Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/849 E. 2023/780 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/849
KARAR NO : 2023/780

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —– (“Müvekkil Şirket”), alkolsüz içecek sektörünün öncü firmalarından olup —- gibi gazlı ürünlerin;—- gibi gazsız ürünlerin ve —– markalı sporcu içeceğinin satış ve dağıtım işleri ile uğraştığını, müvekkil Şirket ile —–(“Bayi”) ve Davalı arasında 01.02.2018 başlangıç tarihli sözleşme imzalandığını, akdedilen sözleşmeye göre davalının iki temel yükümlülüğünün olduğunu, bunların sözleşme süresince —– adresindeki—— tabela unvanlı işletmesini açık tutmak ve 800 (sekizyüz) koli ürün satın almak olduğunu, müvkekilinin davalıya sözleşme yatırımı olarak 80 (seksen) koli ürünü %100 İskontolu olarak (Bayi aracılığıyla) vermeyi taahhüt ettiğini, davalının sözleşemeye aykırı davranması halinde indirim uygulamasının son bulacağını, kendisine hali hazırda iskontolu olarak verilen ürünlerin bedelini müvekkil şirkete ödeyeceğini, iade edilecek bedelin hesabının bu ürünlerin rayiç değerleri üzerinden kıstelyevm usulü ile yapılacağını kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalının taahhüdünü yerine getirmediğini ve sözleşmenin devam ettiği süreçte işletmesini kapattığını, davalının müvekkil şirkete ödemesi gereken tutarın 9.260,22-TL olduğunu,—– İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasıyla davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan ilamsız icra takibine karşı borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, itirazın kötüniyetli bir itiraz olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının tamamen haksız ve kötü niyetli itirazını iptali ile takibin devamına karar verilmesini, dava konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri ifa etmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığını iddia ettiğini, pandemi döneminde alınan tedbirler kapsamında belirli günler ya da belirli süreç boyunca iş yerleri ve diğer kurum ve kuruluşların kapatılmasının zorunlu kılındığını, bu kapsamda müvekkilinin faaliyette bulunda —– adlı alışveriş merkezinin de kapalı olduğunu, tedbir kapsamında kapatılan işletmede sözleşmede belirtilen miktarda ürün almasını beklemenin yerinde olmayacağını, müvekkilinin yaşadığı sağlık sebepleri ile işletmesini açamadığını, bu süreçte personellerin işi bıraktığını ve AVM yönetiminin muaccel kira borçları nedeni ile müvekkil hakkında icra takibi başlattığını ve müvekkile ait mallar üzerinde hapis hakkını kullanıp ürünleri muhafaza ettiğini, bu kapsamda hukuksuzca AVM yönetimi tarafından müvekkilinin faaliyette bulunduğu iş yerindeki tabelaların söküldüğünü iş yerine giriş çıkışının engellenmesi için branda ile kapatıldığını, bu süreçte fiilen işletmesini işletemeyen müvekkilinin sözleşme kapsamında davacıdan belirtilen ürünleri alma şansının mevcut olmadığını, pandemi döneminin mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiğini, bununla birlikte 33 gün entübe olan 2 ay yatarak fizik tedavi gören müvekkilinin bu durumlarının müvekkilinin hatası ya da ihmali ile gerçekleşmediğini davacı tarafın iddialarının haksız olduğunu ayrıca alacağın likit olduğu yönündeki iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının davasının ve ayrıca icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki sözleşme uyarınca 800 koli ürün alma borcu bulunduğu iddiasına karşı işletmeyi kapatması ve sözleşmeye aykırı davranıldığından bahisle davacı tarafça başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.

—— Vergi Dairesi Müdürlüklerine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu——)28.04.2023 ——- Vergi Dairesi Başkanlığı’nın müzekkere cevabına göre davacının “Kendine ait veya Kiralanan Gayrimenkullerin Kiraya Verilmesi veya Leasingi” faaliyetinden kaynaklı mükellefiyet kaydının devam ettiği, 2022 yılı itibariyle herhangi bir gelir beyan etmediği, dolayısıyla davacının tacir olmadığı, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı. somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde de kabul edilemeyeceği,Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verimiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —–Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.