Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/646 E. 2022/964 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/646 Esas
KARAR NO : 2022/964

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin sahibi bulunduğu—–plaka sayılı aracı ile 19.06.2022 tarihinde zincirleme trafik kazasına karıştığını, Davalı tarafın ise bu kazaya karışan araçlardan biri olduğunu, davalı taraf aracının zarar gördüğü, değer kaybettiği ve onarım süresince araçtan mahrum kaldığı günler için ——- Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını ve ödeme emrinin usule aykırı olarak yeterli araştırma yapılmadan müvekkilin süresiz olarak ayrıldığı adrese bağlı muhtarlığa yapılarak takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin ise takipten 18.08.2022 tarihinde haberdar olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin olarak dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla iş bu icra dosyasından dolayı müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin aracı gerek zorunlu trafik sigortası gerekse genişletilmiş ——– poliçesi ile güvence altında olduğunu, davalı tarafın öncelikle zorunlu trafik sigortası şirketinin muhatabı olan—– başvurmak yerine müvekkili tercih ettiğini, Türk Ticaret Kanununun 1409. maddesine göre kusurlu olan tarafın trafik sigortası hasarı ve değer kaybını telafi etmekle yükümlü olduğunu, Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesine göre motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olur” demek suretiyle yasal olarak hüküm altına alındığını, davanın öncelikle ihbar olunan şirketlere bildirilmesi, müvekkilin herhangi bir maddi kaybı halinde ise ihbar olunan şirketlerden rücuen tazmini gerektiğini, ödeme emrinde belirlenen araçtaki değer kaybının neye göre hesap edildiği, aracın özel araç olması nedeniyle onarım süresince mahrum kalınan günler için bedelin nasıl hesap edildiğinin bilinmediğini, davacının talebinin menfi tespit istemine ilişkin olduğu talep sonucunun bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceği menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığı ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğunun olmadığı bu sebeplerle; davalı tarafın ihbar edilen —— şirketine başvuru yapıp yapmadığı taraflarınca bilinmediğini, takip talebinde zincirleme kazaya karışan hangi aracın maliki olduğunun da belirlemediğini, davalı tarafın haksız kazanç elde etme ümidiyle başlatmış olduğu takipte müvekkilinin sürekli tehditkar şekilde aracını yakalatacağını, banka hesaplarına bloke koyacağını, hatta ve hatta ev haczine geleceğini bildirerek baskı altında tahsilat yapmaya çalıştığını, telafisi güç ve imkansız zararları önlemek için öncelikle takibin durdurulması için tedbir kararı verilmesini, şayet davalının değer kaybı alacağı varsa da bu alacağı sigorta şirketleri güvencesinde olup tahsilat imkansızlığı da bulunmadığı da ortada olduğu, herhangi bir mağduriyet yaşamayacağı, her halde müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE :
——.sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden dosya arasına alınmış olduğu görüldü.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.——6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.Davacının Uyap ekranından yapılan sorgulamasında potansiyel mükellefiyet kaydının olduğu,dolayısıyla davacının tacir olmadığı, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davanın da sözkonusu olmadığı. Davaya konu aracın ——model kullanım amacının hususi olduğu, somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde de kabul edilemeyeceği,Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verimiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.