Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/118 E. 2023/958 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/118 Esas

KARAR NO: 2023/958

DAVA: İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))

DAVA TARİHİ: 15/02/2023

KARAR TARİHİ: 01/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
müvekkili ile davalı şirketin, ——– ili, ——– ilçesi, ——– Mahallesi,——– ada ——— parsel üzerinde inşaatına başlanan ——- Daireli ——– Katlı ——— projesinde ——— Katta bulunan ——– ve ——— No’lu eş değer özellikte ——– ——– daire şeklinde olan bağımsız bölümlerin toplam 730.000,00-TL’ye satımı konusunda anlaştıklarını, yapılan sözleşmede her taşınmaz için ayrı ayrı bedel açıkça kararlaştırılmadığını, satış bedelinin iki taşınmaz için toplam olarak belirlendiğini, buna göre eş değer özellikte olan taşınmazların arsa payına göre oranlandığında ——— arsa paylı ——— no’lu bağımsız bölümün 382.318,00 TL bedele, ——— arsa paylı ——— no’lu bağımsız bölümün 347.682,00-TL bedele satıldığını, müvekkilinin davalı firma ile 12.04.2012 tarihli “Proje Üzerinden Gayrimenkul Satış Vaadi” sözleşmesi yaptığını ve 6.000,00-TL satış bedelini nakden ödediğini, sözleşmede 724.000,00-TL taksitlendirildiğini, bu taksitlendirme karşılığında 30 adet senet davalı firmaya verildiğini, müvekkilinin vadelerinde ödemeleri yaptıkça senetleri iade aldığını, müvekkilinin ödemelerini en son vadeli senet tarihi olan 05.10.2014 tarihinde tamamladığını ve davalı firma tarafından 12.04.2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden ve bu sözleşme kapsamında verilen senetlerden kaynaklanan başkaca borcunun bulunmadığına ilişkin müvekkiline yazı verildiğini, müvekkili tarafından taksit ödemeleri tamamlandığı halde taşınmazların müvekkiline teslim edilmediğini ve tapu da devri gerçekleştirilmediğini, davalı şirketin bu süreçte çeşitli bankalardan kredi kullandığını ve bu kredinin teminatı olarak müvekkilinin rızası olmaksızın müvekkilinin almış olduğu ——–ve ——— numaralı bağımsız bölümleri ve hakkında satış vaadi sözleşmesi yapılmış bedeli tahsil alınmış bir çok taşınmazı bankaya ipotek verdiğini, davaya konu ——– ili, ——– ilçesi, ——– Mahallesi, ——– ada ——– parsel, Kat ———, ——– no’lu bağımsız bölüme ——– şirketinin birinci dereceden 1.000.000-TL bedelli ipoteği 15.07.2015 tarihinde ——– yevmiye numarası ile, ——– no’lu bağımsız bölüme ——– şirketinin birinci dereceden 4.987.500-TL bedelli ipoteği 02.12.2013 tarihinde ——— yevmiye numarası ile tapuya tescil edildiğini, ——–no’lu bağımsız bölüme ipotek işlendikten sonra davalı şirket tarafından taşınmazın teslimi ve tescilinin müvekkiline teklif edildiğini, müvekkilinin 03.01.2017 tarihinde——— Yevmiye numarasıyla taşınmazı ipotekli olarak tescil almak zorunda kaldığını, aynı şekilde ——— No’lu taşınmazı da müvekkilinin ipotekli bir şekilde taşınmazı devralmak durumunda kaldığını, söz konu ——— No’lu taşınmaza ilişkin müvekkilin zararlarının, davalı şirketten olan alacağı davaya konu iflas yolu ile takibe konu edilmediğini, müvekkilinin ———- No’lu taşınmazı tescil almasının akabinde ———- Esas sayılı dosyası ile ——— şirketi tarafından müvekkiline ait taşınmaza yönelik olarak ipoteğin paraya çevrilmesi çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, bu dosyadan yazılan talimatla———- Talimat sayılı dosyada satış işlemleri yapıldığını, ——— şirketine ihale olunduğunu, ihalenin kesinleştiğini ve İcra müdürlüğü tarafından ———- Tapu Müdürlüğüne tescil yazısı gönderildiğini, müvekkilinin ——— No’lu taşınmaz için davalı şirkete ödediği 347.682,00-TL bedel ile sözleşmeye göre ödemelerin tamamlandığı fakat tescilin müvekkiline yapılmadığı tarih olan 05.10.2014 tarihinden itibaren satış bedeline işleyecek ticari avans faizi meblağında davalı firmadan alacaklı olduğunu, bu sebeple müvekkili tarafından davalı şirket hakkında ———- Esas sayılı dosyası iflas yolu ile takip başlatıldığını, bu takipte ——– No’lu taşınmaz için ödenen satış bedelinin ve satış bedeline işlemiş faizin tahsili talep edildiğini, ancak davalı firma tarafından bu takibe de haksız olarak borca ve faize itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı şirket hakkında iflas koşullarının oluştuğunu