Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/751 E. 2023/379 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/751 Esas
KARAR NO:2023/379
DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/09/2022
KARAR TARİHİ: 27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bakiye fatura alacağının tahsili için —— dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi vermemiştir.

DELİLLER:Davacı vekili dava dilekçesinde; icra Müdürlüğü dosyasının celbi, fatura, mail yazışmaları, tanık, yemin, keşif ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.Davalı cevap dilekçesi vermediğinden delil göstermemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu —— dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine, bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle, 49.887,18-TL asıl alacak, 5.460,43-TL işlemiş faiz toplamı 55.347,43-TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresi içinde itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.İİK 67/1.maddesine göre; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre; “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”——— Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacı tarafın ticari defterlerini talimat yoluyla incelenmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı taraf belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemiştir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu, mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinin usule uygun tutulduğu, davacı defterlerine göre davacının davalıdan 49.887,18-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Takibe konu alacak 1 adet faturadan kaynaklanan bakiye alacak talebine ilişkindir. ——- yazılarak, davalının —– celbedilmiş, incelenmesinde; takip dayanağı faturanın davalı tarafından bağlı bulunduğu ——- bildirildiği görülmüştür. Dolayısıyla davalı, bağlı bulunduğu ——bildirdiği —— takibe konu fatura karşılığı mal aldığını beyan etmiş olup, bu durum faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir.———-Davalıya çıkarılan tebligatta, “ticari defterlerini ibraz etmez ise; 222/3.maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmesi halinde davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabul edileceği ihtar” edilmesine rağmen davalı ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Davalının takip dayanağı faturayı —- bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği faturadan dolayı, talep edilen bakiye alacağın ödendiğine dair delil bildirmemesi, ayrıca kesin süreye rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle, davacının ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilerek 49.887,18-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında ödeme günü kararlaştırılan bir sözleşme ibraz edilmemesi, davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil ibraz edilmemesi nedeniyle, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir. Davacı icra takibinde takip öncesi işlemiş faiz talebini TTK’nın 1530.maddesine dayandırmıştır. Ancak söz konusu madde hükmü mal tedarik sözleşmelerine ilişkindir. Nitekim ———–TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup, icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında da sözleşme ile ödeme günü kararlaştırılmadığı için davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz” hükmüne yer verilmiştir.Davacı davaya konu icra dosyasındaki takip talebinde takipten sonraki “Alacağın tahsili tarihine kadar %…. faizi” şeklindeki faiz talebinde faiz türü ve oranı belirtmediğinden, itirazın iptaline karar verilen asıl alaacak yönünden, takip sonrası yasal faize karar vermek gerekmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davaya konu açık hesap bakiyesi yönünden alacak likit, davalının itirazı haksız olduğundan, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——- sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 49.887,18-TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı 49.887,18-TL’nin %20’si oranında (9.977,43-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.407,79 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 668,46 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.739,33 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.004,00 TL yargılama gideri ile 668,46 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı toplamı 2.753,16 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.481,55 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları ———– görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.189,78 TL’sinin davalıdan, bakiye 130,22 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/04/2023