Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/87 E. 2023/2 K. 02.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/270 Esas
KARAR NO: 2022/886
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili———– faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın mevcut olan ——– elektrik bedeline ilişkin düzenlenen faturaların gününde ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz ettiğini, yapılan bu itirazın haksız ve hukuki mesnetten uzak iddialar olduğunu, müvekkili şirket tarafından borçluya düzenlenen —- faturaların ödenmemiş olması sebebi ile——- sayılı dosyasıyla icra takibine konu edildiğini, bu faturaların son ödeme tarihlerinin ekte sunulan fatura örneklerinde göründüğünü belirterek, fazlaya ilşkin dava ve şikayet hakları saklı kalmak üzere borçlu şirketin icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacaklı tarafın — tarihinde—— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takipte borcun sebebi olarak ———– olarak yazdığını ancak takip dosyasına herhangi bir evrak ibraz etmediğini, gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ olduğunu, tebligata ilişkin bir kısım işlemler yapılmış ise de; dosya 1 yıl boyunca takip edilmediğinden dosya hakkında düşme kararı verildiğini, alacaklı vekilinin —- tarihinde dosyada yenileme talebinde bulunduğunu ve aynı zamanda borçlu adresinin — sorulmasını talep ettiğini, talep üzerine dosyanın yenilenerek —- aldığını, borçlu olduğu iddia edilen şirkete ödeme emrinin —– tarihinde yapıldığını ve borçlu şirket yetkilisi takibe ve borca yasal süresi içinde —–tarihinde itiraz ettiği için takip hakkında durdurma kararı verildiğini, alacaklı vekilinin borçlu şirket hakkında haciz işlemlerinde bulunduğunu ancak takip düştüğü için işlem yapılamadığını, ardından — tarihinde takibin yenilenmesi için talepte bulunulduğunu, —-tarihli kararında takip düştüğü için takibin yenilenmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile yenileme talebini red ettiğini, alacaklı vekilinin en geç —-tarihinde takibe itiraz edildiğini öğrenmiş bulunduğunu, alacaklı tarafın; icra takibinden -yıl sonra, takibin düşmesinden — sonra itirazı öğrendiği tarihten yaklaşık —- tarihinde anılan alacak ile ilgili Arabulucuya başvurduğunu ve uzlaşma sağlanmaması üzerine; —— görülmekte olan “İtirazın İptali” davasını açtığını, müvekkili şirkete yapılan önceki tebligatlar usule aykırı olduğundan Mahkemenizde görülmekte olan davadan ilk kez —-tarihinde haberdar olunduğunu, dava dilekçesi ve ———- tarihli tensip tutanağını ihtiva eden tebliğ mazbatasının ilk önce “dağıtım saatlerinde kapalı olduğu” zarfın üzerine yazılarak iade olduğunu, ardından ise aynı belgeleri ihtiva eden tebliğ evrakının T.K. m. 35’e göre tebliğe çıkarıldığını, Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre çıkartılan 2. tebligatın usule aykırı olduğunu, 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için adresini değiştiren kimsenin yeni adresini bildirmemesi gerektiğini, oysa müvekkili şirketin zarfın tebliğe çıkarıldığı adreste faaliyet gösterdiğini, tebligat görevlisinin zarfın üzerine “dağıtım saatlerinde kapalı olduğu” belirttiğini, ancak ne sebeple kapalı olduğunun belirtilmediğini, somut olayda Tebligat Kanunun 20. ve 21. maddesi hükümlerine göre tebligat işlemi yapılması gerekirken, bu işlem yapılmadığı gibi sebeplerinin de gösterilmediğini, Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının istisnai bir durum olduğunu, müvekkili şirketin adresi belirli olmasına rağmen “dağıtım saatlerinde kapalı olduğu” gerekçesiyle 35. maddeye göre tebligat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirkete Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin usule aykırı olarak yapılmış ve geçersiz olduğunu, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinde yer alan “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmü gereği dava dilekçesinin müvekkili şirkete —- tarihinde tebliğ edilmiş sayılması gerektiğini, işbu nedenle davaya cevaplarının süresi içinde olduğunu, ödeme emrine itirazın —– tarihinde yapılmış olduğunu, itiraz üzerine takibin —– durduğunu, itirazın iptali davalarında hak düşürücü sürenin İİK m.67’de belirtilmiş ve itirazın tebliğinden itibaren bir yıl olduğunu, bir an için itirazın tebliğ edilmediği düşünülse bile alacaklı vekilinin — tarihinde yapmış olduğu yenileme talebi ve bu talep doğrultusunda takibe itiraz olduğu için takibin yenilenemeyeceğine ilişkin —- tarihli kararı ile öğrenmiş bulunulduğunu, ayrıca bir icra dosyasının —— takipsiz bırakılmasının ve ardından itirazın iptali davası açılmasının hayatın ve hukukun olağan akışına da uygun olmadığını, alacaklı taraf borcun kaynağı olarak ——- ile ilgili olarak — tarihinde icra takibi başlattığını, anılan icra takibine —– itiraz edildiğini ve bu tarihten—– tarihine kadar zamanaşımını kesecek hukuka uygun, bir işlem yapılmadığını, işbu nedenle sözleşmeden kaynaklı olan ve —- yıllık zamanaşımına tabi alacağın zamanaşımına uğradığını, işbu nedenle zamanaşımı itirazında