beyan ederek İİK.159 ve 163. maddeleri uyarınca borçlunun menkul gayrimenkul tüm malvarlığına iflas muhafaza tedbirlerinin uygulanmasına, alacak miktarını davalı tarafça mahkemeler veznesine depo etmesi için borçluya depo emri tebliğine ve ödemesi için yasal yedi günlük süre verilmesine, depo emri ödenmediği takdirde davanın kabulü ile——— Esas Sayılı icra dosyasında başlatılmış iflas yolu ile takibe itiraz edildiğinden, itirazın kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davanın asılsız alacak iddiası, adi şekilde tanzim edilmiş olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayandığını, doğrudan iflas takibine ve/veya iflas davasına konu edilecek nevide kesin/kesinleşmiş bir alacak olmadığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin “İhtilafların Halli” başlıklı 18. Maddesinde sarih, yazılı ve kesin yetki sözleşmesi olduğunu, davacının gayrimenkulün aynına ilişkin hiç bir talebi mevcut olmadığını, İlgili madde de “işbu sözleşmeden doğacak olan ihtilaflarda ——–Tüketici Mahkemeleri yetkilidir” diye kesin olarak yazdığını, bu nedenle mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin ———- Adliyesi Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın 14 Kasım 2022 Tarihinde yasanın aradığı şartlara haiz olmayan huzurdaki davaya konu iflas takibini başlattığını, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unun 8. ve 12. Maddesi kapsamında hukuki ayıp iddiasına dayanan davacı talebine karşı zamanaşımı itirazı olduklarını, adi şekilde imzalanan sözleşme süresince davacı tarafın tüm ödemelerini gecikmeli ve ödeme tarihlerine riayet etmeden yaptığını, davacı tarafın üzerine düşen finansal yükümlülükleri süreklilik arz eder şekilde eksik ve aksak şekilde yerine getirdiğini, müvekkili şirket tarafından, davacıya,——— Noterliği tarafından ödeme ihtarları yapıldığını, davacının tüm ödeme eksiklerine ve gecikmelerine rağmen davacının sözleşmeye göre cari olarak borçlu olmasına rağmen gecikme faizlerini, cezai şartları ve vade farkı borcunu tahsil etmek için müvekkilinin davacıya karşı icra takibi yoluna başvurmadığını, müvekkili şirketin akdi prosedürlere uygun olarak ——–Noterliği’nin 21.12.2016 Tarihli ihtarnamesi ile tapusunu devir alması ve kalan akdi borcunu ödemesi için davacı tarafı yazılı olarak tapuya davet ettiğini, müvekkili şirketin yazılı davetine rağmen davacı tarafın akdi borçlarının tamamını ve tapu masraflarını ödemediğini, buna rağmen müvekkili şirketin akdi süreçlerde ve kendi akdi teslim sürelerinde gecikme yaşanmaması, ileride bu konuda hukuki bir tartışma yaşanmaması amacıyla 03.01.2017 Tarihinde ilgili tapu müdürlüğüne gelen davacıya, ——- ve ——- No’lu bağımsız bölümlerin tapularını devir ettiğini, davacı tarafın 03.01.2017 tarihinde, bağımsız bölümlerin ipotekli olduğunu bilerek ve gayrimenkulleri ipotekli şekilde devir ve teslim almaya sarih şekilde muvafakat ederek, bağımsız bölümlerinin tapusunu devir aldığını, dolayısıyla ortada tapu tarihinden sonra öğrenilmiş ve/veya daha sonra muttali olunmuş bir ipotek bilgisi olmadığını, davacının Tüketici Kanununa göre zamanaşımına uğramış ayıp nedeniyle sözleşme bedelinin haksız iadesi talebi hukuken mümkün olmadığını, davacının müvekkili şirkete karşı sözleşmenin 11. Maddesinde belirtilen prosedürü işletmediğini ve fesih bildiriminde bulunmadığını, ilgili maddeye bağlı hakları talep etmediğini, müvekkili şirketin ———- Binasındaki ——— Bağımsız Bölümü borçlarını ödeyen sözleşmeye uygun davranan tüm müşterilerine devrettiğini, davanın müvekkili şirketi haksız talepleri kabule zorlamak maksatlı olarak İ.İ.K. ve T.T.K.’nda belirtilen şartlara aykırı olarak ikame edildiğini beyan ederek öncelikle davacının haksız muhafaza tedbir taleplerinin ve bağlı tüm tedbir taleplerinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tümüyle karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE
:Dava; İİK 156.maddesine göre itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
