Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/82 E. 2022/694 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/82 Esas
KARAR NO : 2022/694

ASIL DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali-Uyarlama davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA;
Davacı/Karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili——— arasında müvekkili tarafından üretilecek ——– —————Hakkı’ndan faydalanmaları için, —— tarihinde —– Sözleşmesi —– tarihinde ———– değiştiğini, müvekkili ile davalı/borçlu arasında—— yılından beri yürürlükte olan sözleşme kapsamında, ——– yararlandığını, Ana Sözleşme, süresinin bitimini müteakip, ek protokollerle uzatıldığını ——- ile sözleşmenin süresinin———–kadar uzatıldığını, davalı/borçlunun ——- daha ——- hakkı kullanmış olsa bile, sözleşme’nin “5.1” maddesi uyarınca taahhüt ettiği ödemenin tamamından sorumlu olduğunu ve her hâl ve şartta ——ödemek zorunda olduğunu, davalı/borçlunun taahhüt ettiği asgarî geçiş sayısı olan —- daha fazla sayıda hızlı geçiş gerçekleşmesi halinde ise, altmış bini aşan — için (asgarî taahhüt edilen ——– kabul ettiğini, İcra takibine konu edilen faturanın —– süresinin sonu) itibariyle, sözleşme’deki açık hüküm uyarınca, davalı/borçlunun ——– geçiş taahhüdünün bakiyesinin talep edilmesinden ibaret olduğunu, müvekkili —— davalı/borçlu tarafından ———- için —– edilmiş olan —— geçiş hakkından henüz faturaya bağlanmadığını, —- adet geçiş hakkına tekabül eden ——– sözleşmenin sonu itibariyle davalı/borçludan talep ettiğini, müvekkilinin davalı/borçluya tanınan 3 aylık ek süre boyunca verilecek hizmetin—— verileceğini bildirmiş olup, davalı/borçludan olan alacağını ———- dair hiçbir beyanda bulunmadığını, müvekkili ile dava dışı —- zaten alacağın devrine dair hiçbir hukuksal işlem de olmadığını, bu nedenle davalı/borçlunun, fatura konusu alacağın ——– devredildiği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline ve icra takibinin takip talebindeki esaslar dairesinde devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli surette itiraz eden davalı/borçlunun, İİK md.67 uyarınca; alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile ——– Sözleşmesi” akdedildiğini, İş bu sözleşmenin konusunun müvekkili şirket tarafından ödenecek hizmet bedeli karşılığında, —— tarafından üretilecek hızlı geçiş kodları ile —– hızlı geçiş hakkından faydalanmasına ilişkin esas ve şartların belirlenmesi olduğunu,—- tarihli sözleşmeye göre müvekkil şirket sözleşme kapsamındaki hizmetler karşılığında ve —– tarihinde —- ayrıca hızlı geçiş hizmetini kullanan——- edilen kullanım adedine ulaşmaması halinde, müvekkili şirketin hizmet bedelinin tamamından sorumlu olacağı kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ek protokoller ve — sözleşmeleri ile devam ettiğini, — sözleşmenin süresinin———tarihinde dek uzatıldığını, —- —–kullanılması garanti edilmiş ve iş bu hizmet karşılığında —– ödenmesi taahhüt edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam etmekte iken davacı yanca müvekkil ——— bildirim gönderildiğini, —— taraflar arasındaki —- Sözleşmesi’nden doğan tüm hak ve yetkilerin dava dışı —- devredildiğinin açıkça bildirildiğini, davacı yanca ——- numaralı ihtarnamesi ile uyuşmazlık konusu faturanın ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı hususunun ihtar edildiğini, müvekkili şirketçe —– numaralı ihtarnamesi ile —kaynaklı —- sebep haliyle taahhüt edilen hızlı geçiş sayısına ulaşılamadığı ve —-doğan tüm hak ve yetkilerin dava dışı —— devredildiği gerekçesiyle talebin haksız olduğu yanıtının verildiğini, dava konusu icra takibiyle talep edilen alacağın taraflar arasında ihtilaflı olduğu ve maddi gerçeğin açığa kavuşturulması için uyuşmazlığın yargılamaya muhtaç olduğunu ortaya koymakta olup mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak ikame edilen takibe kendilerince yapılan itirazın haksız olduğundan bahsedilemeyeceğini, somut durumda davacı-karşı davalının alacak iddiası yargılamaya konu edilmiş olup alacağın likit olmadığının da açık olduğunu, davacı- karşı davalının icra inkâr tazminatı talebinin yerinde olmadığı ve işbu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptali davasının reddine, davacı-karşı davalı yanın icra inkâr tazminatı talebinin reddine, davacı-karşı davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA;
Karşı Davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle;—– itibariyle ————— çıkarılması, ———– edilemeyen salgın anlamına gelen —-” olarak ilan edilmesi, —— — görülmesi ve —– etkilemesi sonucu—- etkilerini durdurma ve önleme anlamında bir — tedbirler almaya sevk ettiğini, ————- işyerlerinin faaliyetleri durdurulup veya kısıtlanırken, bazı işyerleri çalışanlarının ve müşterilerinin —- maruz kalma riskini bertaraf etmek, bazıları ise talep,—-nedeniyle ya faaliyetlerini durdurmuş yada azalttığını, ———— ortaya çıkan——————eden aylarda tehdit olmaktan çıkmış ve ——güç —-sürüklediğini, ——- yasaklarının ardından —-talebin azaldığını, yaşanan —–yansıdığını,—- bir —- görüldüğünü,—– ortalarında ise bu oran %95’e ulaştığını, sözleşmenin kurulduğu ——-etkisini gösteren — olumsuz yönde etkilediğini, bu kapsamda ——- sayılarında da çok yüksek oranda—– yaşandığını, gerek — kapalı olduğu dönemde gerekse yeniden hizmet vermeye başladığı dönemde insanların bu süreçte — yüksek olduğu dar — girmek istememesi sebebiyle, müvekkili