Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/800 E. 2023/286 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/41 Esas
KARAR NO: 2023/293
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/05/2019
KARAR TARİHİ: 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —– tarihli ——— bedelli senedi imzalayarak davalıya verdiğini, davalının müvekkili ile ve diğer cirantalarla hiçbir ticareti bulunmadığını, aralarındaki tek hukuki ilişkinin müvekkilinin nakit olarak sıkıntıya girmesi sonucu —- kişinin daha önceden kendisinin faizle para satın aldığı davalıya müvekkili götürmesi ve oldukça fahiş faiz oranıyla kendisine para verilmesi ve senet tanziminden ibaret olduğunu,—– içinde müvekkili adına kardeşi —- evrak alınmaksızın ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin kardeşine ödeme evrakı verilmediğini, ayrıca müvekkilinin borç para aldığı—– tarihinden itibaren davalıya borç ödemesi ibaresi ile —– para ödediğini, davalı tarafın aldığı bu paralara rağmen mükerrer tahsilat yapma peşinde olduğunu, müvekkilinin firma sahibi olduğunu, davalının ise şahıs olduğunu ticari bir ilişki bulunmadığını, son olarak da —– de son taksitini ödediğini, müvekkilinin belgeli olarak toplam — belgesiz tanıklı olarak toplam —– davalıya para ödediğini, davalının ödemelere rağmen kötü niyetli olarak —– dosyası ile icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibine ilişkin tebligat yapılmaksızın, alınan ihtiyati haciz kararı ile—– Sayılı dosyası ile müvekkiline ait iş yerine hacze gelindiğini, cebri icra tehdidi altında borç kabulü olmaksızın müvekkili nam ve hesabına —— hesabından alacaklı vekilinin —– haricen ödeme yapıldığını, ——– dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğni, müvekkili tarafından dosya borcu icra kasasına tedbir kararı kapsamında depo edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz tamamlandığını, müvekkilinin iş bu senet dışında hiçbir borcu ve hukuki bağı olmayan mükerrer tahsilat yapmaya çalışan davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapması karşısında müvekkilinin kendisine yapılan ödemeler nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığından menfi tespit ile icra takibinin iptaline, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine,—– dosyası ile başlayan icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kambiyo senedi mevcut ise de, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, davacının senedin dayanağı olarak ileri sürdüğü faizle borç para verildiği iddiasının asılsız olduğunu, davacının senetteki imzaya bir itirazının olmadığını, davacının şahsi defilerini ancak ——- ileri sürebileceğini, iyi niyetli meşru hamil olan müvekkiline karşı şahsi defiler ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin ikrazatçılık belgesinin olmamasına rağmen faizle borç para verdiğinin iddiasının gerçek dışı olduğunu, dava konusu çekin yasal unsurlara sahip olduğunu, davacı tarafın yapıldığı iddia olunan ödemelerin icra takibine konu bonoya istinaden olduğuna dair hiçbir delil ibraz etmediğini, müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak mahkememiz huzuruna getirilen ve ispatlanamayan davanın esastan reddine, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davadan dolayı davacının asıl alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:Davacı vekili dava dilekçesinde;——sayılı dosyasını, —— dosyasını, ödeme dekontlarını,—–sayılı dosyasını, vekil —- hesabına yapılan —– ödeme dekontunu, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;—–sayılı dosyasını, davacının ortağı olduğu şirkete ilişkin——- kayıtları,——– kayıtlarının sorulmasını delil olarak göstermiştir.
——sayılı dosyasını ——- sistemi üzerinden celbedilmiş, incelenmesinde; davalı —- tarafından davacı —- ve dava dışı —— bedelli bonoya dayanarak kambiyo takibi yapıldığı, takip dayanağı bononun keşidecisinin —– olduğu sonraki ciranta —— tarafından ciro edilerek davalının hamil olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen —— tarihli ——- tarihli 900,00-TL bedelli, —– tarihli 1.000,00-TL bedelli, —- tarihli 1.250,00-TL bedelli, —- tarihli 2.400,00-TL bedelli, —– tarihli 2.250,00-TL bedelli, 04.03.2018 tarihli 2.250,00-TL bedelli, —- tarihli 2.000,00-TL bedelli, 31.03.2018 tarihli 1.250,00-TL bedelli, —- tarihi 1.000,00-TL bedelli, 29.04.2018 tarihli 1.750,00-TL bedelli, —- tarihli 1.250,00-TL bedelli, 20.06.2018 tarihli 1.000,00-TL —- tarihli 2.250,00-TL bedelli, — tarihli 2.250,00-TL bedelli, —- tarihli —– bedelli, —- tarihli —- bedelli, ve ——- bedelli dekontlara konu ödemelerin hangi borca karşılık yapıldığına ilişkin HMK 171.maddesi uyarınca davalının isticvabına karar verilmiş, davalı 10.02.2022 tarihli duruşmada “davacı ile yaptığımız —– ayındaki araç kiralama sözleşmesine ilişkindir, benim kendi adıma da ve şirket adıma da araç kiralama vergi kaydım vardır. Kendi adıma ve şirket adına bu işi yapıyorum , bana gösterdiğiniz dekontlar —- plakalı aracn kiralanmasına ilişkin dir. Ancak aramızda yazılı bir kira sözleşmesi yoktur, ancak aylık ——–. Ben aldığım kira bedellerine karşı araç benim adıma değil babam adına olduğu için fatura kesmedim. Takip dayanağı bono bedeli ödenmemiştir.” şeklinde beyan etmiştir.
