Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/856 E. 2023/668 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/856 Esas
KARAR NO: 2023/668
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/10/2022
KARAR TARİHİ: 07/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —–firması ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi olduğunu, davalıya müvekkili şirket tarafından satılan—- faturası kesildiğini, ——- ve taşıma irsaliyesini dilekçe ekinde sunduklarını, davalı borçlunun müvekkil tarafından satışı ve nakliyesi yapılan curufu teslim aldığının sabit olduğu, kesilen bu fatura neticesinde fatura tarihi itibari ile 12.084,38 TL alacağı bulunduğunu, söz konusu borcun ödenmediğini, davalının borcunu ödememesi üzerine———— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan bu icra takibine davalı tarafından haksız olarak ve hiçbir somut delil sunulmadan itirazda bulunulduğunu ve esas itibari ile ticari satım ve nakliye hizmetinin varlığının kabul edildiğini, asıl borçlunun davalı değil dava dışı ——- olduğu iddia edilerek haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, davalı itiraz dilekçesinde zımni olarak müvekkilden mal satın alındığını ve nakliyesinin de müvekkil tarafından yapıldığını kabul ettiğini ve fakat borçlunun kendisi olmadığını davalının kötüniyetli olduğunu, davacının haksız itirazı üzerine arabulucuya başvurulduğunu, davalı kendisine yapılan tüm hatırlatmalara rağmen toplantıya katılım sağlamadığını, davalının borca itiraz dilekçesinin tebliğ edilmediğini, takip konusu alacağın likit alacak olduğu, likit alacağa haksız olarak itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının mahkeme tarafından takdir edilecek teminat miktarı mukabilinde ihtiyaten haczine, davanın kabul edilerek davalının——— dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin itiraz edilen miktar yönünden devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine——— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğu yasal süresi içerisinde borca itiraz edilmiş olduğu ve takibin durdurulduğunu, davacının bu kez de itirazımızın iptali ve takibin devamı için huzurdaki haksız davayı ikame ettiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkili şirket tarafından satın alınan ——- hizmet ilişkisi bulunmadığını, her ne kadar müvekkil şirket adına fatura kesilmiş olsa da davacı ile davadışı ——— Arasında ticari iş yapılmış olduğunu, asıl borçlunun dava dışı ———— olduğunu, dosyada davacı tarafça sunulan fatura ve irsaliye evrakları incelendiğinde müvekkil şirket adına kesilmiş olsalar da müvekkil şirketin malı teslim alındığına dair imzasının bulunmadığını, düzenlenen e-irsaliye detaylı incelendiğinde sevk yerinin ——– olarak belirtilmekte olduğunu, malın tesliminin müvekkil şirketin işyeri olmadığı, bu itibarla davacı tarafından bahse konu fatura bedeli karşılığı iş yapılmadığını, müvekkil şirketin davacıdan böyle bir fayda sağlamadığını, İddia edildiği gibi müvekkil şirketin, davacıya karşı bahse konu fatura veyahut başkaca bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin, muhasebe departmanının hatalı işlemi nedeniyle faturaya itiraz için belirlenen 8 günlük süreyi geçirmiş bulunduğunu, ancak tek başına bu hususun fatura içeriğinin kabulü anlamına gelmediği gibi faturanın kesinleşmesini de sağlamadığını, kabul manasına gelmemekle birlikte davacının, müvekkil şirkete fatura edebileceği bir işin varlığının söz konusu olması halinde mevcut fatura bedeli kadar iş yapılıp yapılmadığı, işin süresinde ve ayıptan ari yapılıp yapılmadığının tespiti ile taraflar arasındaki alacak-borç miktarının bu hususa göre belirlenmesi gerektiğini, belirtilen —– doğrultusunda, davacının öncelikle müvekkil şirket ile ticari ilişkisini, mevcut sözleşme şartlarını, mevcut sözleşme şartlarına uygun ifayı / faturanın verilmesine neden olan işin yapılmış olduğunu, fatura bedeli kadar iş yapıldığını, yapılan işi eksiksiz ve tam olarak müvekkil şirkete teslim ettiğini, yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlayarak faturayı dayanaklandırması gerektiğini, aksi halde işbu dosyada davacının yaptığı gibi tek başına faturaya yasal süresinde itiraz edilmemiş olması sebebiyle borçlu olunduğu kabul etmenin hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı kötü niyetli huzurdaki davanın reddine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı ile davalı arasındaki cüruf satışı nedeniyle davacı tarafın ———–bedelli faturadan kaynaklanan alacağı sebebiyle başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.—- yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Dosyamız arasına alınan———sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 13/07/2021 tarihinde başlatıldığı davalının süresinde 03/08/2021 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.Tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede davacının fatura alacağı sebebiyle davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, 16/03/2023 tarihli celsede taraflara defterlerini ibraz için kesin süre verildiği, sonuçlarının ihtar edildiği, buna rağmen ticari defterlerin ibraz edilmediği ispat yükünün davacı tarafta olduğu, dosyanın mevcut hali ile davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 125,56-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ———— dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.07/09/2023