şirketin— yerine getirmesinin kendisinden beklenemeyeceği kadar ağırlaştığını, sözleşmenin kurulması sonrasında ortaya çıkan yeni ve beklenmedik durumun, yani —- ifasının dürüstlük kuralı gereği müvekkili şirketten beklenemez hale geldiğini, bu sebeplerle taraflar arasında akdedilen —değişen koşullara uyarlanması gerektiğini, her ne kadar borçlar hukukunda sözleşmeye bağlılık ilkesi geçerli olsa da sözleşmenin şartlarının mücbir sebep veya beklenmedik hal nedeniyle değişmesi durumunda sözleşme dengesinin değişecek ve bu durumda borçların ifası hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açacağını, böyle bir durumun hukuk düzenince korunması mümkün olmadığından kanun koyucu tarafından “—— hali öngörüldüğünü ve sözleşme şartlarının sonradan değişen koşullara uyarlanabilmesinin hükme bağlandığını, hükme göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlunun, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebileceğini, söz konusu hükmün uygulanabilmesi şartı “öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumun” varlığı olduğunu, bu durumun da borçludan kaynaklanmaması gerektiğini, yine, öngörülemeyen bu durumun sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olması gerektiğini, borçlunun, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması gerektiğini, müvekkili şirketin ——– ödenmesi yükümlülüklerini ifa edemediğini, somut olayda uyarlama koşullarının tümü mevcut olup, —— uyarlanmasını talep etmek zorunluluğu hâsıl olduğunu beyan ederek, Hızlı Geçiş Hakkı Kullanım Sözleşmesi kapsamında akdedilen —- —-edilen kullanım —- ulaşmaması halinde, müvekkili şirketin yapılan geçiş sayısı kadar hizmet bedelinden sorumlu olacağı şeklinde uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karşı Davacı’nın sözleşmenin uyarlanması talebiyle açmış olduğu karşı dava samimi olmadığını, çünkü karşı davacı müvekkili şirket ile sulh görüşmeleri yaptığını,— protokolü hazırlandığını ve üzerinde defalarca—- yapıldığını, sulh protokolüne göre karşı davacının, müvekkili şirkete ödeme yapmayı kabul ettiğini, —– henüz gerçekleşmemiş olmasının sebebinin karşı davacının ödeme yapmayı kabul etmemesi olmadığını, bu itibarla karşı davacının bir taraftan sulh görüşmeleri yapmasının ve sulh protokolünün neredeyse imza aşamasına geldiğini görmesine karşın diğer taraftan uyarlama talepli karşı dava ikame etmesi samimiyetsiz olduğunu,—- pandemisi nedeniyle —- kapalı kaldığı süreye ilişkin olarak taraflar zaten sözleşmeyi değişen koşullara zaten rızaen uyarladıklarını, —-düzenlenmiş olmasının yegane sebebinin —- —- sözleşmenin ifasını etkilediğini,— tanzim tarihi itibariyle esasen — bakımından müvekkilinin alacağı tahakkuk etmiş durumda olduğunu ve müvekkili şirkete ek süre vermek zorunda olmadığını, müvekkili Şirketin karşı davacının mağdur olmaması bakımından iyiniyet göstererek ek süre talebini kabul ettiğini ve bunu da karşılıklı ek sözleşme yaparak uyarlamanın zaten yapıldığını, karşı davacının da imzası ile uyarlamayı kabul ettiğini, davaya konu sözleşme bakımından—taraflarca düzenlenmişken mahkemenin sözleşmeye müdahale etmesinin düşünülemeyeceğini, karşı davanın reddine, hem asıl dava hem de karşı dava bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı-karşı davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili —- tarihinde dilekçe sunarak, müvekkili şirket ile davalı arasında uzlaşma sağlandığını, vâki uzlaşma gereğince asıl davada davadan feragat ettiklerini, birleşen davada davacı vekilince davadan feragat edilmesi durumunda, asıl ve birleşen davada müvekkil şirket lehine hükmedilmesi muhtemel, yargılama gideri, vekalet ücreti ve benzeri her türlü alacağımızdan da feragat ettiklerini, feragat sebebiyle HMK md.307 vd hükümleri uyarınca karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı-Karşı davacı vekili——- tarihinde celse arasında dilekçe sunarak, müvekkili şirket ile davacı-karşı davalı arasında anlaşma sağlandığını, bu anlaşma gereğince kendilerince ikame edilen karşı davadan feragat ettiklerini, müvekkili şirket lehine hükmedilmesi muhtemel yargılama gideri, vekalet ücreti ve benzeri her türlü alacaklarından da feragat ettiklerini, feragat sebebiyle HMK.nun 307.hükümleri uyarınca karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı-karşı davalı vekili ——tarihinde mazeret dilekçesi sunarak, tarafların karşılıklı olarak feragat etmiş olmaları ve iş yoğunluğu nedeniyle duruşmaya katılamayacağını beyan ederek mazeret bildirdiği, feragatin davaya sona erdiren işlem olması nedeniyle davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Karşı davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 307-309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, asıl davanın ve karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Asıl davanın Feragat nedeniyle reddine,
2-Karşı davanın Feragat nedeniyle reddine,
3-Asıl davada; alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 13.818,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.737,54 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Karşı davada; alınması gereken 80,70 TL. Harcın peşin alınan —– mahsubu ile bakiye 369,30 TL. harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Talep gibi taraflar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Talep gibi taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.