Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/553 E. 2023/467 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/553 Esas
KARAR NO : 2023/467

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/02/2016
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —- babası ile —-dini nihaklı eşi —– 14/11/2014 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, sürücü —– sevk ve idaresindeki —– plaka nolu aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıktığını, araç içerisinde yolcu olarak bulunan—– hayatını kaybettiğini, araç sürücüsünün kazadan 1 saat 51 dk sonra yapılan alkol testinde 0,63 promil alkollü olduğunu, kazaya sebebiyet veren —– plaka nolu aracın davalı —–tarafından sigortalı olduğunu, müvekkillerinin ——ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını iddia ederek; 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı —– tarafından davadan önce başvuruda bulunulduğunu, yapılan aktüerya hesaplaması sonucunda kendisine 3.895,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini ve davacının zararını karşıladığını, ——plaka nolu araç sürücüsünün kaza anında ehliyetsiz ve alkollü olduğu anlaşıldığını, aracın kaza tarihindeki işletenine davanın ihbar edilmesini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını ispat etmesi gerektiklerini, kazanın oluşumundaki kusur oranının ve hesaplanması gerektiğini, davacının müterafik kusurunun bulunması halinde indirim yapılmasını, mütevefanın ehliyetsiz ve alkollü sürücünün kullandığı araca binerek hayatını tehlikeye atmış olması da müterafik kusur kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, —-tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilmesini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sigortalısının kusuru oranında olacağını savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun yoksun kalma tazminatının tahsiline ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacı —— davasının reddine; davacı—-açtığı davanın kabulüne, 182.494,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak adı geçen davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Kararın davalı tarafından istinafı üzerine,—-BAM —-.Hukuk Dairesinin —–.sayılı kararı ile;
-Davacılar vekili tarafından bildirilen tanıklar —– davacı ——-müteveffanın desteğinden yararlanıp yararlanmadığı konusunda ayrıntılı anlatımlarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla karar verilmesinin yerinde olmadığı,
-Dosyaya eklenen nüfus kaydının incelenmesinde ise müteveffa —– babası —– sağ olduğu, bu itibarla destek alacaklısı olduğu kabul edilen —–için destekten yoksun kalma tazminatının, müteveffa —— sağ olduğu anlaşılan babası —— için yukarıda açıklanan ilkelere uygun biçimde pay ayrılarak hesaplanması gerekirken, hükme elverişli olmayan rapora dayanılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı,
-Alkollü olduğunu bildiği dava dışı sürücünün yönetimindeki otomobile binen müteveffa —— müterafik kusuru nedeniyle hükmolunan tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğinin gözetilmediği, gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda —–Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacı tanıkları —— dinlenmesine karar verilmiştir.
– Davacı tanığı —–beyanında; “Davacı bizim köylümüz olur babası da bizim köydendi. —— ise davacının babasının imam nikahlı eşidir. Aynı zamanda davacının annesidir. Ben kazayı görmedim. Babası vefat edince ——psikolojik olarak etkilendi. —— babası inşaat işiyle uğraşırdı, seramik ustasıydı. Davacının babasından para veya başka bir şey aldığını bizzat görmedim. Babası boşanmadan önce aynı evde yaşarlardı. Ancak boşanmadan sonra annesinin yanında kalmaya başladı ancak sürekli gidip gelirdi bu nedenle babasının kızına maddi açıdan destek olduğunu düşünüyorum.—— ile —– aynı evde yaşıyorlardı. Bu nedenle illaki ekonomik anlamda —–destekçisiydi. —– başka herhangi bir işte çalışmıyordu. Geçimini —— sağlıyordu” şeklinde,
