Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/154 E. 2023/254 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/154 Esas
KARAR NO: 2023/254
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 01/03/2023
KARAR TARİHİ: 10/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili—— tarafından, davalı yanca ödenmesi gereken tutarın ödenmemesi sebebiyle ——-sayılı dosya ile başlatılan icra takibine davalı yanca itiraz edildiğini, davalı yanca yapılan bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, Davalı aleyhine başlatılan ——- sayılı dosyadaki borcunun kaynağının müvekkil —– ait ——- girişinde gerçekleşen kaza olduğunu, söz konusu kazanın da site girişinde yer alan, araçların kontrollü geçişini sağlayan bariyerde Davalı ——–ait olan ve onun kullandığı araç geçiş için izin alması ve beklemesi gerekirken, beklemeden daha önce izin almış ve geçmekte olan bir aracın arkasından hemen siteye giriş yapmaya çalıştığını, bu esnada söz konusu bariyerin aracın üstüne kapandığı tekrar kullanılamayacak şekilde kırıldığını, bariyerir her araç geçişinde otomatik olarak kapandığını, geçmek isteyen her araç için tekrar açıldığını, Bu nedenle gerçekleşen kaza da müvekkili kooperatifin hiçbir kusuru olmadığını, davalının kusurlu olduğu kamera kayıtlarında da açıkça görüleceğini, kamera kayıtlarının daha sonra ————- içerisinde sunulacağını, kusurlu ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkili kooperatife ait siteye giriş yapmaya çalışan ve zarara sebebiyet veren davalının vermiş olduğu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, yaşanan kaza üzerine kırılan bariyerleri müvekkil ——- tamir ettirdiğini ve tamir ücreti olarak —-ödediğini, zarara sebebiyet veren davalıya başvurulduğunu ancak davalının söz konusu zararı ödememesi üzerine müvekkil ——– davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu hususta müvekkili ——-arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, açıkladıkları ve resen dikkate alınacak sebepler göz önüne alınarak; davanın kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, Davalı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.——-
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, —— kararlaştırılıp,——- tarih ve ——- sayılı ———esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen ——–kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan ——— kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez.—— ya da ——- kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. ————-
——- gelen yazı cevabına göre davalının faaliyetinin 2002 yılında terkettiği dolayısıyla, dava tarihi itibariyle davalının tacir olmadığı gibi , ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmekte olup Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için —— gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde———– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2023