Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/32 E. 2023/392 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/32 Esas
KARAR NO: 2023/392
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/05/2015
KARAR TARİHİ: 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —-Tarafından davacı aleyhine——- Sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, bu borcun şahsi borcu olmadığını, 03/08/2012 tarihine kadar ortağı olduğu, dava dışı——— açılmış ticari kredilere olan eski kefaletinden kaynaklandığını, borcun açılımında borcun 12.188,42 TL.lık kısmının şirket kredi kartı, 7.135,00 TL.sı banka tarafından yasal limitleri ödenmiş 7 adet karşılıksız çek yaprağı için ve 6.358,27 TL.sinin de yine aynı çeklerin ödenerek ——- hesabının borçlandırılması yoluyla olduğunun görülmekte olduğunu, asıl alacak tutarına icra tarihine kadar 741,51 TL. temerrüt faizinin de eklendiğini, ayrıca takip tarihinden itibaren işleyecek sırasıyla, yüzde 70,80, yüzde 36,50 ve yüzde 103,76 yıllık faizlerden bahsedildiğini, bu faiz oranlarının yasal olmadığını, — kararlarına göre, uygulanabilecek en yüksek temerrüt faizinin —-avans faizinin iki katını geçemeyeceğini, o tarihte geçerli avans faizinin yüzde 13,75 olduğuna göre, bankanın uygulayabileceği maksimum faizin yüzde 27,5 olması gerektiğini, ——– tarihinde resmi olarak ayrılmış olmasına ve bunu banka yetkilisine defalarca sözlü olarak ve e-mail yolu ile bildirmesine rağmen kredi kartlarındaki kefalet yapısının değiştirilmediğini, kredi kartlarının kullanıma da kapatılmayarak ve üzerine bir de ek kart verilerek şirketin kullanmaya devam etmesinin sağlandığını ve sonucunda da, 12.188,42 TL. tutarında bir zarar oluştuğunu, bahsi geçen çek yapraklarının kendisinin ortaklığı döneminden sonra verildiğini, kendisi ile hiç ilgisinin bulunmadığını, ——hesabında yer alan kredi kullanımları ekstreye göz atılırsa tamamı ile ödenmeyen çeklere karşı bankanın ödediği miktarın şirkete kredi olarak ———-hesabına yansıtılmasından başka bir şey olmadığını, yani burada da mükerrer bir isteğin söz konusu olduğunu, kendisinin ortaklığı döneminde,—– tarafından kredi açılmışken, daha sonra ortaklıktan ayrılınca bu şubedeki kredilerin kapatıldığını ve——- şubesince yeniden bir limit tanımlandığını, kredi sözleşmesini bu defa kendisinin hisselerini alan ——imzaladığını, bu şube tarafından çek karnesi verildiğini, mevcut olan kredi kartının bu şubeye aktarılıp, ayrıca ek kart verildiğini, belirterek; davalıya borçlu olmadığının tespitine, ———-Sayılı icra dosyasının iptaline karar verilmesini’ talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı banka ile müşterilerinden ———– imzalanmış ve bunun neticesinde kredi kullandırıldığını, borçluların muaccel olan borçlarını ödememeleri sebebiyle kendilerine ——- yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edildiğini, hesap kat ihtarnamesine karşı davalının herhangi bir itirazda da bulunulmadığını davacının da bulunduğu borçlular, sözleşmeye dayanan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olup, alacağın tahsili için——— dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlulara gönderilen ödeme emirlerinin usulü dairesinde kendilerine tebliğ edildiğini davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE;Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından istinafı üzerine,——- sayılı kararı ile; davacının karar tarihinden sonra 14/11/2020 tarihinde öldüğü ve hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği,hükmün HMK 353(1)a-6 kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından ;davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Vefat eden davacının mirascıları —- vekili aracılığıyla verdikleri dilekçede, ——sayılı kararı ile mirası reddediklerini, bu nedenle davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiştir.
—— sayılı kararı ve kesinleşme şerhi celbedilmiş incelenmesinde; — intikal eden mirasın——– tarafından kayıtsız ve şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, kararın 02/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili 04/05/2023 tarihli duruşmada, “Davacının aktif husumeti kalmamıştır. Mirası reddedilen davacının terekesini temsilci tayin edilmesi talebimizde yoktur. Davanın reddini talep ediyoruz” şeklinde beyan ve talepte bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davacının sıfat yokluğu (aktif husumet) nedeniyle davanın reddine, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sıfat yokluğu (aktif husumet) nedeniyle davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin yatırılan harçtan mahsubu ile arta kalan kısmın hazineye irat kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının hazineye irat kaydına,
Dair davacının mirası reddeden mirasçıları vekili ile davalı vekilin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——-Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/05/2023