Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/702 E. 2022/999 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/702 Esas
KARAR NO : 2022/999

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– sayılı icra takip dosyasından gönderilen Haciz İhbarnameleri ile borçtan sorumlu hale getirilen müvekkilleri yeddinde borçluya ait herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, müvekkillerinin davalı borçluya ve davalı alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ve dosyaya konu borçtan, faiz, ferilerden ve diğer tüm tutarlardan sorumlu olmadıklarını tespit edilmesi ile davalılar aleyhine %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı—— vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 89/3 maddesi uyarınca 3. haciz ihbarnamesinden sonra 15 gün içinde 3. kişinin menfi tespit davası açması gerektiğinin hüküm altına alındığını davanın usulden reddinin gerektiğini, tarafların ——- kayıtlı kendi üzerlerine intikal edilmemiş ortak ——- hisseleri mevcut olduğunu, bu bahisle —-üzerine anılan icra dosyasından haciz tesis edilmesinin akabinde, hisseleri henüz paylaşmamış/intikal edilmemiş olan davacı/ortak pay sahiblerinin, diğer ortak pay sahibi davalı —— ille illiyet bağı olması nedeniyle 89/1 – 2 ve 3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacı tarafların ortak miras paylarından kaynaklı taraflar arasındaki borç ilişkisinin mevcut olmadığını ispatlamakla mükellef olduğunu, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava İİK 89/3.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır. Dava hem takip alacaklısı ve hem de takip borçlusu aleyhine açılmış, takip borçlusu dava ——- aleyhine açılan dava tefrik edilerek Mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilniştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde,—– dosyasından gönderilen haciz ihbarnameleri ile borçtan sorumlu hale getirilen müvekkilleri yeddinde borçluya ait herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı iddiasıyla işbu davayı açmış, davanın İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olduğunu ileri sürmüştür.
Ancak, İİK’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen kanun hükmünün somut olaya uygulanmasının mümkün değildir.—-.sayılı kararı ) Bu nedenle de davanın İİK 72.maddesi açılmış menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
—–.sayılı dosyası ile takip alacaklısı ——, takip borçlusu-dava dışı —- aleyhine ilamsız takip başlatılmış, dosyada borçlunun 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine karar verilerek davacılara İİK 89.maddesi uyarınca 1.2 ve 3.haciz ihbarnameleri gönderilmiş, 89/3 haciz ihbarnameleri davacılardan; —– tarihinde, — tarihinde tebliğ edilmiş, işbu dava ise —- tarihinde açılmıştır.
İİK’nın 89/3. maddesine göre “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa on beş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir.”
Buna göre, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren anılan yasa hükmü uyarınca 15 günlük süre içerisinde menfi tespit davası açılmaması halinde borcun ödenmesi yasal bir zorunluluk olarak hükme bağlanmıştır.
Somut olayın değerlendirildiğinde, 89/3 haciz ihbarnamelerinin davacılara, —-tarihlerinde tebliğ edildiği; davanın ise 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra ——– tarihinde açıldığı anlaşılmakla, İİK’nın 89/3.maddesindeki hak düşürücü süreye ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin — üzerinden gönderdiği 04/11/2022 beyan dilekçesinde, talep sonucunu ıslah ile İİK 89/5 uyarınca cebri icra tehdidi altında tahsil edilen —– davalı alacaklıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacıların zimmetinde sayılan borcu ödedikten sonra İİK’nın 89/5. maddesi uyarınca ödemek zorunda kaldığı paranın iadesi istemi ile dava açabileceği kuşkusuzdur. Zira anılan yasa hükmünde; “her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir” denilmektedir. Dava açılmadan önce yapılan bir ödeme söz konusu olmadığından davanın İİK’nın 89/5. maddesi uyarınca açılmış istirdat davası olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığı gibi, İİK 89/3.maddesi uyarınca açılacak menfi tespit davasının, ödeme sonrası istirdat davasına dönüşeceği yönünde, İİK 72/6.maddesinde olduğu gibi bir düzenleme de yoktur.
Davacılar vekili somut ve açık bir ıslah dilekçesi vermemiş,—- beyan dilekçesinin sonuç kısmında ıslah ibaresini kullanmış, ancak kısmi ıslah mı, tam ıslah mı yaptığını da açıklamamıştır. Kısmi ıslah ile netice-i talebin değiştirilmesi, dava konusu olmayan bir şeyin davaya ithali mümkün değildir. Davacının davasını tamamen ıslah ettiğine dair beyanı olmadığı gibi, HMK’nın 180.maddesi uyarınca ıslahtan sonra 1 hafta içinde verilmiş yeni bir dava dilekçesi de bulunmadığından, davacının 04/11/2022 beyan dilekçesinin tam ıslah dilekçesi olarak da kabulü mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 114/2.maddesi yollamasıyla İİK’nın 89/3.maddesindeki hak düşürücü süreye ilişkin dava şartı yokluğundan, aynı yasanın HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 440,09 TL peşin harç, 242,10 TL tamamlama harcı toplamı 682,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 601,49 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —7/2’ye göre takdir olunan 4.123,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacılar vekili ve davalı ——vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisindeİstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.