Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/583 E. 2023/674 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/583
KARAR NO : 2023/674

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —- plakalı aracın, 22/02/2022 tarihinde davalı şirkete ait —– adlı restoranın valesine bırakıldıktan sonra, içerisindeki 13.000 TL tutarında nakit para, 1 adet —- marka laptop, 1 adet —– araca ait bir akıllı bir de normal ek anahtar, kimlik, ehliyet, ruhsat, hususi pasaport ile birlikte çalındığını, aracın 21/03/2022 tarihinde hasarlı olarak bulunduğunu, hasar ve değer kaybına ilişkin delil tespiti yaptırdıklarını belirterek, hasar, değer kaybı ve çalınan eşya bedeli olarak belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, araçtaki hasarın sigortacı tarafından giderilerek müvekkiline rücu edildiğini, araç içinde değerli eşyanın olduğuna ilişkin teslim sırasında herhangi bir bilgi verilmediğini, yedek anahtarın da araç içinde olduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, araçta oluşan herhangi bir değer kaybı varsa rapor alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, saklama sözleşmesi kapsamında saklayanın özen borcuna aykırı davrandığı iddiasına dayalı olarak sözleşmeye konu araçta oluşan maddi zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.Dava basit yargılama usulüne tabi olup, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, dava dilekçesinde talepler açısından netlik olmaması sebebiyle HMK m.31 hükmüne dayalı olarak davacı vekilinden açıklama istenmiş, akabinde bu kapsamda bilirkişi raporu alınmış, dava her ne kadar belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de buna ilişkin kurulan ara kararlar kapsamında alacağın miktarının belirlenebilir olduğu kanaatine varılarak dava dilekçesinde yazılı bedeller yönünden dava kısmi dava olarak nitelendirilmiş, sunulan ıslah dilekçesi HMK m.27 ve HMK m. 177/3 hükümleri doğrultusunda karşı tarafa tebliğ edilerek beyanları alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan ruhsat örneği, teslim tutanağı celp edilen—– ait hasar dosyası,—–Asliye Ceza Mahkemesi’nin —-sayılı dosyası, —–. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- sayılı dosyası —-Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —- Soruşturma nolu dosyası ve diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde araçtaki hasar, değer kaybı ile çalınan eşyalardan bahsederek 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiği, her bir alacak kalemi için ne kadar talepte bulunduğunu beyan etmediği anlaşılmakla, davacı vekiline her bir alacak kalemi için talep ettiği miktarı bildirmek üzere 4 haftalık kesin süre verilmiş bu süre zarfında davacı vekili tarafından sunulan bila tarihli dilekçede değer kaybı zararı için 500,00 TL, araç hasarı için 250,00 TL ve çalınan eşyalar yönünden ise 250,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL alacağın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıdan tahsilinin talep edildiği görülmüş; davacının davaya konu aracın çalınması sonucu meydana gelen hasar bedeli konusunda delil tespiti yaptırdığı, ayrıca aracın servisi tarafından da hasar bedeli tespit ediliği, dava dilekçesinde yapılan araştırma sonucu değer kaybının 600.000,00-TL olduğunun açıkça belirtildiği, araç içinde kaybolduğu ileri sürülen eşyalarının değerini davacının bilebilecek durumda olduğu, bu nedenlerle davacı dava değerini belirleyebilecek durumda olup, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığı anlaşılmakla, YHGK’nun emsal kararları doğrultusunda (—–) davanın kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
—–. Asliye Ceza Mahkemesi’nin —-sayılı dosyası Uyap üzerinden celp edilerek incelenmiş, mahkemece kabul edilen iddianamede 22/02/2022 günü saat 21:00 sularında —- isimli restauranta yemek yemek amacıyla gide—- dava konusu—- plaka sayılı —–marka otomobili iş yerinde vale olarak çalışmakta olan—– teslim ederek içeri geçtiği, diğer müşteki—– ait olan —- plaka sayılı—- marka aracın anahtarını iş yerinde vale olarak çalışan —-teslim ederek restoranda girdiği, müştekilerin yemek yedikleri sırada saat 21:30 sularında şüpheli—- ve şüpheli —-fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle olay yerine—- marka bir araçla geldikleri, aracı—–kullandığı, —- yan koltukta bulunduğu —–araçtan inerek araçların anahtarlarının bulunduğu dolaptan olaya konu—– ve —- araçların anahtarlarını aldığı ve —–marka aracı çalıştırmak suretiyle aracı hırsızladıkları, olay nedeniyle müştekilerin şüphelilerden şikayetçi olmaları üzerine soruşturma başlatıldığı, şüpheli —– alınan ifadesinde olay tarihinde bahsi geçen araçların anahtarını vale kutusundan alarak —–aracı hırsızladığını ikrar ettiği, diğer şüpheli —- üzerine atılı bulunan suçlamayı kabul etmediği, müşteki—— aracında bulunan 13.000 TL nakit para, 2 adet dizüstü bilgisayar ve muhtelif eşyalarla birlikte yaklaşık zararının 1.400,000 TL olduğu, yapılan kamera araştırması sonucunda şüpheli şahısların —— marka araçla gelerek araçtan inen ——bahsi geçen olayı gerçekleştirdiğinin görüldüğü, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar şüpheli —- üzerine atılı bulunan suçlamayı kabul etmese de, suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği şüpheli —- yanındaki —– ismindeki kişinin kim olduğunu açıkça belirtemediği bu haliyle şüpheli şahısların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek gece vakti sayılan zaman diliminde “Haksız Yere Elde Bulundurulan Anahtarla Kilit Açmak Suretiyle Herkesin Girebileceği Bir Yerde Bırakılmakla Birlikte Kilitlenmek Suretiyle”— marka aracı hırsızladıkları ve—-marka aracın anahtarını aldıkları yönünde oluşan kuvvetli suç şüphesi ile şüphelilerin cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, hüküm tarihinde yargılamanın halen devam ettiği, görülmüştür.—-müzekkere yazılarak,——plakalı aracın, 22/02/2022 tarihinde çalınması sonucu açılan hasar dosyasının tamamının bir sureti celp edilerek incelenmiş, dava konusu edilen araç yönünden açılan hasar dosyası içeriğinde davacıya araçta oluşan hasar bedelinin 129.049,85 TL olarak ödendiği,
