Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/200 E. 2023/961 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2023/200 Esas

KARAR NO: 2023/961

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 15/03/2023
KARAR TARİHİ: 07/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin hazır beton üretimi işi ile iştigal ettiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında bir sureti ekte ibraz olunan “——– Sözleşmesi” imzalandığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı davacı şirketin alacaklarının tahsili talebi ile davalı taraf aleyhine——– Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu, davalı tarafça icra takibine kanuni süresi içerisinde 19.12.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine İcra Müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, taraflar arsındaki ticari ilişkiden kaynaklı davacı şirketin davalı taraftan alacağının bulunduğu davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile sabit olduğu, iş bu sebeple davalı tarafın——– Esas nolu icra takip dosyasına ilişkin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile icra takibinin devamını ve davalı/borçlu tarafların icra takibine konu asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi talebi ile dava ettiği anlaşılmıştır.

Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davalı şirket ile davacı şirket arasında 03/05/2021 tarihli “——– Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşmenin gerekleri olarak davalı şirket, davacı şirketten hazır beton alacak karşılığında da ücretini ödeyeceğini, İşbu sözleşmede ayrıca satıcı (davacı) tarafın hazır betonların karot ücretlerini de ödeyeceği kararlaştırıldığını, söz konusu sözleşme karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde TBK m. 97’ye göre sözleşmenin ifasını isteyen tarafın (sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça) kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekmekte olduğunu, Söz konusu olayda davacı firma betonları teslim etmiş ancak karot ücretini ödememiş olduğunu, sözleşmeye konu betonların karot değerleri de düşük çıktığını, sözleşmede, sözleşme konusu malın kalitesi belirtilmemişse malın en azından orta kalitede olması gerekmekte olduğunu, işbu sözleşmede karot testi gündeme getirilerek karot değeri yüksek bir beton istendiğinin açık olduğunu, ancak davacı tarafın davalı tarafa hem karot değeri düşük beton sattığı hem de karot ücretini ödememiş olduğunu, davacı şirket kendi borcunu ifa etmemişken davalıdan borcun ifa edilmesini beklediğini, davalı şirket yine de oluşan zarara ve alacaklının sözleşmede üstlenmiş olduğu karot alım ücretlerine ilişkin bedeller düşülerek kendisine rakam bildirilmesini buna göre ödeme yapacağının bildirildiğini, ancak davacı şirketin bu talebe hiçbir cevap vermeyerek davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davacı yanın karot ücretini ödememesi sebebiyle inşaatın 2 ay boyunca durmuş bu süre içinde davalı şirket kalfaların sigorta ve yevmiyelerini ödemeye devam ettiğini beyan ederek haklarında açılan davanın reddine, icra takibinin iptaline, dayanak belgenin borçlu müvekkile tebliğ edilmemiş olması sebebiyle ödeme emrinin iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; İİK m.67 hükmü kapsamında açılmış itirazın iptali davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır. İcra dosyası celp edilmiş, taraflar arasındaki satış sözleşmesi ile cari hesap alacağını oluşturan faturalar dosya içerisine alınarak birlikte incelenmiştir. İtirazın iptali istemine konu ———- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle 159.699,38 TL asıl alacak ve 7.993,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 167.693,10 TL alacağın tahsili için 06/12/2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır. Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir ——– tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan 05/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları ticari defterlerine ait dokümanlarının——– sunulması sebebiyle sahibi lehine delil vasfını haiz olmadığı, sunulan evraklar kapsamında kayıt nizamının tebliğlere uygun olduğu, davacının davalıdan 159.723,80 TL alacaklı olduğu, davalının incelenen aynı yıllar ticari defterlerinin ise açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, ancak kayıt nizamının uygulama genel tebliğlerine uygun olmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, davacının cari hesabını oluşturan faturaların davalı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ancak ödemeye ilişkin bir kayda rastlanılmadığı bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporu HMK m.282 hükmü kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.Davalı vekili her ne kadar taraflar arasındaki yazılı sözleşmede davacının karot ücretini de ödeyeceğinin yazılı olduğu dolayısıyla sözleşme aslının dosyaya sunulması gerektiğini yine satışı yapılan hazır betonun sözleşmede belirlenen kalite ve değerde olmadığını bildirmiş ise de bu iddialarını TMK m.6 hükmü gereğince ispat etmesi gerekenin davalı olduğu, davacı tarafından sunulan sözleşme suretinde karot ücretinin davacı tarafından ödeneceğine dair bir