Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/97 E. 2023/759 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/97
KARAR NO : 2023/759

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım), İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl davada Menfi Tespit (Alım Satım), birleşen davada ise İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA-BİRLEŞEN DAVADA CEVAP : Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine bakiye fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle davalı tarafından başlatılan—-İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı takip dosyasına konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere tazminat hükmü kurulmasını talep etmiş;Mahkememiz dosyası ile birleştirilen—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–sayılı itirazın iptali davasındaki cevabında ise özetle; davacının, dava dışı—–. isimli firmanın tadilatını taşeron olarak üstlendiğini, tadilat işlerinin yapıldığını, bu işler için kesilen faturaların müvekkil şirket tarafından ödenmediğini iddia ettiğini, itirazın iptaline konu —- İcra Müdürlüğü —- sayılı icra takibi sebebi ile taraflarınca —- Asliye Ticaret Mahkemesi —– sayılı dosya kapsamında menfi tespit davası açıldığını, bu davaların aralarındaki bağlantı sebebiyle huzurdaki davanın —-Asliye Ticaret Mahkemesi —– sayılı derdest dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, icra takibine konu alacakların hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, yoktur. müvekkil şirkete satılan emtia veya yapılan herhangi bir iş olmamasına rağmen, davalı tarafından karşılıksız ve gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak faturalar düzenlendiğini, müvekkil şirkete tebliğ dahi edilmediğini beyanla; Öncelikle davanın —- Asliye Ticaret Mahkemesi—–sayılı derdest dava dosyası ile Birleştirilmesine, Davanın reddi ile—-. İcra Müdürlüğü—–sayılı takibin İptaline, İddia edilen takip alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ilam vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP-BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı olmayan satış sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğunu, müvekkilinin davacıya mal satışı yaptığını, düzenlenen fatura bedellerinin ödenmeyen kısmı yönünden icra takibi başlatıldığını , avans ödemelerin de yapıldığını belirterek tedbir isteminin reddine ve bu hususta verilen kararın kaldırılmasına, takip alacağının % 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminat hükmü kurulmasını talep etmiş;
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– sayılı itirazın iptali davasında ise özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, müvekkilinin fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla borçlu/davalı aleyhine—- İcra Müdürlüğü —–Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafından söz konusu icra takibinde gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: İNCELEME ve GEREKÇE: Asıl dava, fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibinden dolayı İİK m.72/III hükmü kapsamında açılan menfi tespit davası; birleşen dava ise asıl dava konusu olan icra takibine yapılan itirazın İİK m.67 hükmü kapsamında iptali davasıdır.
Asıl ve birleşen dava açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra yargılamanın her aşamasında re’sen değerlendirilebilecek dava şartları ve özellikle göreve ilişkin hususlar öncelikle incelenmiştir.
Asıl davada davacının ihtiyati tedbir talebi, geçici karar tarihindeki müstemir yetkili hakim tarafından İİK m.72/III hükmü kapsamında değerlendirilerek alacağın % 15’i oranında nakit veya teminat mektubunun sunulması halinde icra dosyasına yatacak olan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir istemi kabul edilmiş, davacı tarafından 19.196,00 TL mahkememiz veznesine depo edilmiş ve bu husus icra müdürlüğüne yazı ile bildirilmiştir.
İcra dosyası celp edilmiş taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.Asıl davada davalı birleşen davada davacı olan kişinin gerçek kişi olması sebebiyle tacir olup olmadığı ve tacir değilse bile faaliyetlerinin esnaf faaliyeti sınırını aşıp aşmadığı hususundaki bilgiler araştırılmış ve bu husustaki bilgiler vergi dairesinden celp edilmiştir.Celp edilen vergi dairesi kayıtlarında davacının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu bildirilmiş, yazı ekinde gönderilen bilgiler incelendiğinde, asıl dava davalısı gerçek kişinin, ikinci sınıf tüccar olduğu ve mal alım satım toplamının VUK. 177. Maddesinde belirtilen sınırın altında kaldığı görülmüştür.Asıl dava davalısının —– Ticaret Odası verilerinde de herhangi bir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda uyuşmazlık, taraflar arasında yazılı olmayan satış sözleşmesi kapsamında asıl dava davalısı tarafından başlatılan icra takibine dayanak fatura konusu malların davalı tarafından davacıya tesliminin yapılıp yapılmadığı, davacının borcu olup olmadığı varsa miktarı hususlarında ihtilaf bulunmaktaıdr.6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan dilekçeler, toplanan deliller ve taraf beyanları doğrultusunda; taraflar arasında kurulan yazılı olmayan satış sözleşmesi kapsamında ilişki kurulduğu, asıl dava davacısının alıcı, davalısının ise satıcı olduğu, davaların konusunun davalı tarafından davacıya mal tesliminin yapılıp yapılmadığı, bedelin ödenip ödenmediği hususlarında olduğu, menkul satış sözleşmesinin TBK da düzenlendiği, bu sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi Vergi Dairesi yazılan yazıya verilen cevaplarda davacı tarafın tacir olmadığı, —–Ticaret Odası bilgi bankasında yapılan sorgulamada da davalının tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmakla; nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı dolayısıyla HMK’nın 4(1)/a maddesi uyarınca mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve Birleşen davanın HMK m. 1 ve 2, TTK m. 4, 5/3 ve HMK m. 114/1-c ve 115/2 hükümleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,—– Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunun tespitine,
2-HMK m. 20 hükmü uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru yapılması halinde, dava dosyalarının görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK m. 331/2 hükmü uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı birleşen dava davacı vekilinin yüzüne karşı, davacı birleşen davada davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.