Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/480 E. 2023/338 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/480 Esas
KARAR NO : 2023/338

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 16/02/2015 tarihinde —– plakalı araçta yolcu olarak seyahat ettiğini—–plaka sayılı aracın karıştığı kaza sonucu yaralanarak sakat kaldığını, kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağı üzerindeki kayıtlar, düzenlenen tutanaklar ve ifadelerden görüleceği üzere ZMMS poliçesi düzenlenen —— plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, trafik kazası sonucu ağır olarak yaralanmasına sonucunda maluliyet tazminatı ile bakıcı gideri tazminatının davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, kaza sonrası —- tedavi gördüğünü ve —– 01/12/2016 tarihli %26 oranında maluliyet raporu aldığını, tedavi evrakları, epikriz raporları ve maluliyet raporunun——Esas sayılı dosyasında olduğunu, kaza sonrasında davalı şirket tarafından %16 maluliyet kapsamında bir miktar ödeme yapıldığını, eksik olduğu için şirkete bu kez bakiyesi için 16/02/2017 tarihinde yeniden başvuru yapıldığını, ——Hastanesinden alınan 01/12/2016 tarihli raporda belirtildiği üzere %26 oranında olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından %18 sakatlık raporuna istinaden yapılan hesaplama sonucunda 58.607,00-TL kaza sonrası ödeme yapılmış olduğunun anlaşılmadığını, kaza sonrasında beyin travması geçirdiğini, kalıcı sakatlık oranının sigorta şirketi tarafından dikkate alınmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hesaplamalarının yanlış olduğunu, hesaplama yapılırken —- yaşam tablosu kullanılması gerektiğini, aynı nedenlerle —— Esas sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yapıldığını, yapılan inceleme neticesinde davalı sigortadan 109.863,73-TL alacaklı durumda bulunduğunu, 58.607,00-TL ödeme yapıldığını, 24.392,24-TL ödeme yapılmadığının belirtildiğini, eksik ödenen 24.392,24-TL’nin kaza tarihi olan 16/02/2016 tarihinden itibaren davalı şirketten avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/a-2 maddesi uyarınca dava dilekçesi davalıya tebliğe çıkarılmamıştır.
GEREKÇE;
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/a maddesindeki; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklindeki düzenleme ile kanunun yürülüğe girdiği 01/01/2019 tarihinden sonra açılacak konusu alacak ve tazminat olan ticari davalarda arabuluculuk müessesesi getirilmiş ve arabuluculuk için başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir.İşbu dava da, sözkonusu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmıştır. Dosya incelendiğinde bu aşamadaki talep ve davanın niteliğine göre, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın ticari bir dava olduğu ve maddi tazminat talebine ilişkin alacak davası olduğu görüldüğünden, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartının mahkememizce resen incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır.7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda dördüncü bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla beşinci bölüm eklenmiş ve eklenen 18/a maddesine göre;
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın,dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”
Anılan bu madde uyarınca davacıya tensip zaptının 10.maddesi gereğince ihtaratlı tebligat çıkarılmış, usulüne uygun tebliğ yapılmış olmasına rağmen davacı kanunda açıkça belirlenen 1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmamıştır. Davacı 06/07/2022 tarihinde ön büroya verdiği beyan dilekçesinde Mahkememizin 21/06/2022 tensip zaptının tebliğinden sonra 04/07/2022 tarihinde (dava açıldıkdıktan sonra) arabuluculuk başvurusu yaptığını beyan etmiştir. Dolayısıyla davacı, davadan önce arabuluculuğa başvurmamış, davadan sonra arabuluculuk başvurusu yaptığını beyan etmiştir. Dava öncesi arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmediği, zorunlu arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanmasının mümkün olmadığı, arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açıldığının anlaşılması nedeniyle, 6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/a maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/a maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 416,56-TL harçtan mahsubu ile bakiye 236,66-TL harcın davacı taraftan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacının yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.