Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/70 E. 2023/779 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/70
KARAR NO : 2023/779

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —– İcra Müdürlüğünün—- sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, karşı tarafın bu dosyaya yetki itirazında bulunduğunu, bunun üzerine dosyanın yetkili—-. İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, burada —– esas numarasını aldığını, mevzubahis takip de davalının itirazı üzerine 26.08.2021 tarihinde durdurulduğunu, Davacının inşaat malzemeleri ve inşaat demiri ticareti yaptığını, demir çelik fabrikaları perakende mal satışı yapmadıklarını, davacı gibi bayiiler üzerinden satış yapıldığını, bayiiler de depolama (küflenme) sıkıntısı yaşamamak için satın aldığı ürünleri fabrikadan çekmeden satış gerçekleşince gönderimin fabrika üzerinden yapıldığını, Davalı da davacıdan demir satın aldığı ve demirin bizzat kendi tedarik ettikleri araçla teslimi istendiğini, kendi tedarik ettikleri —- plakalı araç malı —–bırakmak üzere yola çıkmışsa da davalının yolda —–götürülmesini istemesi üzerine tır şoförünün demiri istenilen yere boşattığını, ancak davalı taraf demirin kendilerine teslim edilmediğini veya çalındığını söylediğini, davacının davalıya fatura kesip gönderdiğini ancak davalı tarafça buna itiraz edildiğini beyan ederek; Davalının—–. İcra Dairesinin —– sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; davalı aleyhine ikame edilen işbu davanın, davalının pasif husumet ehliyetine sahip olmaması sebebiyle husumet bakımından reddi gerektiğini, zira davacı —- İnşaat tarafından davalı —— aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilmiş işbu davanın tarafları dışında, bir üçüncü kişiye gerçekleştirilen bir sevkiyat sonucu tahsil edilmek istenen bir para alacağına ilişkin olduğunun anlaşıldığını, faturaya konu edilen ürünlerin davalıya teslim edilmediğini, ürünlerin teslim edilmemesi sebebiyle maddi-manevi zarara uğrayan davalından bir de bu ürünlerin bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, Satın Alma Formundan açıkça görüldüğü üzere; dava konusu malların teslimat yeri —–olup somut olayda faturaya konu edilen ürünler —– ulaşamamış, teslim adresine ulaşmadığı gibi davalıya herhangi bir şekilde teslim de edilmediğini, henüz teslimat yerine teslim edilmemiş fatura konusu malların zilyetliği hala satıcıda olduğundan —— aleyhine açılan bu davada hukuki yarar bulunmadığını, bu nedenledir ki davacının teslim etmediği ürünlere ilişkin düzenlediği 2.11.2020 tarihli faturaya itiraz etmiş ve akabinde de bu faturaya ilişkin iade faturası düzenleyerek davacıya tebliğ edildiğini beyan ederek; Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Eldeki dava, faturaya dayalı olarak yapılan icra takibine ilişkin olarak açılan itirazın iptali davasıdır.
—– İcra Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye istinaden —— Esas sayılı icra dosyası işbu dosya arasına alınmıştır.İcra takibine yapılan itirazın iptali 2004 sy. İİK md. 67’de düzenlenmiştir. Buna göre; “(1)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(2) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
(3) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
“İşbu davanın yasal bir yıllık süresinde açıldığı anlaşılmakla esastan incelemeye geçilmiştir.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190).
Davacı tarafından icra takibine konu malın davalıya teslim edildiği iddia olunurken, davalı tarafından malın kendilerine teslim edilmediği savunulmuştur. Fatura tek taraflı bir belge olup, bu haliyle tek başına bir alacağın varlığını göstermez. Faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için davacının öncelikle teslim olgusunu ispatlaması gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü, davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya teslim edilip edilmediği olgusunun ispatına bağlıdır.
Tarafların ticari defterleri, davacının merkezi —– olduğundan talimat yolu ile, davalının defterleri ise mahkememizce bilirkişi yolu ile incelenmiştir.
Bilirkişi ——tarafından düzenlenen 05.01.2023 tarihli raporu incelendiğinde, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının iade faturası 2021 yılı defterlerine işlenmediği, bu haliyle davalının, davacıya 123.331,09 TL borçlu olduğunun gözüktüğü anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi—– tarafından düzenlenen 22.09.2021 tarihli rapor incelendiğinde, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, takibe konu 02.11.2020 tarihli 123.331,00 TL tutarındaki faturaya, 31.03.2021 tarihinde davalı tarafından davacıya 123.331,00 TL tutarında iade faturası düzenlendiği anlaşılmıştır.
Sonuç itibariyle her iki bilirkişi raporu dikkate alındığında tarafların ticari defterlerinin birbirini doğrulamadığı izahtan varestedir.
Davacı tarafından icra takibine konu faturaya ilişkin malın teslim edildiğini ispatlamak amacıyla sevk irsaliyesi sunulmuş, irsaliye incelendiğinde teslim alan kısmında bir imza bulunmamakla birlikte dava dışı —– adlı, —- T.C. Kimlik numarası ve —– numaralı araç plakasının yazılı olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce dava dışı —–isimli kişi UYAP sistemi üzerinden ilgili kişi olarak eklenerek —– dökümü dosya arasına alınmış ve yapılan incelemede davalı ile bağı tespit edilememiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından tanık dinletilmek istense de satışı yapıldığı iddia edilen malların teslim edilmesi hukuki işlem mahiyetinde olduğundan, teslim olgusunun dava konusu alacağın miktarı itibariyle HMK 200/1 maddesi uyarınca tanık delili ile ispatlanması olanaklı değildir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafından faturaya konu malların teslim edildiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından işbu davaya konu icra takibinin kötüniyetli olarak başlatıldığında dair dosya kapsamında bilgi ya da belge bulunmadığından davalı tarafından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 269,85-TL karar harcının peşin alınan 1.450,55-TL’den mahsubu ile bakiye 1.180,70-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 19.732,97-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava şartı olması nedeniyle taraflarca başvurulan —– nolu arabuluculuk görüşmeleri neticesinde belirlenen 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.