Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/277 E. 2023/917 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2023/277 Esas

KARAR NO: 2023/917

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 10/04/2023

KARAR TARİHİ: 21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin, karı koca olduğu iddia edilen ve aile şirketi olarak birlikte iş yapan davalılardan, müvekkili şirketin iş yerinde kullanılmak üzere iki adet ——– Motoru satın almış olduğunu ve satım bedeli olarak kararlaştırılan 354.000,00TL’nin 10.000,00TL’lik kısmını davalılara nakit olarak, bakiye kalan 344.000,00TL tutarındaki kısmının ise müvekkili şirkete ait 15/02/2023 tarihli ——– numaralı ve ——– numaralı müşteri çeklerini teslim etmek suretiyle ödediğini, ancak alınan su motorlarının arızalı çıktığını ve 21/11/2022 tarihli sevk irsaliyesinde, su motorları ——– ve ——– plakalı araçlara yüklenerek ivedilikle davalıya iade edildiğini, davalıdan da müvekkili şirket tarafından ödendiği iddia edilen satım bedelinin ve çeklerin müvekkiline iade edilmesi ile birlikte müvekkili şirketin, motorların sağlam olduğu kanısıyla motorları ambardan indirmek üzere kiraladığı vincin kiralama bedeli ve yine arızalı olduğu iddia edilen motorların sökülüp tırlara yüklenmesi için kiralanan vincin kiralama bedeli olduğu iddia edilen 20.000,00TL’nin de müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, davalı … müvekkil şirketin teslim ettiği müşteri çeklerini kullandığını ve elinde olmadığını, çek bedellerini ve vinç kiralama bedeli olan 20.000,00TL’yide nakit olarak ödeyeceğini beyan ettiğini, diğer davalı … tarafından toplam da 140.000,00TL bedelin parça parça olarak ödendiğini, ancak daha sonrasında davalılardan müvekkiline ödeme yapılmadığını ve müvekkilince davalılara ulaşılamadığını, bu nedenle davalılar hakkında ——– Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, daha sonra 03/02/2023 tarihinde davalının bakiye 235.000,00TL bakiye borcunu, müvekkiline ait olduğu iddia edilen ———- numaralı ve 254.000,00TL çeki müvekkiline iade etmek sureti ile ödeme yapacağını ancak daha öncesinde bu çek bedeline binaen ödemiş olduğu 40.000,00TL olduğundan çek bedeli olarak ödeme yapmış olduğu 40.000,00TL’den vinç kiralama bedeli için ödeyeceği 20.000,00TL’nin mahsup edilmesini ve kalan 20.000,00TL’nin tarafına ödenmesini beyan ettiğini, davalı ile yapılan görüşmelerde çekin kendisine teslim edilmediğini ve çeki verdiği müşterisinin de çeki kullanmış olduğunu beyan ettiğini, davalıların müvekkilinin alacak ve zararına karşılık nakit ödeme yapacaklarını hatta ödeme emri tebliğ olunmadan borcu ödeyeceğini beyan ettiklerini ve müvekkili hesabına 15/02/2023 tarihinde davalı … hesabından ——– numaralı çekin geri ödenmesi açıklaması ile 50.000,00TL gönderildiğini ve bakiye 164.000,00TL’nin kaldığına ilişkin bilgilendirme mesajı gönderildiğini, davalı taraflarca başkaca bir ödeme yapılmadığını ve yapılan icra takibine de itiraz etmeleri sebebi ile takibin durduğunu, davalıların kötü niyetli olduklarını, bu nedenlerle, ——– Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra edilmek üzere davalıların mal varlığı değerleri hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalılardan müvekkili lehine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili … arasında süregelen bir ticari ilişki olduğunu ve davanın müvekkili … ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak müvekkillerini icra takibine konu ettiklerini, müvekkilinin davacı şirkete borcunun bulunmadığını ve tüm iddialarının asılsız olduğunu, icra takibi ve davanın çok öncesinde müvekkilinin karşı taraf vekili ile iletişime geçtiğini ve borcun olmadığına dair yazı istediğini, davacı şirket vekilinin ise 164.000,00TL borç kaldığını ve müvekkilinin önceki ödemeleri kabul ettiğine dair beyanlarını ilettiğini, davacı tarafça borcun 164.000,00TL olduğunun kabul edilmesine rağmen davacı tarafça kötü niyetli olarak çok daha yüksek bedellerle takip başlatıldığını ve dava açıldığını, bu nedenlerle, müvekkili … açısından davanın husumetten reddine, diğer müvekkili … ve husumet itirazının reddi halinde … adına davanın esastan reddine, başlatılan takipte haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.——-ve ——- Vergi Daire’lerine yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile ayıplı mala ilişkindir.
——– Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü. Verilen yazı cevaplarında davalılardan … 2022 yılı itibariyle beyanının bulunmadığı, davalılardan … ise mükellefiyetinin başladığı tarihten itibaren gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olup işletme hesabı esasına (ikinci sınıf tüccar) göre defter tuttuğunun belirtilmiş, 2022 takvim yılı beyannameleri yazı ekinde gönderilmiştir.Defter tutma hadlerini düzenleyen Vergi Usul Kanunun 177/1.maddesine göre;” Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı,7.200.000.000 (480.000 TL) lirayı veya satışlarının tutarı 8.640.000.000 (684.000 TL) lirayı aşanlar”ın birinci sınıfa dahil oldukları belirtilmiştir.Vergi Dairesi tarafından müzekkere cevabı ekinde gönderilen davalı … 2022 yılı beyannamelerin incelenmesinde mal alım satım toplamının VUK. 177. Maddesinde belirtilen sınırın altında kaldığı, esnaf sınırda olduğu, tacir olmadığı görülmüştür.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ——– Vergi Dairesi Müdürlüğünün müzekkere cevabına göre davalılardan …dava tarihi olan 2022 yılı itibariyle beyanının olmadığı, tacir olmadığı, diğer davalı … ise işletme hesabına göre defter tuttuğu ve V.U.K. 177. Maddesine göre kazançlar toplamının esnaf sınırında kaldığı, dolayısıyla tacir olmadığı, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı. somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde de kabul edilemeyeceği,Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verimiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——— Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/11/2023