HMK’nın 201 maddesi uyarınca miktar itibariyle davada tanık dinlenmesi mümkün olmadığından davacı ve davalı vekilinin tanık dinletme taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamayacağından ——- kayıtlarının istenmesi yönündeki, davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
——– plakalı aracın maliklerini gösterir kayıtlar celbedilmiş, davacının araca malik olmadığı anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişiden kök ve ek rapor alınmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ödeme iddiasıyla İİK 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır. İİK.nın 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, takibe konu bonoya istinaden davalıya belgeli olarak 30.050-TL, belgesiz olarak 6.500-TL olmak üzere 36.650-TL ödeme yaptıklarını, ihtiyati haciz sırasında da 7.000-TL ödeme yaptıklarını ileri sürmüştür. Davacının takip konusu bonoya ve bonodan kaynaklanan alacağa ilişkin bir iddiası olmayıp, menfi tespit davasını ödeme iddiasına dayandırmıştır. Davalı taraf, davacının banka yoluyla kendisine yaptığı ödemelerin davaya konu bonoya ilişkin olmadığını, araç kiralama bedelleri olduğunu ileri sürmüştür. Ancak davalı vekili, 06/12/2021 tarihli beyan dilekçesi ile, 18/03/2019 tarihinde yapılan 7.000-TL’lik ödemenin davaya konu icra dosya borcuna ilişkin yapıldığını kabul etmiş, ödemenin icra dosyasına bildirildiğini beyan etmiştir.
Davacı tarafından davalının banka hesabına yapılan ve açıklama içermeyen toplam 29.050-TL tutarlı ödemelere ilişkin davalı vekili cevap dilekçesinde ödemelerin araç kiralama ilişkisi nedeniyle yapıldığını savunmuş, davalı asil de isticvabı sırasındaki beyanında söz konusu dekontların —-plakalı aracın kiralanmasına ilişkin olduğunu, aralarında yazılı bir kira sözleşmesi olmadığını aracın babası adına olduğu için fatura kesilmediğini beyan etmiştir.
Davalı, davacı tarafından yapılan toplam 29.050-TL ödemenin—— plakalı aracın kiralanmasına ilişkin olduğunu ileri sürmüşse de, söz konusu araç davalı adına kayıtlı olmadığı gibi, araç kira sözleşmesi de ispat edilmemiştir. Bu nedenle söz konusu 29.050-TL ödemenin, dava konusu icra takibine konu bonoya mahsuben yapıldığı kabul edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 22/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacının takip öncesi yaptığı ödemelerin, her bir ödeme tarihine kadar işlemiş faiz hesabı yapıldıktan mahsubu sonrası, takip tarihi itibariyle davalının takip tarihi itibariyle davacıya —— protesto masrafı olmak üzere toplam 6.633,05 TL borçlu olduğu hesaplanmıştır.
—- müzekkere yazılarak bilirkişi raporundaki takip tarihindeki yapılan hesaplamalar doğrultusunda kapak hesabı yapılarak, takipten sonra ödenen 7.000-TL’nin mahsubu sonrası borç alacak durumunun bildirilmesi istenmiştir.
——- cevabi yazısında; yapılan kapak hesabı sonrası borçlunun 1.263,43-TL borcunun kaldığı belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının davaya konu icra takip dosyasında 1.263,43-TL dışında borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı vekili de cevap dilekçesinde tazminat talep etmiştir. Menfi tespit davasının kabulü halinde davacı lehine tazminatı düzenleyen İİK’nın 72/5.maddesine göre “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.”şeklindedir. Buna göre davanın kabulü halinde davacı lehine tazminata hükmedilebilmesi davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Davalının ödemeleri başka bir ticari ilişki için aldığını ispatlayamaması nedeniyle davanın kısmen kabul kararına verildiğinden, şartları oluşmadığından davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Menfi tespit davasının reddi halinde davalı lehine tazminatı düzenleyen İİK’nın 72/4.maddesine göre “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” şeklindedir. Davadan önce alınan ihtiyati tedbir kararı ile takip durmuş olduğundan, reddedilen kısım olan 1.263,43-TL’nin %20’si oranından tazminatın davacıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——–sayılı dosyasında dava tarihi itibariyle davacının; 1.263,43-TL dışında davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
3-Davanın reddine karar verilen kısmı olan 1.263,43-TL’nin %20’si oranından tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 2.178,17 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 566,12 TL peşin harç, 98,70 TL tamamlama harcı toplamı 664,82 TL’den mahsubu ile bakiye 1.513,35 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.222,00 TL yargılama gideri ile 566,12 TL peşin harç, 98,70 TL tamamlama harcı, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 1.931,22 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.857,62 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, arta kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 17,40 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 0,66 TL’nin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 1.263,43-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —— görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.269,69 TL’nin davalıdan, bakiye 50,31 TL’nin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/03/2023