartname ile belirlendiğini, bu işler karşılığında —– tarihli sözleşme ile yapılan binadan —– nolu daire için satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin taahhüt ettiği işleri yaptıktan sonra davalının taahhüt ettiği daireyi vermek yerine 30/05/2018 tarihli sözleşme ile —– üstlendiği inşaat işine müvekkilinin her iki taşınmazda yaptığı işlerin bedeli ve sermaye olarak –inşaat bittikten sonra ve yapılan bağımsız bölümlerin satışından kar payından %40 oranında kar payı verileceği yönünde anlaştıklarını, müvekkilinin bugüne kadar ödemeye ve anlaşmaya yanaşmadığı için hukuki yola başvurma zorunluluğunun doğduğunu, davalıları ticaret sicil kaydından görüleceği üzere —— adına iken isim değişikliği ile —— devam ettiğini, bu nedenle hem şahıs olarak hemde şirket olarak davalılara dava yönlendirildiğini, davalıların bir ticari şirket olması nedeni ile arabuluculuğa başvuruda bulunulduğunu ve davalılar ile anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin yaptığı işlerin karşılığı olan bedelden aşağı olmamak kaydı ile davalıların kendisine düşen dairelerin kar payının hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL’nin faizi ile tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.

GEREKÇE:Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ———-Davanın konusu TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir.
Uyap sistemi üzerinden yapılan sorgulamada, DAVACI ———– SADECE KENDİSİNE AİT KİRALANANLARIN KİRAYA VERİLMESİNDEN DOLAYI MÜKELLEFİYETİNİN BULUNDUĞU, DOLAYISIYLA GELİR GETİRİCİ BİR İŞTEN DOLAYI MÜKELLEFİYETİNİN BULUNMADIĞI görülmüştür. Davacı gerçek kişi olup tacir değildir. Dolayısıyla ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur. Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK 4.maddesinde düzenlenen hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. HMK 138.maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.——- kararında görevsizlik nedniyle davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığına karar verilmiştir. Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesin olduğundan, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——-Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.23/05/2023