Davalı şirketin sicil dosyası örneği celp edilmiştir. İİK.nun 154/3 maddesine göre mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin tensip ara kararı uyarınca iflas avansının yatırıldığı anlaşılmıştır.Davacı iflas yoluyla takip yapmış olup, takibe itiraz edildiğinden, mahkemece öncelikle itirazın kaldırılması talebi yönünden genel hükümlere göre alacağın mevcut olup olmadığı, muaccel hale gelip gelmediği hususları incelenerek değerlendirilme yapılması gerekmiştir.Davaya konu ——— E sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız arasına konmuştur. Takibin 14/11/2022 tarihili takip talebi ile 347.682 TL asıl alacak ve 381.507 TL işlemiş faiz olmak üzere 729.189,00 TL üzerinden başlatıldığı, ödeme emrinin 25/11/2022 tarihinde borçluya/ davalıya tebliğ edildiği ve borçlunun 27/11/2022 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür. Eldeki iflas davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde 15/02/2023 tarihinde ikame edildiği de sabittir.Mahkememizin 12/05/2023 tarihli duruşmasında; davalının görev ve yetki itirazı ile zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiş, deliller toplanmış, esasa geçilmiştir. Davacı takibini 12/04/2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve alacağın temliki sözleşmesine dayandırmış, ———- nolu bağımsız bölüm için toplamda 347.682 TL ödeme yaptığını ancak tapunun devredilmediğini, davalının taşınmazda banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, 15/07/2015 tarihinde ——— bank lehine 1. Dereceden 1.000.000 TL tutarlı ipotek tesis edildiğini, ipotekten sonra davalının tapuyu devretmeyi tekif ettiğini, davacının 03/01/2017 tarihinde taşınmazı ipotekli olarak aldığını, bankanın ——– E sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı takipte satışını sağladığını, taşınmazın 27/09/2019 tarihinde davalının banka alacağına mahsuben ihale edildiğini ileri sürmüştür. Davacının bu iddiaları getirtilen icra dosyası ile de doğrulanmıştır. Davalının savunmaları tüketici mahkemesinin görevli olduğu, adi yazılı sözleşmeye dayanıldığını, sözleşmenin 2012 tarihli olduğu, fiili teslimin 2015 yılı olduğu, ipoteği bilerek iktisabın 2017 tarihi olduğu ve talebin zamanaşımına uğradığı, davacının borcunu geç ödediği, ipotekli olarak taşınmazı almayı kabul ederek ihtirazi kaydı olmayan davacının artık ödediği parayı geri isteyemeyeceğidir.İflas istemli davada mahkememizin görevli olduğu, talebin ve takibin de zamanaşımına uğramadığı çok açktır. Diğer itirazlar yönünden bilirkişi incelemesi yaptrılması uygun görülmüştür.Bilirkişi marifetiyle tarafların ticari defterleri üzerinde (davalı şirketin defterleri ile davacı gerçek kişinin sunduğu belge ve ödeme dekontları üzerinde) inceleme yaptırılmış, mali müşavir bağımsız denetçi olan bilirkişi 09/10/2023 tarihli raporunda özetle, davacının otuz adet senet karşılığı 347.682 TL ödediğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte satışın gerçekleştiği 27/09/202019 tarihi itibariyle advacının faiz talebinde bulunabileceğini buna göre duruşma gününe göre 347.682,00 TL asıl alacak, 229.596,34 TL. işlemiş faiz, 31.639,06 TL. İcra tahsil harcı, 54.152,30 TL. İcra vekalet ücreti toplamı 663.069,70 TL tutarın depo emri olarak hesap edildiğini mütalaa etmiştir.Bilirkişi raporuna karşı davacı vekili rapor doğrultusunda depo emri çıkarılmasını talep etmiş, davalı vekili tüketici mahkemesinde dava açmadan ipotek kaldırılmadan bu davanın açılamayacağını, zamanaşımının dolduğunu , davacının borcun tamamını süresinde ve eksiksiz ödenmediğini, ipotekli alarak davacının borcu üstlenmiş olacağını, kesin delil maddesi gereği kendi defterlerinin kesin delil olduğunu beyanla itiraz etmiştir.Davalı tarafın hiç bir itirazı esaslı görülmemiştir. Davacının taşınmazın tapusunu devralmadığı sürece alacağı zamanaşımına uğramaz. Davacı tüketici mahkemesinde dava açabileceği gibi iflasa tabi olan davalı hakkında iflas takibi de yapabilir. Yine taşınmazı tapuda adına tescil alırken üstünde ipotek olması da davacıyı davalının bankaya olan borcunda ipotek borçlusu haline getirmez, bankaya karşı borcu üstlendiği anlamına gelmez. Davacı senetlere karşılık ödeme belgelerini sunmuş, davalı şirket de bu ödemeleri bertaraf edecek bir kayıt, belge ibraz etmemiştir. Yine taşınmazın tapusunu 03/01/2017 tarihinde davacı adına devrederken de bedelin tamamının alındığı belirtilmiştir. Özetle