Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/477 E. 2023/857 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/477
KARAR NO : 2023/857

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/06/2022
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkil hakkında davalı tarafça—–.İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve müvekkile hukuk dışı borç yüklendiği ve zorla ödettirildiği, şöyle ki; 19.10.2014 tarihinde saat11.30 civarında müvekkil şirketin işleteni olduğu sürücü —– sevk ve idaresindeki—– plakalı ve müvekkil şirkete ait aracın, —– Karayolunda —–istikametine doğru seyir halindeyken sol arka kaplamının atması neticesinde sol arka lastiğin patlaması sonucu sürücü —–direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağında bulunan tepeciğe çıkan aracın ön tarafını çarpması neticesinde ön tarafın sola yan yatması sonucu ölümlü- yaralamalı kaza gerçekleştiği, gerçekleşen kaza neticesinde, ağır yaralanan ——ağır yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede vefat ettiği, 17 yolcunun da hafif ve orta derecede yaralandıkları, kaza sonucunda yaralanan ve vefat eden kişilere—- plakalı aracın sigortacı şirketi tarafından ödemeler yapıldığı, bu ödemeler neticesinde—— kazanın istiap sınırın aşılmasından kaynaklı olduğu kanaatine varıp aracın işleteni konumundaki müvekkil şirkete Rücu ettiği, bu amaçla müvekkil şirkete yönelik dava konusu bedelin ödenmesine sebebiyet veren icra takibi davalı yanca açıldığı, müvekkil şirket hiçbir şekilde ödeme emrine ilişkin tebligattan haberdar olamadığı, bu nedenle icra takibi müvekkil hakkında kesinleşmiş olup, davalı yanca müvekkilin maliki bulunduğu araca da haciz konulduğu, bu aşamada müvekkilin halen haberi olmayıp, müvekkilin, —— plakalı aracına haciz sonrasında davalı yanca yakalama şerhi konulması ve bunun sonucunda araçlarının yakalanarak yediemine çekilmesi neticesinde haberdar olduğu, müvekkilin yakalanan aracının satış işlemlerinin durması ve haciz şerhi konuları diğer araçların yakalanarak satışının yapılmasına engel olabilmek için ilgili meblağı icra tehdidi altında davalı yana ödediği, 22.06.2021 tarihinde müvekkilin aracı yakalandığı ve müvekkilin 26.07.2021 tarihinde satış işlemlerini durdurmak maksadı ile borçlu olmadığı halde ödeme yapmak mecburiyetinde kaldığı, müvekkilin ilgili icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yaptığı ve hacizlerin kaldırılmasını, yakalanan aracın yedieminden kendisine teslim edilmesi için gerekli işlemlerin yapılmasını sağlamak için ödeme ile beraber fek talebi içeren yazıyı icra dairesine gönderdiği, ilgili yazı ekte olup, müvekkilin ödeme ile eşzamanlı gönderdiği fek yazısında davalıya hiçbir borcunun olmadığını, cebri icra tehdidi altında ödeme gerçekleştirdiğini, ödeme ile alakalı olarak istirdat davası dahil her türlü hukuki çareye başvuracağını, ilgili haklarını saklı tuttuklarını dosyaya bildirdiği,—– tarafından kazanın istiap sınırın aşılmasından kaynaklı olduğu kanaatine varıp aracın işleteni konumundaki Müvekkil şirkete rücu edilmesi tamamen hukuka aykırı olup, rücunun şartlarının oluşmadığı, bu nedenle ilgili meblağın kendilerine iadesi gerektiği, şöyle ki; her ne kadar kaza yapan—— plakalı araçta 18 kişi bulunsa da, kazanın gerçekleşmesi ile istiap haddinin aşılması arasında uygun bir illiyet bağı bulunmadığı, zira, —-.Asliye Ceza Mahkemesi—– Karar numaralı dosyada bulunan Bilirkişi raporunun irdeleme bölümünde göre fazla yolcunun kazanın meydana gelmesinde etken olmadığı açık bir şekilde belirtildiği, kazanın 2918 Sayılı KTK’nın 52/1-B (Araçların hızlarını araçların teknik özelliğine ve yolun durumunun gerektirdiği şartlara uyduramamak) ‘den kusurlu bulunduğu, 2918 sayılı KTK’nın 65/1-a (Taşıma sınırı üstünde yolcu alınması,) ‘dan sürücüye kusur atfedilmediği, yeni Genel Şartların B.4 maddesi (ç) bendinde ve önceki Genel Şartların (e) bendinde yer alan üç rücu sebebinden ikincisi, istiap haddinden fazla yolcu ve yük taşınması, bu yüzden zararın doğması olduğu, gerek önceki ve gerekse yeni genel şartlarda, sırf istiap haddinden fazla yolcu taşınması rücu hakkının kullanılması için yeterli olmayıp, kazanın “bu yüzden”, meydana gelmesi ve zarar ile istiap haddinin aşılması arasında “uygun nedensellik bağının” bulunması gerektiği, 2918 sayılı K.T.K 65. maddesinde, taşıma sınırı üstünde yolcu alınması yasaklandığı, Genel Şartlar B.4 maddesi (e) bendinde de “Yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu taşınması rücu nedenleri arasında sayılmış ise de;

