Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/985 E. 2023/995 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/985 Esas
KARAR NO: 2023/995
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/11/2022
KARAR TARİHİ: 14/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile ——- arasında akdedilen 16.01.2013 tarihli, ———- numaralı Düzenleme Şeklindeki Finansal Kiralama Sözleşmesi ve 06.08.2013 tarihli ——- numaralı Düzenleme Şeklindeki Finansal Kiralama Sözleşmesine istinaden ——– Marka, ——- model, ——- ve ——– metre yüksekliğinde, ——– ton kaldırma kapasiteli ——– Adet Kule Vinç kiralandığını, Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden kaynaklı borçlarının tamamını vadesine uygun olarak ödediğinde, ——— mezkûr malların mülkiyetini müvekkili şirkete devrettiğini, davalı şirket ile sözleşme imzalanarak davaya konu vinçler nezdinde sigortalama işlemleri yapıldığını, ——— risk sigortası düzenlenerek hırsızlık tam ziya sigortasının teminat altına alındığını, müvekkili şirketin mülkiyetinde olan vinçlerin dava dışı ———- şirketine kiraya verildiği ve dava konusu menkul malların çalındığını, ——– kule vinçleri ——– şirketinden tedarik ettiğini, şirketin aynı zamanda vinçlerin zilyedi konumunda olduğunu, Müvekkili şirketin her nev’i inşaat taahhüt ve taşeronluk faaliyetleri ile iştigal etmiş olduğundan, sözleşme konusu vinçlerin müvekkil şirket ile ilişkili olan şirketlerle beraber kullanıldığını, kule vinçlerin bu faaliyetler kapsamında kullanılırken poliçede belirtilen teminat süreleri içerisinde, gerçekleşen hırsızlık olayları neticesinde hileli bir şekilde elinde bulunduran kişiden çalındığını ve zayi olduğunu, şirket bütün yasal yollara başvurmasına rağmen ilgili mercilerin kule vinçlerin nerede olduğunun tespitini yapamadığını. müvekkili adına davalı sigorta şirketine hırsızlık sigortasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesi ve ödeme gerçekleştirmesi için ihtarname gönderilmişse de davalı tarafça herhangi bir beyan ve ödeme gerçekleştirilmediğini, Davalının, müvekkil şirkete haksız ve hukuka aykırı olarak ödeme gerçekleştirmediğini, fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile müvekkili ile davalı şirket arasında akdolunan ——– risk sigorta poliçesi kapsamında şimdilik 50.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline; yargılama giderleriyle birlikte ücreti vekaletin davalı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu beyan ettiği 5 adet kule vincin çalındığını, hırsızlık fiilinin meydana geldiği sırada vinçlerin dava dışı ——— Şirketi’ne kiraya verilmiş olduğunu, ——— Sigortasının hırsızlık tam ziya teminatı kapsamında zararın karşılanması talep edildiğini, görev yönünden itirazda bulunduklarını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olması gerektiğini, açılan bu davanın konusununun hırsızlık sebebi ile davacı şirketin uğramış olduğu zararın tazmini istemi oluşturduğunu, davacı ——–Şti’nin sigortalı sıfatı ile konu davayı açmış olduğu dikkate alındığında poliçenin tüketici işlemine haiz olması sonucunda söz konusu davada görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olması gerektiğini, zarar ve ziyana dayalı tazmin talebinin HMK m.2 uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından çözümlenmesi gerektiğini, davalı müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu beyan edilen ———Şti müvekkili şirket nezdinde çerçeve sözleşme ile sigortalandığını, davalı tarafın vinçlerin teminat süresi içinde hırsızlık fiili neticesinde hileli bir şekilde elinde bulunduran kişiden çalındığını ve zayi olduğunu beyan ettiğini, oluşan işbu hasarlar sebebiyle davacı tarafça, sigortacısı konumundaki davalı müvekkil şirketten talepte bulunulduğunu, söz konusu poliçe kapsamında karşı tarafın davalı sigorta şirketinden talepte bulunmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin gerekli araştırma ve değerlendirmeyi yapabilmesi için tüm evrakların sunulması gerektiği, dava dilekçesi ekinde sunulu ihtarname evraklarından görüleceği üzere başvurunun eksik evrakla yapıldığını, davacı üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediğini, söz konusu hırsızlık fiilinin nasıl meydana gelmiş olduğu hususu ile ilgili tutanaklar, belgeler, soruşturma ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vs. dava dosyasına da sunulmadığı gibi hasarın meydana geldiği tarihin de açıkça belirtilmediği, poliçe teminat süresi içinde gerçekleştiği beyan edilmekle yetinildiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun son ödeme tarihi ile sınırlı tutulduğunu, Bu tarihin ise 29/02/2016 olduğu davacının sunmuş olduğu evraklardan anlaşıldığını, hasarın hangi tarihte meydana geldiği yine net olarak belirlenemese de “poliçe teminat süresi” içinde olduğu kabul edilen tarihlere rastlıyor olması halinde sigortacılık hükümleri gereği 2 yıllık zamanaşımı söz konusu olduğundan davanın öncelikle