Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/261 E. 2023/581 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/261 Esas
KARAR NO:2023/581
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 04/04/2023
KARAR TARİHİ: 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalısının riziko adresinde —- tarihinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle 9.529,83-TL ödediğini, zararın meydana gelmesi nedeniyle davalı aleyhine —– dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yapılan anlaşma site yönetimi hizmetlerini yüklendiğini, güvenlik hizmeti vermediğini, site yönetim planında site yönetimine güvenlikle ilgili yükümlülük yüklenmediğini savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, TTK 1472.maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından konut poliçesi ile sigortalanan konutta meydana gelen hırsızlık nedeniyle, davacının sigortalısına ödediğin tazminatın kusurlu olduğu ileri sürülen davalı-site yöneticisinden rücuen tahsiline ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açmıştır. Bu durumda görevli mahkeme sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetine göre belirlenir. ——— sayılı kararında bu husus; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde hükme bağlanmıştır. Bu durumda görevli mahkeme sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetine göre belirlenir. Buna göre; davacı sigorta şirketi, sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise o mahkemede davasını açmalıdır.
Davacının sigortalısı dava dışı——gerçek kişi olup tacir değildir. Uyuşmazlık da, davacının haklarına halef olduğu sigortalısının evinde meydana gelen hırsızlıktan kaynaklanmaktadır. Bu durumda ortada dava dışı —– davalı şirket arasında iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan bir ihtilaf olmadığından, ticaret mahkemesi görevli değildir.
Davaya konu hırsızlık —— konutta meydana gelmiş olup, söz konusu sitenin yönetimi sözleşme ile davalı şirkete verilmiştir. Dolaysıyla site yönetiminin sorumluluğuna dayanılarak, davalıya husumet yöneltilmiştir.
Davalı şirket ile dava dışı site yönetimi arasında imzalanan———-Sözleşmesinde, sözleşme kapsamındaki tüm işler tek tek sayılmış olup, güvenlik hizmet sözleşme kapsamında değildir. Bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalı arasında bir tüketici ilişkisinden bahsetmek mümkün değildir.Cevap dilekçesi ekinde ibraz edilen yönetim planında ——– üzerinde inşa edildiği, dolayısıyla tek parsel üzerine kurulu taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin kurulu olduğu ve uyuşmazlığın kat mülkiyetinden kaynaklandığı anlaşılmakla, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesin olduğundan, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——— Sulh Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için ———- gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine görevli Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kesin olmak üzere karar verildi. 22/06/2023