Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/102 E. 2023/415 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/102 Esas
KARAR NO : 2023/415

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2023
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde —– sicil numarası altında kayıtlı —–adresine mukim on binlerce saatlik dizi, film gibi sinema eserleri ile Türkiye’nin sinema sektöründe öncü şirketlerinden birisi olmuş olan —–nezdinde 100.000,00 TL tutarında ödenmiş sermayesi ile %10 payı bulunduğunu, şirket tarafından 01/06/2015 tarihinde alınan —–numaralı karar ile şirketin tasfiye edilmesine ve tasfiye memurunun davalı olmasına karar verildiğini, bu kararın 12/06/2015 tarihli —Sayılı —-tescil ve ilan edildiğini, müvekkili şirket’in iyi niyetli olarak arabuluculuk sürecini devam ettirmesine rağmen, 30.11.2022 tarihinde. —- Büro dosya numarası, ——Arabuluculuk numarası ile davalı ile anlaşma sağlanamadığını, taraflar arasında anlaşmama yönünde son oturum tutanağının düzenlendiğini, şirketin 2015 senesinde tasfiye sürecini başlattığını ve davalının tasfiye memuru olarak yetkilendirilmişse de davalının aradan 7 seneye yakın bir zaman zarfı geçmiş olmasına rağmen şirket’in tasfiyesini tamamlamadığını, davalının tasfiye sürecini yürütürken üzerine düşen sorumluluklara aykırı hareket ettiğini, hukuki sorumluluğunun doğduğunu beyan ederek 25.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın müvekkiline ödenmesine, davalının tasfiye memurluğu görevini kötü niyetli olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirmiş oldukları haksız ve hukuka aykırı eylemleri neticesinde müvekkilinin ortağı olduğu şirkete vermiş olduğu zararı tazmin etmesine karar verilmesini, Arabuluculuk süreci de dahil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının herhangi bir zarara uğrayıp uğramadığının şirketin tasfiye sürecinin tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağını, tasfiye halinde —–limited şirketi’nin olağan seyrinde devam eden tasfiye sürecinde gelinen aşama itibariyle davacının talep edebileceği herhangi bir zararının bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkilinin tasfiye memuru olarak ihmal ettiğini iddia ettiği sorumlulukları ile bu nedenle uğramış olduğunu iddia ettiği zararlar ve bunlar arasındaki uygun illiyet bağını kuramadığını, tasfiye sürecinde gelinen aşama itibariyle şirketin, tasfiye sonucu şirket paydaşlarına dağıtılabilecek herhangi bir malvarlığı değeri bulunmadığından davacının tasfiye sürecinin uzaması nedeniyle uğramış olduğu herhangi bir zararı bulunmadığını, şirketin aynı zamanda büyük ortağı olan (%99 pay) müvekkilin, kendisinin de zarara uğrayacağını bile bile tasfiye memuru olarak kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmemek ve tasfiye sürecini sürüncemede bırakmak suretiyle kendisi dahil ortakları zarara uğratmasını beklemek gerek hayatın olağan akışına gerek ticaret hayatının temel ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 560. maddesi kapsamında; şirket, pay sahipleri veya şirket alacaklıları, tasfiye memurlarının yükümlülüklerini ihlal etmeleri sebebiyle uğradıkları zarar için açacakları tazminat davalarını, zararın ve sorumluluğun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran eylemin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde açmış olmaları gerektiğini beyan ederek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tensiben davacıya, ortağı olduğunu iddia ettiği dava dışı şirketin zararına ilişkin dayanaklarını dosyaya sunması ve şirket zararı ile ilgili asgari miktarı açıklaması için süre verilmiştir.
Davacı vekili 20/02/2023 tarihli dilekçesi ile, davalı tasfiye memurunun şirketi müdür olarak yönettiği yıllarda ve sonrasında tasfiye kararından sonra uzun süre tasfiye edilmemesi sebebiyle şirketi zarar soktuğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının ortak sıfatında uğramış olduğu zarara ilişkin şimdilik 25.000 TL. nin müvekkiline ödenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
TTK.nun 555.maddesinde ” şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” düzenlemesi mevcut olup, davacının tasfiye memurunun sorumluluğu kapsamında tazminat istemiyle açtığı bu davada kendi zararlarından ve şirket zararından bahsederek zararın kendisine ödenmesini talep etmektedir. Ancak yasa gereği zararın şirkete ödenmesi mümkün olup davacının yasal dayanağı bulunmayan talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM:yukarıda açıklanan nednelerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 426,94 TL’den mahsubu ile bakiye 247,04 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.