-Davacı tanığı —- beyanında;—–köylüm olması sebebi ile tanırım babası —-arkadaşımız olurdu. —– ise —- eşi olur. Ben bildim bileli —–evlidir. Ölene kadarda braber yaşadılar. —– hayattayken çalışmazdı. Yalnızca ara sıra ekmek yapmaya giderdi.—–bakardı, —– dışında bakan birisi yoktur. —– ve iki çocuğu ile beraber aynı evde yaşardı. Çocuklarına da bakardı. Kaza olduğunda —– çocukları küçüktü o yüzden çalışmazlardı. —–inşaat işiyle uğraşırdı. Ölmeden önce aylık 3 – 4 bin TL kazanırdı. Bu parayı da evi için kullanırdı” şeklinde,
-Davacı tanığı —–beyanında; “davacı —–benim köyden komşum olur. —– babasıdır. —– ise —– eşi olur ancak resmi nikah yapıp yapmadıklarını bilmem. Ben kendimi bildim bileli —– ile evlidir. —- bir ara çalıştı ancak kovuldu diye biliyorum. —– vefatından sonra çalışmaya başladı. Vefatından önce—– bakardı geçimini —-sağlardı.—–fayans ustasıydı. Ortalama kazancı asgari ücretin üzerindeydi.—– çocukları ve ——dışında bakacağı kimse yoktu. Onlara da bakardı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı —- eşi müteveffa——“eve içkili ve şarhoş vaziyette gelmeye başladığını, her gece eziyet etmeye ve dövmeye başladığını, 5 yıldır sürekli kendisini dövdüğünü, kaynanası ve kayınbabası ile birlikte oturduklarını onlardan ayrıldıktan sonra davalı eşinin daha fazla içmeye başladığını, davalının daha fazla dövmelerine ve eziyetlerine katlanamadığından babasının yanına sığındığını” ileri sürerek boşanma davası açmış, —.Aile Mahkemesi’nin —–sayılı kararı ile, 22/10/2009 tarihinde davacı —– ile müteveffa——boşanmalarına karar verilmiş, verilen karar 08/12/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacının köylüsü ve müteveffanın arkadaşı olduklarını beyan eden davacı tanıklarının bu boşanmadan haberdar olmamaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Boşanma dilekçesinde davacı babasının yanına sığındığını beyan etmiş, dava dilekçesinde kendi adresini —- eşinin adresini ise —-olarak bildirilmiştir. Davacı —– boşanma davasında bizzat eşinden ayrı yaşadığını beyanı karşısında ve ortada kesinleşmiş boşanma kararına rağmen, boşanmadan hiç bahsetmeyen “bildim bile—–evli” şeklinde beyanda bulunan davacı tanıkları —— tanıklığına itibar edilmemiştir.
Davacı tanığı —– bir yandan müteveffa —– ile eşi—– aynı evde yaşadıklarını beyan etmiş, diğer yandan tarafların ortak çocuğu olan diğer davacı —– boşanmadan önce aynı evde yaşadığını, boşandıktan sonra annesi ile yaşadığını beyan ederek, birbirine tamamen çelişkili beyanda bulunmuştur. Bu nedenle çelişkili tanık beyanına itibar edilmemiştir. Kural olarak, boşanan eşlerin birbirlerine destek olacağı kabul edilemez. (Emsal Yargıtay —-.HD’nin —–.sayılı kararı) Trafik kazasında vefat eden müteveffa ile—- ile davacı —– kazadan yaklaşık 5 yıl önce boşandıkları sabit olup, müteveffanın boşanmadan sonra eşiyle tekrar birlikte yaşadığı iddiası; dolayısıyla destek ilkişkisi ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacı —–açtığı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı —— davasının reddine dair karar, davacılar vekili tarafından istinaf edilmemiş, davalı vekili de, söz konusu red kararına karşı istinaf yoluna gitmemiş, dolayısıyla davacı —– yönünen verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı—–açtığı davanın reddine dair karar; istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı —— açtığı davanın reddine,
3-Alınması gereken 179,90-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 29,20-TL peşin harç, 625,00 TL tamamlama harcı toplamı 654,20 TL’den mahsubu ile bakiye 474,30 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı —– tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 28.374,25 TL vekalet ücretinin davacı —— alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.