—-. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —–sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişi —– tarafından düzenlenen tespit raporunda 54.680,06 TL hasar bedelinin olduğu görülmüştür.Davacının hasar zararı yönünden sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile zararının giderildiği anlaşıldığından değer kaybı zararına ilişkin olarak dosya, konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yanları olması sebebiyle makine mühendisi Prof.Dr. —–tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan 05/02/2023 tarihli raporda değer kaybı zararının 40.000,00 TL olduğu yönündeki kanaati bildirir rapor içeriği HMK m.282 hükmü kapsamında denetime elverişli görülerek davacı vekilinin yeni bir rapor alınması talebinin reddine karar verilmiş ve söz konusu rapor hükme esas alınmıştır.Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde sadece değer kaybı zararı yönünden davanın ıslah edildiği, her ne kadar önceki aşamalarda sunulan beyan dilekçelerinde değer kaybı zararı olarak 500,00 TL talep edilmiş ise de bu alacak istemi yönünden 1.000,00 TL üzerinden 39.000,00 TL artırılarak 40.000,00 TL’ye yükseltilmesinin talep edildiği, diğer alacak kalemleri yönünden bir ıslah yapılmadığı görülmüş, ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilerek beyanları alınmıştır.Dava konusu uyuşmazlık, davacıya ait aracın davalının işlettiği restoranda sunulan vale/araç park hizmetine dayalı olarak teslim alınması sonrasında zarara uğramasına dayalı olarak hasar ve değer kaybına uğrayıp uğramadığı, davacının açıkça sözleşmeden doğan borç ilişkisine dayalı olarak talepte bulunması kapsamında davalı tarafından üstlenilen saklama borcunun hiç veya gereği gibi iade edilip edilmediği, bu kapsamda davacının hasar ve değer kaybı zararları ile birlikte araçta olduğunu iddia ettiği eşyaların çalınmak suretiyle uğradığı zararları davalıdan talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında dava konusu —— plakalı aracın kısa süreli saklanmasına ilişkin 22/02/2022 tarihinde ticari ilişki kurulduğu, davacının saklatan, davalının saklayan olduğu, dava konusu aracın davalının gözetimindeyken çalındığı, söz konusu hususun ceza dosyası içeriğinde alınan ifadeler ve davalı kabulü ile sabit olduğu, davacı uhdesinde oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu, sorumluluk hukuku kapsamında yapılan değerlendirmede ise dava konusu talebin uğranılan zararın giderimine ilişkin olduğu, davacının somut olay kapsamında haksız fiilden doğan borç ilişkisi ile sözleşmeden doğan borç ilişkisi hükümlerine dayanabilecekken dilekçesinde açıkça sözleşmeden doğan borç ilişkisi hükümleri kapsamında açıklamalar yaptığı ve HMK m.33 hükmü gereğince yapılan değerlendirmede TBK m.60 hükmünde yazılı “zarar gören aksini istemiş olmadıkça” ifadesi sebebiyle yargılamanın sözleşmeden doğan borç ilişkisi hükümleri kapsamında ele alındığı, mahkememizce HMK m.31 hükmünce talep edilen açıklama kapsamında davacı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde dava konusu taleplerin 500,00 TL değer kaybı, 250,00 TL hasar zararı ve 250,00 TL çalınan eşya bedeli olarak talep edildiği, davacının çalınan eşya yönündeki istemini ispat eder bir delil sunmadığı, hasar zararının da dava dışı sigorta şirketi tarafından ödendiği bu alacak istemleri yönünden açılan davaların reddi gerektiği, ancak davacının değer kaybı yönünden denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda 40.000,00 TL değer kaybı zararının hesaplandığı, davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile dava değeri 500,00 TL üzerinden değil 1.000,00 TL üzerinden 40.000,00 TL’ye yükseltildiği anlaşılmakla bu miktar üzerinden davacının iddiasını ispat ettiği, davacı tarafından değer kaybı zararı yönünden yapılan ıslah işlemi yazılı bedel kapsamında her ne kadar hatalı yapılmış olsa da usul ekonomisi ilkesi gözetilerek davacının hatalı yaptığı usul işlemi ile oluşan harç eksikliğinin hüküm ile giderilebileceği, eksikliğin hükümle tamamlanabileceği ve yine davacı dava dilekçesinde faiz talep etmemiş ancak ıslah dilekçesinde faiz talep ettiği görülmekle, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmayarak açtığı kısmi davada bir taraf usul işlemi olan ıslah isteminde faiz talep edemeyeceği kanaatine varılmış ve davanın kısmen kabulü ile 40.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 40.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine,
2-Alınması gereken 2.732,40 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç, 666,02 TL ıslah harcı toplamı 746,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.985,68 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi, tebligat ücreti ve yazışma gideri olarak yapılan 2.095,50 TL yargılama gideri ile 80,70 TL peşin harç, 666,02 TL ıslah harcı, 80,70 TL başvurma harcı toplamı 2.922,92 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.886,83 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —– Arabuluculuk Bürosu —– Dosya No.lu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.560,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.540,74 TL’sinin davalıdan, bakiye 19,26 TL’sinin davacıdan alınarak hazine irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.