Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/66 E. 2022/624 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/66 Esas
KARAR NO : 2022/624

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:— konusu,—–adresinde bulunan taşınmaz, —-tarihleri arasında, —- ile dava dışı—— olduğunu, —— tarihinde, müvekkil —— dava dışı —— ve ailesinin —— meydana geldiğini, —– müdahale edildiğini, olay sonrası tanzim edilen —– bir nedenle,—- çıktığı kanaatine varıldığını, —– üzerinden tanzim edilen bilirkişi raporu ile ekspertiz raporunda da,——-bir kısa devre ile başlayarak,——- artmasıyla —–dönüştüğü kanaatine varıldığı, dava konusu hasara neden olan —– davalı şirket olduğunu, bu zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu, tanzim edilen raporlarda, —- tamamen —– —- yanma sonucu ortamda oluşan —– faaliyetleri sonucu, nedeniyle —- etkilenerek hasar gördüğü,—– duruma geldiği, —–bulunan ——- duruma geldiği, —— onarılamaz şekilde tahrip olduğu, —— mevcut iki adet ————çalışmaları sırasında hasar gördüğü, ———- meydana getirdiği, ——-detaylı bir bakım ve ——- durumda olduğunun tespit edildiğini, hasar sonrasında tanzim edilen ekspertiz raporu uyarınca,———– tarihinde müvekkili şirketin—— gerçekleştirdiğini, bu ödemeden sonra TTK m. 1472 gereği, sigortalıya halef olunduğu, ayrıca sigortalı tarafından kazaya ilişkin olarak kendisine ait tüm hakların müvekkili şirkete devir ve temlik edildiğini, müvekkil şirketin ödeme sonrası halef olmasına istinaden, gerçekleştirilen ödeme sonrasında davalıdan rücu talebinde bulunulduğunu, davalı tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediği, Davalı tarafından müvekkil Şirkete ödeme yapılmaması nedeniyle, ——-ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, bu takibe ve yetkiye davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini, ————başvurusu yapıldığını, müzakereler sonucu anlaşmaya varılamadığını, hasar tazminatlarını ödeyen müvekkili şirketin, davalılardan rücu etme hakkına sahip bulunduğunu, açıkladıkları ve re’sen dikkate alınacak sebepler göz önüne alınarak ve fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak koşuluyla; davalı —- adına kayıtlı — malların 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla kaydına teminatsız ve/veya sayın mahkemenizce uygun görülecek teminatın yatırılması halinde ihtiyat-i tedbir(haciz) konulmasına, —— ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Dava dilekçesinde yangın raporu ve delil tespiti talebi neticesinde düzenlenmiş olan bilirkişi raporu esas alınarak yangının —- kaynaklı olduğu iddia edildiğini, bu iddiaları kabul etmediklerini, Nitekim her iki rapor düzenlenirken de binanın —- kontrol edilip edilmediğinin belli olmadığı, ——— tarafından düzenlenen —— sebebinin bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiği, olay sonrasında müvekkil şirket yetkilileri tarafından yapılan yerinde inceleme sırasında ———– yanma meydana geldiğinin tespit edildiği, müvekkili şirket tarafından —— kullanım ——çalışması için uygun tesisatın sağlanması gerektiğinin açıkça belirtildiği, müvekkil şirketin gerekli tesisatı sağlamak yükümlülüğü bulunmadığını, tüketici tesisatın almış olduğu cihaza uygun olup olmadığını tespit etmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu, elektrik tesisatının kontrol edilmesi ve cihazın çalışması için uygun koşulların sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğini,—— yapılmadan yangının sebebinin müvekkil şirket tarafından üretilmiş olan kombi olduğunu söyleyemenin mümkün olmadığını, —— kapsamında düzenlenmiş olan bilirkişi raporunda da; yangının sebebinin kullanım hatası, —- hatası veya ——- olduğunun tespit edilemediği, yangının meydana gelmesinde müvekkili şirkete herhangi bir kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından da kusurun kime ait olduğuna ilişkin—- yapılamadığını, dava dilekçesinde her ne kadar —– kusuru olduğu iddia edilmişse de bunun somut bir dayanağı bulunmadığını, davacının yalnızca varsayıma dayalı, asılsız iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini, Müvekkili şirketin olay tarihinde —– sigortası kapsamında da sigortalı olduğunu, davanın —— sorumluluk———ettiklerini, yapılan açıklamalar ve yargılama sırasında ortaya çıkacak nedenlerle; Davanın —— ihbarına, Haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı taraf aleyhine takibin %20’sinde az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davalının ürettiği kombinin sebebiyet verdiği—- davacının —- kapsamında sigortalısına ödediği ——- rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebinden ibarettir.
—, Davacı —- yazılmış olup yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verilmiştir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Davaya konu olayda mutlak ticari dava söz konusu değildir.
6502 S. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunununda, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi şeklinde —-dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya—— dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 83. Maddesinde ise “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Açılan davada, davalı ile dava dışı ——- davaya konu —– satışına ilişkin sözleşme ilişkisinin bulunduğu, —- dava dışı sigortalının konutunda kullanıldığı ve konutunda bulunduğu sırada yangın olayının meydana geldiği, dava dışı sigortalının yasa kapsamında tüketici sayıldığı, davacının dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğu görev ilişkisinin de dava dışı sigortalısı ile davalı arasındaki ilişkiye göre belirlenmesi gerektiği ,davalı ile dava dışı sigortalı arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklanan tüketici ilişkisinin olduğu Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre davaya bakma görevinin —- olduğu anlaşılmıştır.Görev hususu HMK’nın 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğinden mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1–HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —– Mahkemelerine tevzii edilmesi için ———– gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Tüketici Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.