Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/973 E. 2023/241 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/973 Esas
KARAR NO : 2023/241

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, tanzim yeri bulunmayan bononun kambiyo vasfı taşımadığını, bonodan dolayı müvekkilimin herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine, %20’den az olmamak üzere davacı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 5 günlük şikayet süresinin geçtiğini, davacının kambiyo senedi olduğu varsayımında borcunu inkar etmediğini, bono kambiyo vasfını yitirse de adi senet vasfında olduğunu savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; ——.sayılı dosyası, bono aslı, tanık ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; —— sayılı dosyası, takip dayanağı senet, keşif, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ——sayılı takip dayanağı bonoda düzenleme yeri bulunmadığı iddiasıyla, İİK’nın 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır.İİK.nın 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Davaya konu —–.sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı—– tarafından davacı—–ve dava dışı ——aleyhine 04/03/2015 tarih ve 120.000-TL bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür.6102 sayılı TTK 776. maddesi bir bonoda olması gereken şekil unsurlarını saymış, buna göre bono veya emre yazılı senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, vadeyi, ödeme yerini, kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını, düzenlenme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içeren senetler bono mahiyetinde kabul edilir. Bu unsurların yokluğu, esas itibariyle senedi geçersiz kılmaktadır. Herhangi bir eksikliğin yorum yoluyla tamamlanması mümkün değildir. Ayrıca unsurlardan birinin eksikliği dolayısıyla senedin bono olarak geçersiz olacağına işaret eden 777/1. maddesi, senedin tahvilen başka bir mesuliyet kaynağı olacağını belirtmemiştir. Duruma göre, böyle bir bononun mücerret bir borç vaadi sayılması mümkün değildir. Keza mecburi şekil unsurlarından birini ihtiva etmediği için bono vasfı taşımayan senedin, ciro yoluyla devre ilişkin sonuçlar doğuracak şekilde ciro ile devrine imkan yoktur. Böyle bir senet olsa olsa alacağın temliki yoluyla devrolunabilir. Takibe konulan senette tanzim yeri bulunmadığı gibi borçlu ismi yanında da düzenleme yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu senet kambiyo senedi vasfı taşımadığından, davacının, kambiyo senetlerine mahsus takip hakkı bulunmamaktadır.Davalı vekili cevap dilekçesinde, takip dayanağı bono her ne kadar kambiyo senedi vasfını yitirmiş olsa da davacının imzasını taşıması nedeniyle adi senet niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür. Kambiyo senedi vasfına sahip olmayan dava konusu belge bono niteliğinde olmayıp delil başlangıç niteliğindedir. Bu sebeple ciro yoluyla tedavülü mümkün olmayıp alacağın temliki hükümleri yoluyla devri mümkün olacaktır. Dosyada usulüne uygun şekilde alacağın temlikinin yapıldığına dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığına göre, ciro yoluyla senedi elinde bulunduran ve icra takibini başlatan davalı—— meşru hamil olarak kabul edilemez. —— Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde davanın kabulü ile birlikte davacı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Menfi tespit davasının kabulü halinde davacı lehine tazminatı düzenleyen İİK 72/5.maddesine göre “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.”şeklindedir. Buna göre davanın kabulü halinde davacı lehine tazminata hükmedilebilmesi davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Davacı taraf davalının kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil sunmadığı, dosya kapsamından da davalının takip yapmakta kötü niyetli olduğu analaşılamadığından, davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, ——sayılı icra takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline,
2-Şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 8.235,94 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 2.049,30 TL peşin harç, 9,68 TL tamamlama harcı toplamı 2.058,98 TL’den mahsubu ile bakiye 6.176,96 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,00 TL yargılama gideri ile 2.049,30 TL peşin harç, 9,68 TL tamamlama harcı 80,70 TL başvuru harcı toplamı 2.193,68 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 19.085,07 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.