Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/638 E. 2022/888 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/638 Esas
KARAR NO : 2022/888

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ———kişi tarafından birlikte,—– temsil edildiğini ve dolayısı ile borçlandırılabilmekte olduğunu, dava konusu çekin ise müvekkili şirket kayıtlarında görünmemekte ve davalı adına tanzim edilmiş bu çekin, tek imza ile tanzim edildiğini, ayrıca söz konusu çekteki tek imzanın müvekkili şirket yetkililerinden birine de ait olmayıp müvekkili şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek işbu çekin tanzim edildiğini, müvekkili şirketin müşterek imza ile—–temsil ve idare edildiğini, müvekkili şirketi borç altına sokan işlemlerin geçerlilik koşulunun da işbu iki yetkili kişinin müşterek imzasına bağlandığını, ancak lehtarı davalı olan dava konusu ——-verilme —- kişilerce haksız ve hukuka aykırı olarak tanzim edilerek şirket yetkililerinden ———-imzası taklit edilerek ve diğer yetkilinin imzası olmaksızın tanzim edildiğini ve davalıya verildiğini, dava konusu çek bakımından müvekkili şirketi borçlandırıcı mahiyette olmayıp müvekkili şirketin söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, müşterek imza ile temsilin söz konusu olduğu durumlarda tek imzanın ilgili şirketi borçlandırıcı nitelikte olamayacağı bu durumunun da ayrıca —————— araştırılması gerektiğini, bu kapsamda bir tespit yapılması neticesinde ise çekte borçlu olarak görünen şirketin menfi tespit talebinin kabul edilmesi gerektiğinin açık bir şekilde dava dilekçesinde belirttikleri—– edildiğini, davaya konu çek üzerinde bulunan tek imzanın da müvekkili şirket yetkilisi tarafından atılmamış olduğunu, bu kapsamda mahkememizce yapılacak olan imza incelemesi neticesinde de bu durumun ortaya çıkacağını, ayrıca, müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, sahte olarak doldurulmuş ve imzası taklidi suretiyle davalı adına tanzim edilmiş olan çeke ilişkin müvekkili şirket kayıtlarında herhangi bir fatura, —————– sözleşme bulunmadığını, menfi tespit davasına konu çekin, müvekkili şirket tarafından tanzim edilmediğini, —–söz konusu sayfaların çalınması ve imza taklidi yapılması ile ve dahi imza kısmı eksik bir şekilde doldurulmak suretiyle ticari hayata konu edildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin imzası taklit edilmek suretiyle tanzim edilmiş ancak herhangi bir ticari ilişkiye dayanmayan dava konusu çek nedeniyle müvekkili şirketin ihtiyati haciz ve dahi icra takibi ile karşı karşıya kalma riski altında olduğunu, bu nedenle bu davada öncelikle ve ivedilikle dava konusu çekin icrasının ve tahsilinin ve de bankaya ibrazı ile ödenmesinin durdurulabilmesi adına teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyan ederek dava konusu —– yönünden müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) ile bu çekin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin birçok yerinde davacı tarafından belirtildiği üzere dava konusu çekin vadeli bir çek olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde davacı ile davalı müvekkili arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığını beyan ettiğini, davacı tarafın tüm dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, taraflar arasında çekin keşideci şirketin temsile yetkili— —– başka çeklerle birlikte imzalanarak müvekkiline —– ——– olarak ——– teslim edildiğini, çekin gerek imza tarihi ve gerekse teslim tarihinde davacı şirketi tek başına—- ettiğini, çekteki tek imzanın onun gerçek imzası olduğunu, davacı şirketin taraflar arasında ihtilaf çıkacağını düşünerek borçlu olduğu çekleri ödememek için çeklerin vadeli çek olmasını da kullanarak şirketin temsil edilmesini kötüniyetli olarak çift imzaya çıkardığını ve böylelikle borçlarından kurtulmayı amaçladığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 2021 yılının ilk aylarında başladığını ve neticede—— devir sözleşmesi imzaladıklarını, davalı —————– bulunan hisselerinin % 50 sini davacı şirkete devir ettiğini, diğer hissedarların satış bedeli ile birlikte bu tüm hisse satış işleminin bedeli——— olduğunu, bu satış bedelinden peşin ödeme olmadığını, tüm bedelin vadeye yayıldığını, bu vadeler için davacının çekler verdiğini ancak çeklerin ödenmediğini, ödenmeyen bu çekler için yeni çekler verildiğini ancak bu çeklerinde ödenmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini, %20 den az olmamak kaydıyla icra tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili celse arasında sunmuş olduğu —– tarihli dilekçesi ile; davadan feragat ettiklerini, feragat nedeni ile lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, henüz duruşma yapılmadığı için maktu harcın 1/3’ü oranında karar ve ilam harcı olarak hükmedilmesini, bu harcın peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan harcın kendilerine iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin davadan feragat ettiğine dair dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu —– dilekçesi ile; davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine ikame olunan menfi tespit davasından feragat edildiğini, cevap dilekçelerinde masraf ve ücreti vekalet taleplerinin olduğunu, ancak masraf ve ücreti vekalet taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesi sonucu davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 307-309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar kanunu 22.maddesi uyarınca alınması gereken 26,90-TL harcın, peşin alınan 80,70 TL. harçtan mahsubu ile fazla alınan 53,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri taktirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.