bulunmak gerektiğini, davacı tarafça başlatılan —–icra takip dosyasında yalnızca —– borçtan söz edilmiş olduğunu, borca ilişkin hiçbir belgenin icra dosyasına ibraz edilmediğini, takip talebinde borcun sebebi olarak ———-olarak yazılmış olduğunu, borcun sebebinin açık bir şekilde dile getirilmediğini, dolayısı ile müvekkili şirketin borcun kaynağını, var olup/olmadığını bilebilecek durumda olmadığı gibi etkin bir savunma ve itiraz hakkını da kullanamadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından takibe ve borca, ödeme emrindeki bilgilerin yeterince açık olmaması, alacaklı görünen firma ile davalı şirket arasında bir sözleşme ve borç ilişkisinin bulunmaması, alacağın neye dair olduğuna ilişkin hiçbir belge sunulmaması nedenleri gösterilerek —- tarihli dilekçeyle itiraz edildiğini, —– tarihinde takibin durduğunu, alacaklının dava açılana kadar borcun sebebini açıklamadığını, dava dilekçesi ile sunduğu sözleşme ve faturaları takip dosyasına sunmadığını, dolayısı ile müvekkilinin borcun sebebini, haklılığını bilebilecek durumda olmadığını, davacı tarafın icra takip dosyasına ibraz etmediği gerekçe ve belgeleri işbu itirazın iptali davasında öne sürmesinin hukuken mümkün olmadığını, zira alacağın bir belgeye dayandığı durumlarda İİK m.58/5 uyarınca belgenin aslının yahut tasdik edilmiş örneğinin icra dairesine verilmesinin zorunlu olduğunu, oysa yukarıda da söz ettikleri üzere takip talebiyle birlikte takibe dayanak olacak hiçbir belgenin ilgili icra dairesine ibraz edilmediğini, müvekkili şirketin davacı şirketin abonesi olduğu dönemlerde usule uygun olarak düzenlenip kendisine tebliğ edilen faturaları ödemiş olduğunu, dava dosyasının incelenmesi ile henüz haberdar olduğu ve düzenlenmesinin üzerinden — geçen faturalara ilişkin kayıtların eski olması nedeni ile arşivde olan kayıtların incelenmesinden sonra ayrıca beyanda bulunulacağını, ancak bahsi geçen faturaların usulüne uygun olarak düzenlenip müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bildirimde de bulunulmadığını, öte yandan bir an için davacının alacağının bulunduğu varsayılsa bile bu alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacı tarafın belgeleri icra dosyasına sunmamış olmakla dava dosyasında kullanamayacağını, zira bu belgeler icra dosyasına sunulmadığı için müvekkili itiraz ederken bunlardan haberdar olmadığı için aksi düşünce ile dava kabul edilse bile müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek, dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligatların usulsüz olarak yapılmış olduğunun tespiti ile müvekkili şirketin davadan ilk kez —- tarihinde haberdar olduğunun kabulüne ve işbu dilekçelerinin davaya cevap dilekçesi olarak kabulüne, öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeni ile reddine, alacak iddiasına dayanak olan belge tarihlerinden — yıl, icra takibinin üzerinden —- yıl, itirazın üzerinden —- yıl geçtikten sonra açılan davanın zaman aşımı süresi dolduğu için zamanaşımı nedeni ile davanın reddine, davanın usulden reddedilmemesi halinde takip dosyasında dayanılmayan belgelere dayalı olarak itirazın iptali davası açılamayacak olması nedeni ile davanın reddine, davacı tarafça tek yanlı olarak düzenlenen ve düzenleme tarihinden —– yıl sonra haberdar oldukları faturaların tüketim için ispat aracı olması mümkün olamayacağından davanın ispat edilememesi nedeni ve yargılama sırasında ortaya çıkacak sair nedenlerle de davanın reddine karar verilmesine, takip dosyasında borcun sebebi açıkça belirtilmediği ve dayanak belgeler sunulmadığı için alacaklı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, alacaklı tarafın %20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin alacaklı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava hukuki niteliği itibari ile elektrik aboneliği kapsamında ödenmeyen faturalardan dolayı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
—- — sayılı icra dosyası getirtilerek yapılan incelemesinde ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ olduğu davalının işbu ödeme emrine süresi içerisinde —— ederek takibi durdurduğu duran takip üzerine —— tarihinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış taraf delilleri toplanarak tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Tüm delillerin bir arada değerlendirilmesi sonucunda; davalının icra takibine— tarihinde itiraz ettiği işbu itirazdan sonra davacı tarafça icra dosyasında —- tarihinde işlem yapıldığı bu kapsamda davacının itirazdan en geç —- tarihinde haberdar olduğu buna rağmen itirazın iptali davasının —- tarihinde ikame edildiği anlaşıldığından İİK md. 67/1 gereğince süresinde açılmayan davanın aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca taktir olunan 1.240,89-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olması nedeniyle taraflarca başvurulan ————- görüşmeleri neticesinde belirlenen 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Miktar itibariyle kesin olarak davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022