Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/654 E. 2022/965 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/654 Esas
KARAR NO: 2022/965
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı şirket arasında devamlılık arz eden ticari bir ilişki bulunduğunu, müvekkilinin hem davalı tarafından sipariş edilen ses – kamera sistemlerine ilişkin malzemelerin satışını yaptığını hem de işbu malzemelerin kurulumunu sağladığını, Müvekkili tarafından satışı yapılan ürünleri teslim alan davalı tarafın, müvekkiline fatura bedellerini ödemediğini, bu husustaki haklılıklarının —- düzenleme tarihli —– İrsaliyeli Faturasının incelenmesiyle de anlaşılacağını, müvekkilinin borçlu kuruma satmış olduğu malzemelere ilişkin kestiği İrsaliyeli Faturalar, —— arasında yer aldığını, müvekkilinin davaya konu edilen faturaları borçlu kuruma teslim ettiği davalı kurumun da işbu faturaları ticari defterlerine işlediğini, bu sebeple tarafların ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, davalı şirketten olan alacağının tahsili için,—— dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Davalı şirketin borca, faize ve ferilerine süresinde itirazda bulunarak icra takibinin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun haksız itirazının kaldırılması ve alacaklarının tahsili amacıyla arabuluculuğa başvurulduğunu, davalı taraf ile yapılan arabuluculuk görüşmesinin olumsuz sonuçlandığını, borçlunun; ödeme emrine, takibe, borca faize ve tüm fer’ilerine haksız olarak yaptığı itirazın iptal edilerek icra takibinin devamına karar verilmesi, borçlunun haksız itirazı için de %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi gerektiğini, —— borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına, davalı borçlunun icra takibine itirazı haksız ve kötüniyetli olduğundan alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı—— devamlılık arz eden bir ticari bir ilişki bulunduğunu iş bu ticaret neticesinde müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini ve davacıya borcu bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap ekstresi ve müvekkil ticari defterleri incelendiğinde davacının alacağının kalmadığı hatta müvekkile borcu olduğunun tespit edileceğini, Müvekkili şirketin davacıdan alacağını tahsil amacıyla —— takip başlattığını ve işlemlerin devam ettiğini, davacının iş bu davayı kötü niyetli olarak ikame ettiğinin açık olduğunu, ayrıca farklı faturalara ilişkin ——- dosyaları ile müvekkil şirkete husumet yönelttiğini, tarafları ve konusu aynı olan iş bu dosyaların usul ekonomisi gereği ——sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebi ile birlikte iş bu hukuki dayanaktan yoksun olarak açılmış davanın reddinin gerektiğini, öncelikle iş bu sayın mahkemeniz dosyasının, tarafları ve konusu aynı olan ——- birleştirilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının iş bu dava nedeniyle alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının fatura alacağı sebebiyle başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
—- yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.———-
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
———– maddesine göre, ——yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. —–kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. ——–
———- tarihli müzekkere ekinde gönderilen——————– yılına ilişkin beyanname suretlerinin incelenmesinde adı geçen davacının faaliyetlerinin esnaf sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır.
Davacının faaliyetlerinin sınırı esnaf faaliyetlerinin altında kalıp tacir olmadığından, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmekte olup Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——–Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için —- gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022