Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/593 E. 2022/986 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/593 Esas
KARAR NO : 2022/986

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —– plakalı aracın sahibi olduğunu, 07/02/2020 tarihinde —–plakalı araç ile—– plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, —–tutulan kayda göre —– plakalı aracın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusurunun bulunmadığının tespitinin yapıldığını, ancak —–plakalı araç sahibi——–müvekkilinin kazada %100 kusurlu olduğundan bahisle, kazaya binaen aracında oluşan maddi hasar, değer kaybı, kazanç kaybı ve kendi yazdırdıkları —– raporunun ücreti için müvekkili karşı——sayılı icra takibi başlatttığını, kusurlu olduğu durumunu bilmeyen ve talebin haksız olduğunu anlamayan müvekkilinin borçlu olduğu düşüncesiyle davalı vekili —– ile ibraname imzaladığını ve 5.400,00 TL ödemek suretiyle icra dosyasının kapatılması konusunda anlaştıklarını, ödemenin yapıldığını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile şimdilik olmak kaydıyla 5.400,00 TL tazminatın davalıdan alınarak vekil edene ödenmesine, ——- sayılı dosyanın tedbiren durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya usulüne uygun tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine karşı açılmış menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.eyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.—–Davanın konusu TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir.Davacının bağlı bulunduğu—— Vergi Dairesine müzekkere yazılarak, davacının bilanço esasına göre mi işletme hesabına göre mi defter tuttuğu, işletme hesabına göre defter tutuyorsa ticari faaliyetinin VUK 177.maddesindeki esnaf sınırının altında kalıp kalmadığı sorulmuş, 03/08/2022 tarihli cevabi yazıda, davacının basit usulde mükellef olduğu bildirilmiştir. Dolayısıyla davacı, gerçek usulde bilanço veya işletme defterine göre defter tutmayıp basit usulde mükellef olduğundan tacir veya esnaf sıfatına haiz değildir. Bu nedenle ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur. Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK 4.maddesinde düzenlenen hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk Mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesin olduğundan, kararın tebliğ tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli——- Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyla KESİN olmak üzere karar verildi.