Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/209 E. 2023/831 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/209
KARAR NO : 2023/831

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 15/02/2023
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —-(Kısaca: —) ile davacılar —- (Kısaca: Arsa Sahipleri) arasında “—- ili —- İlçesi, — Mevkii, 7425, 7426, 7427,7428 parseller, 264 ada 1,2,3,4,5 ve 6 parseller ile 265 ada, 1 ve 2 parseller de kayıtlı olan 323.859,93 m2 lik taşınmazlar ile ilgili “Hasılat paylaşımı esasına dayalı ihale yöntemi ile değerlendirilecek gelir paylaşım sözleşmesi” 07.02.2014 tarihinde 8 sayfa ve 16 madde halinde tanzim ve imza edildiği, 07.02.2014 tarihli iş bu sözleşme bütün olarak veya etaplar halinde çıkılacak bir ihaleye ilişkin olup; arsa sahipleri ile davalı taraf tekrar anlaşmadıkça tek yanlı olarak yeni ihaleler açılması ve yüklenicilerle arsa sahiplerini bağlayıcı sözleşme yapılması hakkını davalıya vermemekte olduğunu, bu hususun sözleşmede de açıkça belirtildiği, 07.02.2014 tarihli Sözleşme’nin 4.5.maddesine göre: İhale yerine işin —– tarafından aynı zamanda yüklenici sıfatıyla devam ettirilmesi, ancak “tarafların karar vermesi” halinde mümkün olacağı, ihale ile bulunacak olan müteahhitin inşaatı yapacak olduğu ve davalı —– bu inşaattan elde edilecek olan müstakbel bağımsız bölümlerin pazarlamasını yapacak olduğu, aynı Sözleşme’nin 10.2.maddesine göre ihale yapıldığını, işin ihaleyi alan yükleniciye verildiği ve böylece tek taraflı olarak davalı—- işe devam hakkı kalmadığını, bu yüklenici, —- tarafından ihale yoluyla bulunan—- (Eski Yüklenici) olduğu, yüklenici, davalı —- davacılar —- – ve — arasında 08.01.2016 tarihinde “—– Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi” adı ile üçlü bir sözleşme imzalandığı, Yüklenici’nin proje inşaatının henüz küçük bir kısmı yapılmışken işe devam edemez hale gelmesi ve işin vadesinde asla bitmeyeceğinin anlaşılması üzerine taraflar arasında uyuşmazlık çıktığını ve—- tarafından yüklenici şirket ile arsa sahiplerinin bilgisi dışında ve arsa sahipleri adına tasfiye anlaşması imzalandığını ve yüklenici—– tarafından her türlü yükümlülük ve sorumluluklarından kurtarılmak istendiği, Arsa Sahiplerinin bunu şiddetle reddettiğini; kusurlu olarak işi yapamaz hale gelip vadeye yetiştiremeyeceği kesinleşen Yüklenici’yi sorumluluğundan tamamen kurtarmayı amaçlayan bu sözleşmenin, Davacı arsa Sahipleri tarafından tanınmamış olduğunu, akabinde yapılan görüşmeler sonucunda gerek —-, gerekse Arsa sahipleri tarafından üçlü sözleşmenin tarafı olan yüklenicinin işi bırakmasının kabul edildiği ve böylece yalnızca bu Yüklenici’nin taraf olmasına bağlı bulunan 08.01.2016 tarihli üçlü sözleşme bütün hükümleriyle yürürlükten kaldırıldığı, kabinde davalı —- ile arsa sahipleri —- ve yüklenici —– arasında 04.02.2016 tarih ve —– numaralı sözleşmeye ek olarak 27.09.2016 tarihinde 2 sayfa ve 2.5 maddeden müteşekkil Ek Protokol hazırlandığı, söz konusu ek protokol ile tarafların paylaşım oranlarının revize edildiği ve arsa sahiplerine bir kısım nakit ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı—-İle arsa sahipleri—- ve yüklenici —- arasında 04.02.2016 tarih ve —– numaralı sözleşmeye ek olarak 06.03.2017 tarihli ve 1 sayfa 3 maddeden ibaret Ek Protokol hazırlandığını, söz konusu ek protokol ile tarafların bağımsız bölüm satışlarını artırmak amacı ile alıcıların banka komisyonlarının satış bedelinden düşülmesine muvafakat ettiklerinin kararlaştırıldığını, aynı gün —-İle—- Arasında 04.02.2016 tarih ve—— numaralı sözleşmeye ek olarak 06.03.2017 tarihli ve 1 sayfa 2 maddeden ibaret Ek Protokol hazırlandığı, söz konusu ek protokol ile arsa sahiplerinin aldığı para karşılığında 9.080,37 m2 lik taşınmazın tüm hakları ile —– bırakılacağı hakkında mutabakata varıldığını, kabinde —- İle —- Arasında 04.02.2016 tarih ve —– numaralı sözleşmeye ek olarak 03.11.2017 tarihli ve 1 sayfa 2 maddeden ibaret Ek Protokol hazırlandığı, söz konusu ek protokol ile arsa sahipleri için Asgari Arsa Sahibi Payı belirlenmiş ve rakamsal karşılıkta taraflar mutabık kalmış oldukları, son olarak davalı —- ile davacı Arsa Sahibi müvekkileri arasında imzalanan 24.08.2020 tarihli İbra Protokolü ve Arsa Sahipleri ile yine dava dışı Yüklenici firma arasında imzalanan 30.08.2020 tarihli Avans İade ve Tasfiye Protokolü çerçevesinde taraflar, 04/02/2016 tarih ve —- tasdik nolu “—- Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi” sözleşmesi kapsamında; mutabakata vardıkları