Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/478 E. 2023/856 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/478
KARAR NO : 2023/856

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı ile müvekkil şirket arasında geçmişte iş akdi bulunduğunu, iş akdinin 28/09/2021 tarihinde sona erdiğini, davalının akdinin sonlanmasıyla husumet içerisine girdiğini, davalının 12/05/2022 tarihinde müvekkil şirkete e-posta atarak en geç ertesi sabah bordroların imzalı suretlerinin taratılarak kendisine iletilmesini talep ettiğini, müvekkil şirket tarafından henüz davalının talebi dahi değerlendirilemeden aynı gün içerisinde —— isimli kariyer-ticaret sosyal medya platformundan müvekkilin itibarını zedeleyici nitelikte paylaşımda bulunduğunu, davalının davacı müvekkiline yönelik asılsız ve gerçek dışı ithamlarda bulunduğunu, talep ettiği bordroların makul süre içerisinde talebine uygun olarak kendisine iletildiğini, davalı tarafın davacı müvekkil şirketi müşterileri nezdinde küçük düşürmeye çalıştığını ve ticari itibarını/kişilik haklarını zedelediğini, davalının iş bu fiilinin haksız rekabet ve haksız fiil teşkil ettiğinin tespitiile 5.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibari ile haksız rekabet dolayısıyla manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde davalının —— isimli internet sitesi üzerinden davacı hakkında, davalının yaptığı paylaşımın haksız rekabet teşkil ettiğini bu sebeple manevi tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
1-)Haksız rekabete ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 54 vd. maddelerinde hüküm altına alınmıştır. TTK m.54’te haksız rekabet hükümlerinin getiriliş amacı ve haksız rekabete ilişkin temel ilke düzenlenmiştir.
a. TTK m.54/1’e göre, haksız rekabet hükümlerinin amacı; bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış bir rekabet ortamının sağlanması, yani iktisadi rekabetin korunmasıdır. —— Bütün katılanlar ifadesi ile, haksız rekabet hukukunun ünlü üçlüsü olarak adlandırılan: ekonomi, müşteri ve kamu bir diğer deyişle, piyasanın tüm paydaşları ve toplum kastedilmiştir. (—–) Katılan gibi çok geniş bir kavramın kullanılması ile de rekabet kurallarının yalnızca rakipler arasındaki ilişkilere uygulanmasının önüne geçilmiştir. Korunan menfaatler, piyasanın tüm paydaşlarının ve toplumun, işleyen rekabet sistemi dolayısıyla sağlamış olduğu menfaatlerdir. (—–.) Dürüst rekabet ifadesinden dürüstlük kurallarına (centilmenliğe) uygun olan rekabetin, bozulmamış rekabet ifadesinden ise hilesiz ve güven tesis eden rekabet ortamının anlaşılması gerektiği söylenebilecektir. (——)
b. TTK m.54/2, haksız rekabete ilişkin ilkeyi ortaya koymaktadır. İlkenin temelini dürüstlük kuralı oluşturmaktadır. Dürüstlük kuralına aykırılık ise iki durumda şekilde ortaya çıkmaktadır: davranışlar veya ticari uygulamalar aracılığıyla. (TTK m.54 gerekçesi) Rekabet kuralına aykırı davranışların veya ticari uygulamaların, rekabetin temel dinamiklerini zedeleyeceği ve rekabetin korunmasından beklenen sonucun alınmasına zarar vereceği yahut bu sonuçlarını engelleyeceği açıktır.
c. İlgili eylemin haksız rekabet teşkil edebilmesi için bazı şartların var olması gerekmektedir. Öncelikle, ticari bir davranış veya uygulama mevcut olmalıdır. Buradaki ticari kavramı TTK m.3 ve m.19 anlamında kullanılmamıştır. Ticari davranış veya uygulamalar ifadesi ile anlatılmak istenen ticari – iktisadi hayatı etkileyen veya etkileme olasılığı bulunan davranış ve uygulamalardır. (——.) Söz konusu bu davranış veya uygulamalar, aldatıcı olmalı yahut dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmelidir. Davranış veya uygulama, rakipler arasında bulunan ilişkiyi ya da tedarik edenler ile müşteriler arasındaki ilişkileri etkilemelidir.
d. Son olarak ifade etmek gerekir ki, haksız rekabetin varlığının kabul edilebilmesi için failin yarar sağlaması veya kusurlu olması ya da haksız rekabete uğrayan kişinin zarar görmüş olması gerekli değildir. Zararın varlığı sadece tazminat davaları bakımından önem taşır. (—–.)

2.-) TTK m. 55’te ise “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlığı ile, başlıca haksız rekabet halleri sayılmıştır. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, haksız rekabet halleri TTK m.55’te sayılanlar ile sınırlı (tahdidi) değildir. (—) Madde metninde sayılanlar örnek kabilindedir. Dolayısıyla, ilgili davranış veya uygulama TTK m.55 kapsamında sayılanlar arasında olmasa dahi m.54/2’deki şartları haiz ise haksız rekabet oluşturacaktır. TTK m.55’te sayılan başlıca haksız rekabet halleri; dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlarda bulunmak, sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmaktır.TTK m. 56/1-e uyarınca, “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibari, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse, Türk Borçlar Kanunu’nun 58’inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.” TBK m. 58/1’e göre, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.Haksız rekabete maruz kalan mağdurun manevi tazminat isteyebilmesi için, haksız rekabet eylemin kişilik haklarına bir tecavüz teşkil etmesi, bu tecavüz nedeniyle manevi bir zarar doğmuş olmalıdır. Bir başka deyişle onun ekonomik açısından kişilik varlığında tecavüz nedeniyle acı, elem ve ıstırap duymasına neden olmalı ayrıca duyulan manevi zarar ile haksız rekabet fiili arasında uygun bir illiyet bağı olmalı ve failin kusurlu olması gerekmektedir, fail kusurlu değilse manevi tazminat istenemeyecektir. Bununla birlikte, aranılan kusurun herhangi bir ağırlıkta olması gerekmez. Haksız rekabet fiili ister kasten yapılsın isterse ihmal sonucunda gerçekleşsin, manevi bir zarar doğmuşsa haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat talep edilebilecektir.’ Haksız rekabet sonucu davacının ekonomik yararı yönünden, zarar veya tehlike ile davalının kusurlu olması yeterli olup, bu halde, manevi tazminat istenebilir. Yararın ihlalinin bir elem veya acıya sebebiyet vermiş olması gerekli olmayıp, tüzel kişiler için iyi ve haklı şöhretin korunması gerekmektedir.” (Y.—.H.D. —-.)’Davalının 12.05.2022 tarihli paylaşımı ifade özgürlüğü kapsamında olup hukuka aykırılık teşkil etmediğinden haksız rekabet niteliği yoktur. Ayrıca davalının yaptığı paylaşım nedeniyle davacı, kişilik haklarının ve ticari itibarının ağır şekilde zedelendiğini, mali olarak zarara uğradığını, ticari rakibi olan diğer şirketler karşısında rekabet ortamının ihlal edildiğini de ispatlayamamıştır.Haksız rekabet niteliği olmayan bu davranış nedeniyle davalının manevi tazminat talep etme hakkı olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar harcına karşılık peşin alınan 85,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 184,46-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde—-Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.560,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.