davalı itirazlarına itibar edilemeceğinden, davacının alacaklı olduğu anlaşılmış; ——— Esas sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kaldırılmasına, iflas davasının, İİK’nun 158/2.maddesi yollamasıyla 166.maddesindeki usulle ilanına, İİK’nun 158.maddesi uyarınca; 347.682,00 TL asıl alacak, 229.596,34 TL. işlemiş faiz, 31.639,06 TL. İcra tahsil harcı, 54.152,30 TL. İcra vekalet ücreti toplamı 663.069,70 TL depo tutarının 7 günlük kesin süre içinde davalı tarafından mahkeme veznesine yatırarak makbuzunu sunmak veya borcun tüm ferileriyle ödenip, borcun kapatıldığına ilişkin icra müdürlüğü yazısını mahkememize sunmak üzere depo emri çıkartılmasına ilişkin 08/11/2023 tarihli ara karar oluşturulmuştur. Davalı tarafa belirlenen depo emri tutarını yatırması için ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiştir.Davalı vekili kendilerine verilen kesin süre içerisinde 17/11/2023 tarihinde 663.069,70 TL. Depo bedelini mahkeme veznesine yatırarak makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir. Davacı vekili son celse de; İtirazın haksız olduğunun anlaşıldığını, mahkemece kaldırıldığını ve bu sebeple %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı taleplerinin olduğunu, davanın reddine karar verilmiş ise de bu davaya davalının sebebiyet verdiği için kendileri aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini, mahkemeye depo edilen tutarın karardan sonra İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi ve nemalandırılması talep etmiştir. İflas istemli davada, icra inkar tazminatı istenemeyeceği açıktır. Öte yandan nemalandırma istemi üzerinde durmak gerekir. İİK.nun 156 vd maddelerinde buna ilişkin açık bir hüküm yoktur, ancak İİK’nin 134/5 maddesinde ”ek: 4949 s.K. M.38) Taşınmazı satın alanlar, ihaleyi alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya 130. maddeye göre belirlenen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İcra müdürü ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak, ihalenin fesine yönelik şikayet sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar para bankalarda nemalandılar, ihalenin fesine ilişkin şikayetin kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine, ihale bedeli nemalarıyla birlikte hak sahiplerine ödenir” hükmü yer almaktadır. İİK’nin 134. maddesi ihalenin feshi ve neticesi başlığı altında yer almakta ise de; mahkemece verilen kararda; kararın kesinleşmesi halinde depo edilen paranın davacıya ödenmesine şeklinde hüküm kurulmuş olup; her iki tarafın da menfaatleri gözetildiğinde, tarafların ekonomik olumsuzluklardan, paranın satın alma gücündeki düşüşlerden daha az etkilenmesi adına (3’er) üçer aylık vadeli hesap açılmak suretiyle depo bedelinin nemalandırılmasına karar verilmiştir.Son olarak borcun mahkememize depo edildiği dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Borç doğrudan alacaklıya ödenmiş olsa idi veya takip tüm ferileriyle birlikte kapatılmış olsa idi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilecekken, mahkememize depo edilmiş olması sebebiyle artık davanın reddine karar vermek gerekmiştir.) Bu durumun vekalet ücreti ve masraflar yönünden bir farklılık yaratmayacağı açık olup, davanın mahiyeti gereği haklılığını ortaya koyan davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Depo emri yerine getirilmiş olduğundan DAVANIN REDDİNE-,
2-Mahkememiz veznesine depo edilen 663.069,70TL’nin, karar kesinleştiğinde re’sen ——— Esas sayılı dosyasına davacı alacağı olarak gönderilmesine,
3-Ekonomik şartlardan tarafların olumsuz etkilenmemesi için mahkememiz veznesine yatırılan paranın karar kesinleşinceye kadar 3’er aylık vadeli TL hesabında nemalandırılması için bankaya müzekkere yazılmasına,
4-Alınması gereken 269,85 TL karar harcına karşılık peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 359,80 TL. harç gideri, 5.600 TL. bilirkişi ücreti, 3.590 TL. ilan masrafları, 486,75 TL. posta gideri olmak üzere toplam 10.036,55 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine hükmolunan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının ve iflas avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/12/2023