anlaşma hükmünün yer almadığı yine yerleşik içtihatlar gereğince davalının TTK m.18/III hükmü gereğince satışa konu hazır betonun ayıplı olduğuna dair bir ihtaratın yapıldığına dair bir delilin de süresi içerisinde dosyaya sunulmadığı, sözleşmenin niteliği de değerlendirilerek bu hususun tanık anlatımı ile ispat edilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında hazır beton satışına ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında ödenmeyen cari hesap borcuna ilişkin olarak davacı tarafından başlatılan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile davalının savunmaları kapsamında karot ücretinin davacı tarafından ödenip ödenmeyeceği, TBK m.97 hükmü kapsamında karşı tarafın edimini ifasının talep edilip edilemeyeceği, davalının ayıp savunması kapsamında süresi içerisinde usulüne uygun ayıp bildiriminin yapılıp yapılmadığı bu kapsamda itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporu kapsamında, taraflar arasında yazılı sözleşme kapsamında hazır beton satışına ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davacının satıcı davalının ise alıcı olduğu,davacının 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları ticari defterlerine ait dokümanlarının ——– sunulması sebebiyle sahibi lehine delil vasfını haiz olmadığı, sunulan evraklar kapsamında kayıt nizamının tebliğlere uygun olduğu, davacının davalıdan 159.723,80 TL alacaklı olduğu, davalının incelenen aynı yıllar ticari defterlerinin ise açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, ancak kayıt nizamının uygulama genel tebliğlerine uygun olmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, davacının cari hesabını oluşturan faturaların davalı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ancak ödemeye ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, cari hesap alacağını oluşturan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması sebebiyle yerleşik içtihatlar uyarınca malın davalıya teslim edildiğine karine teşkil ettiği ve aksini ispat yükünün davalı tarafa geçtiği ancak bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı gibi davalının savunmalarında sözleşmede, davacının karot ücretini de ödeyeceğinin yazılı olduğu dolayısıyla sözleşme aslının dosyaya sunulması gerektiğini yine satışı yapılan hazır betonun sözleşmede belirlenen kalite ve değerde olmadığını bildirmiş ise de bu iddialarını TMK m.6 hükmü gereğince ispat etmesi gerekenin davalı olduğu, davacı tarafından sunulan sözleşme suretinde karot ücretinin davacı tarafından ödeneceğine dair bir anlaşma hükmünün yer almadığı yine yerleşik içtihatlar gereğince davalının TTK m.18/III hükmü gereğince satışa konu hazır betonun ayıplı olduğuna dair bir ihtaratın yapıldığına dair bir delilin de süresi içerisinde dosyaya sunulmadığı, sözleşmenin niteliği de değerlendirilerek bu hususun tanık anlatımı ile ispat edilemeyeceği dolayısıyla bu yöndeki savunmalara itibar edilmediği dolayısı ile davacının ticari defterleri ile sabit olmak üzere asıl alacak miktarında davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği, icra takibi öncesinde davacının davalıyı temerrüte düşürdüğünü gösterir bir delil sunmadığı dolayısı ile işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile ——– E sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 159.699,38 TL yönünden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacak miktarına takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar avans faiz uygulanması suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren % 20’si oranında belirlenen 31.940,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının takip başlatırken kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmaması sebebiyle reddedilen miktar yönünden kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULu ile
——— E sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 159.699,38 TL yönünden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacak miktarına takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar avans faiz uygulanması suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren % 20’si oranında belirlenen 31.940,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 10.909,06-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.025,31-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 8.883,75-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 25.552,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 7.993,72-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 179,90-TL Başvuru Harcı, 2.025,31-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 2.205,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
8-Davacı tarafından yapılan; 2.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 150,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.650,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.523,68-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ———- arabuluculuk başvuru numaralı dosyada takdir olunan 3.120,00-TL ücretin kısmen kabul kısmen red oranı dikkate alınarak 2.971,27-TL lik kısmının davalıdan, 156,00 TL lik kısmının da davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/12/2023