bu nedenle reddinin gerektiği, davacı tarafça meydana gelen hasarın hırsızlık fiili neticesinde meydana gelmiş olduğu beyan edilmiş ve poliçede yer alan hırsızlık teminatı gereği söz konusu hasarın tazmini talep edilmiş olduğundan davacı tarafın dava dilekçesine konu ettiği soruşturma dosyasının akıbetinin sorulması ve dosyada mevcut şüphelilere hangi suçların isnat edildiği, sigorta konusu iş yerinde hangi suç unsurlarının mevcut olduğu gibi hususların sorulması gerektiği, davacı tarafından hırsızlık eyleminin nasıl meydana geldiğine ilişkin olarak ” hileli bir şekilde elinde bulunduran kişiden çalışmış ve zayi olmuş” ifadelerini kullandığını, dava konusu fiilin TCK kapsamında ve poliçe şartları kapsamında hırsızlık fiilini karşılayıp karşılamadığının incelenmesi gerektiğini, hırsızlığa konu olan fiilin, başkasının zilyetliğinde bulunan bir malın bulunduğu yerden alınması iken; buna karşılık güveni kötüye kullanma olarak da adlandırılan emniyeti suistimal suçuna konu fiilde ise başkasına ait olup da muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan malın üzerinde amacı dışında kullanım söz konusu olduğunu, kiraya verilen vinçlerin kiracı tarafından götürülmesi halinde zilyetlik halihazırda kiracı da bulunduğundan hırsızlık suçunu değil, emniyeti suistimal suçunu oluşturacağı husususun açık olduğu, beyanları saklı kalmak ve kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava dilekçesinde belirtilen ve oluştuğu iddia edilen hasar tutarlarının kabulünün imkan dahilinde olmadığını ve talep konusu edilen tazminat talebini kabul etmediklerini, gerek görüldüğü takdirde, yargılama aşamasında yapılacak olan keşif ve yapılacak olan bilirkişi incelemeleri ile de esasen poliçe kapsamında istenebilir herhangi bir hasar tazminat tutarının olup olmadığı ve var ise ne kadar olduğu hususlarının sübuta ereceğini, hırsızlık fiilinin mevcudiyetinin kabul edilmesi halinde, hırsızlık konusunu oluşturan malzeme tutarlarına tekabül eden hasar bedelinin, poliçede yer alan yazılı muafiyet oranları üzerinden tenzil edilmesi gerektiğini, aksi durumda aynı hasar için davacı tarafça ödeme alınmasının sebepsiz zenginleşmeye konu olacağından hukuka aykırı bir durumun varlığına sebebiyet vereceğini, bu nedenlerden dolayı, davada görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olması, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması sebebi ile görevsizlik nedeni usulden reddine, hasara konu hırsızlık eyleminin 2013-2016 yılları arası meydana geldiği beyan edildiğinden davanın Zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi kanaatte olunması halinde davalı müvekkil aleyhine açılmış olan işbu haksız davanın esastan reddine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının dava dışı ——— ile arasında imzaladığı finansal kiralama sözleşmesi kapsamında mülkiyetini edindiği ve dava dışı ———- şirketine kiraya verilen davaya konu 5 adet kule vincin çalınması sebebiyle davalı ile arasında imzalanan——— Sigortası kapsamında zarar bedelinin şimdilik 50.000 TLsinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Ticaret Sicil Müdürlüğü ve ———- Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır. Dava dilekçesi, Cevap Dilekçesi, ———- soruşturma, ———- sayılı takipsizlik kararı ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; davacı ile dava dışı ——— arasında finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı, 5 adet Kule vincin kiralanmasına ilişkin anlaşma yapıldığı, daha sonra sözleşmeden kaynaklanan borçların tamamının ödenmesi üzerine 5 adet kule vincin davacıya devredildiği, davacı tarafça, vinçlerin dava dışı ———- Şirketine kiraya verildiği, davacı ile davalı şirket arasında ——— sigortası düzenlendiği, söz konusu vinçlerin çalındığı iddiasıyla, davacı şirketin teminat kapsamında zararın giderilmesi için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu ancak talebin reddedildiği, ——— soruşturma dosyası incelendiğinde; davacı şirket yetkilisinin şikayet dilekçesinde, kira sözleşmesine konu kule vinçlerin teslim edilmemesi ile ilgili dava dışı ——– Şti’nin yetkilisi hakkında dolandırıcılık kastı ile hareket ettiğinden bahisle suç duyurusunda bulunduğu, hırsızlık olayına ilişkin herhangi bir şikayetin olmadığı, buna ilişkin bir belge de sunamadığı, 17/06/2019 tarihli takipsizlik kararında da hırsızlık fiili bir yana dolandırıcılık kastı ile hareket edildiğine dair soyut iddiadan başka bir delil bulunmadığından takipsizlik kararı verildiğinin görüldüğü, dolayısıyla söz konusu fiilin hırsızlık olarak nitelendirilemeyeceği, bu hali ile teminat kapsamında kalmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 584,03-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ——— Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.560,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ———- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2023