Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/136 E. 2023/204 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/136 Esas
KARAR NO : 2023/204

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2023
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —–arasında 08.01.2018 tarihinde —–sözleşme kodu ile —- Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin —-tesisi için konusu 24.10.2013 Tarih ve—– Sayılı Tehlikeli Maddelerin Karayolları İle Taşınması Hakkında Yönetmelik ve 22.05.2014 tarih ve —– yayınlanan Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında Tebliğ Kapsamında tehlikeli madde güvenlik danışmanlık hizmetinin verilmesini üstlendiğini, 08.01.2018 tarihli —— sözleşme kodlu Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesi’nde; sözleşme süresinin bir yıl olduğu, sürenin hitamından 1 ay önce herhangi bir taraf akdi fesih ettiğini diğer tarafa yazılı olarak ihbar etmedikçe sözleşmenin yıllık enflasyon oranında artırılarak devam edeceğinin belirlendiğini, Müvekkil şirket ile karşı taraf arasındaki mevcut ticari iş niteliği gereği 2018 yılından bu yana yapılan işin karşılığı olarak sözleşmede belirlenen birim fiyat üzerinden fatura düzenlendiğini, müvekkil şirket tarafından verilen hizmet karşılığı düzenlenen e-faturaları sunduklarını, söz konusu faturalara itiraz edilmediğini, —–. Noterliği’nin 24.12.2021 tarih ve —– yevmiye numaralı fesih ihbarnamesi ile; fesih ihbarnamesinin tebliğini takiben 1 ay sonra, müvekkil şirketle herhangi bir ilişkinin kalmayacağının ihbar edilmesine kadar müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm sorumlulukları hakkaniyetle yerine getirmesine rağmen karşı tarafın, verilen hizmete ilişkin ödemeleri düzenli olarak gerçekleştirmediği gibi bazı faturaları da hiçbir şekilde ödemediğini, davalı karşı tarafın, müvekkil şirket tarafından ifa edilen edimin karşılığını ödemediğinden ve müvekkil şirkete karşı toplam 27.314,60-TL borcu bulunduğundan; vadesinde ödenmeyen borca ilişkin olarak 18.08.2022 tarihinde ——Esas Sayılı dosyası ile 27.314,60-TL asıl alacak ve işlemiş faizler yönünden takibe başlandığını, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, ardından arabuluculuk görüşmelerinde de uzlaşma sağlanamadığını, alacak için tebliğ edilen ödeme emri akabinde, müvekkil şirkete ait kullanılmayan bir banka hesabına borçlu tarafından 23.02.2022 tarihinde 6.690,60-TL ödeme yapıldığı, bu tutarın asıl alacaktan mahsubu ile kalan 20.624,00-TL asıl alacak ve işlemiş faizler yönünden takibin devamına karar verilmesini talep ettiklerini, izah edilen sebeplerle taleplerinin kabulü ile; Davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, Davalının %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
6100 s.HMK.un 1.m.sinde görevin belirlenmesi ve niteliği;” (1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” şeklinde düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemeye göre,görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi,taraflarca ileri sürülmese dahi Hakim tarafından davanın her aşamasında resen incelenir.Asliye hukuk mahkemelerinin görevi ise 6100 s.HMK.nun 2.m.sinde ” (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. ” şeklinde düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. Buna göre hükümde sayılan dava ve işlerin yanı sıra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar da ticari davadır. Anılan yasa hükümleri gereği, davalı tarafın ticari işletmesi bulunmadığından ve dava konusu da maddede sayılan mutlak ticari davalardan olmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır.(—–. Hukuk Dairesi’nin —–Esas, ——- Karar sayılı ilamı)
6102 Sayılı TTK’nın 12.maddesine “bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla hakla bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11.maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15.maddesinde de ” İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. ——
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,davacı şirket ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesi kaynaklı olarak davalı tarafından ödenmediği ileri sürülen fatura alacağına ilişkin yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup,davalı Üniversite tacir vasfında olmadığı gibi taraflar arasındaki hukuki ilişki de ticari nitelikte olmadığı için görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesi görevli olmakla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.