ve 08.01.2016 tarihli üçlü sözleşme bakımından ortada işi yapacak yüklenicinin kalmadığı, bu arada arsa sahiplerinden davacı—- taşınmaz hisselerini ayni sermaye olarak davacı —-. Koymuş oldukları, diğer davacı —-. ise bölünme sonucunda davalı —- dava konusu sözleşme kapsamındaki tüm hak ve alacaklarını davacı—-(Vergi No:—– adresindeki firmaya devrettiği, böylece söz konusu sözleşmelerden doğan tüm hak ve yetkilere halefiyet sıfatıyla davacı müvekkili —–sahip olmuş olduğu, bununla birlikte, sözleşme ve zeyilnamelerini imzalayanlar böylelikle sözleşmeye taraf olanların da diğer davacılar olduğu, tarafımızca en son 17.01.2022 tarihinde davalı —-Noterliğinden —- yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, 30.08.2020 tarihli Protokolde belirtilen tüm edimlerin müvekkili şirket tarafından eksiksiz yerine getirildiğini, müvekkilinin gerek yükleniciye gerekse —– herhangi bir borcu bulunmadığını, 24.08.2020 tarihli İbra Protokolü ve akabinde Arsa Sahipleri ile Yüklenici firma arasında imzalanan 30.08.2020 tarihli Avans İade ve Tasfiye Protokolü ile Müvekkili tarafından bu protokolde belirtilen tüm edim ve ödemelerin eksiksiz yerine getirildiğini, içinde bulunulan durumda artık işin tamamlanması için kararlaştırılmış yeni bir vade ve ifa zamanı bulunmadığından davalı —- kendisine düşen yükümlülüklerini gecikmeden ifaya başlaması ve gecikmeksizin sözleşmesel faaliyetlerini yürütmesi gerekecek iken, şu ana kadar ihtarlarımıza rağmen hiçbir girişim, faaliyette bulunmaması karşısında, esasen TBK m.473/f.1 uyarınca, iş sahibi sıfatıyla müvekkilinin sadece bu gerekçeyle de sözleşmeden dönme hakkının doğmuş bulunduğu, sonuç olarak yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebileceğini, geriye etkili fesih için gerekli olan tüm yasal vecibeler taraflarınca yerine getirilmiş olup sözleşmenin geriye etkili hukukî sonuçları doğuracak bir şekilde fesih talep etme zaruretinin bulunmakta olduğunu, geçmişe etkili olarak sözleşmeden dönme haklarının doğduğunu ve bu hakkını kullandıklarının tesbiti ve davalı ile aralarındaki sözleşmenin geçmişe etkili feshine karar verilmesini, böylece hukuki sebebini kaybeden davalı adına vaktiyle yapılmış tüm tescillerin terkinine ve davacı müvekkili adına yeniden tesciline karar verilmesini, uğradıkları zararların tazminine yönelik haklarını saklı tuttuklarını, yargılama giderlerini ve vekâlet ücretinin yasal faizi ile birlikte davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilinin müvekkilleri —–İle müvekkil şirket arasında imzalanan 07/02/2014 tarihli Gelir Paylaşımı Sözleşmesi ile bağlı olup adi ortaklığın ortağı olarak tüm edimlerini yerine getirdiğini ve getirmekte olduğunu, davacının tüm iddia ve taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, iş bu davanın görüldüğü mahkemenin yetkisiz olduğunu, kesin yetkili nöbetçi —- asliye ticaret mahkemesine, bulunmaması durumunda ticaret mahkemesi sıfatıyla nöbetli—- asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın usul ve esastan reddine, aksine kanaat halinde TBK’nın adi ortaklığı düzenleyen hükümleri gereğince adi ortaklığın tasfiyesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Eldeki dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden davacıların dönerek —- ili —- ilçesi —- Mevkii 7425,7426,7427,7428 parsel, 264 ada 1,2,3,4,5,6 parsel ve 265 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi istemlidir.
Dava konusu taşınmazların —– ili —-ilçesi —– Mevkii 7425,7426,7427,7428 parsel, 264 ada 1,2,3,4,5,6 parsel ve 265 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar olduğu, bu haliyle —-ili —- ilçesinde oldukları, —- ilçesinin ise —–Adliyesinin mülhakatı olduğu, HMK’nun 12.maddesinde taşınmazların aynına ilişkin davaların taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği yönünde kesin yetki kuralı bulunduğu, kesin yetkinin HMK’nin 114/1-ç maddesi gereğince dava şartı olduğu ve mahkememizce resen dikkate alınabileceği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde HMK’nın 114/1-ç maddesindeki dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin Yetkisizliğine, —– Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 114/1-ç maddesindeki dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, —-Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının yetkili —-Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine,
3-Yetkisizlik kararından sonra davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemede hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.