Yargıtay Kararlarına göre;
Sırf istiap sınırın aşılmış olması, sigortacıya rücu (dönme) hakkı vermediği, ayrıca, kazanın oluşu ile yükleme sınırının aşılması arasında “nedensellik bağı” kurulabildiği, başka bir deyişle, kaza istiap haddinin aşılması yüzünden meydana gelmiş olması gerektiği, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabülü ile müvekkilin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 152.722,56 TL’nin ödeme tarihi olan 26.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendilerine iadesine, istirdadına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı yan tarafından ikame edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesi gerektiği, şöyle ki; müvekkil şirket ile —– arasında 21.02.2014 başlangıç, 21.02.2015 bitiş tarihli —–poliçe numaralı KZMMS sigorta poliçesi tanzim edildiği,—-plaka sayılı araç sigortalandığı, 19.10.2014 tarihinde sigortalı—– plaka sayılı aracın karıştığı dava konusu trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen trafik kazası sonrasında müvekkil şirket tarafından meydana gelen zarar fazlasıyla giderdiği ve tazminat ödemesi yapıldığı, müvekkil şirketin KTK ve ZMMS Genel Şartları ile —–poliçe numaralı sigorta poliçesinden doğan sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında, poliçede teminat altına alınan rizikolar ve poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğu, kazanın sigortalı aracın istiap sınırlarını aşacak şekilde işletilmesi nedeniyle meydana geldiğinin tespit edildiği, aracın kanuna aykırı şekilde ve kusurlu şekilde işletilmesinden doğan zarardan müvekkil şirketin sorumlu olmasının hukuken mümkün olmadığı, nitekim somut olay sigorta teminatları dışında kaldığından zarardan araç işleteni meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, 2918 Sayılı KTK’nın 65/1-a maddesi uyarınca motorlu araca kanunda öngörülen sınırlar üzerinde yolcu alınmasının yasaklandığı, ancak somut olayda sigortalı araç sürücüsü tarafından kanunda öngörülen sınırlar üzerinde araca yolcu alındığı ve dava konusu zarar meydana geldiği, kanuna aykırı ve kusurlu davranışlarıyla kazanın meydana gelmesine neden olan sürücü ve araç işleteni meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, zira davacı yan kurallara riayet etseydi dava konusu zarar meydana gelmeyeceği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi 1. fıkrası; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmünden doğan halefiyet prensibi gereği müvekkili Şirket tarafından yapılan ödemenin davacı yandan rücuen tazmini gerektiği tartışmasız olduğu, müvekkil şirket tarafından poliçe teminat limitleri ve sorumluluğu üzerinde tazminat ödemesi yapıldığı, nitekim kazanın meydana gelmesinde kusuru ile sebep olan sürücü zararı gidermekle mükellef olduğu, işbu sebeple müvekkil şirket tarafından davacı/ borçlu aleyhine davacının sorumlu olduğu miktarın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı,—-. İcra Müdürlüğü —— Sayılı dosya ile müvekkil şirketi sorumluluğunu aşan bedeli hukuka uygun şekilde davacı/ borçludan talep ettiği, davacı yan araç işleteni olarak meydana gelen zararı giderdiği ancak kötü niyetli şekilde huzurdaki davayı ikame ettirdiği, davacı yan tarafından ikame edilen işbu dava haksız ve kötü niyetli olup davanın reddine karar verilmesi gerektiği, nitekim müvekkil şirket tarafından dava konusu kaza nedeniyle toplamda 117.059,87 TL ödeme yapıldığı, zararın meydana gelmesine %100 kusuruyla sebep olan sürücü ve araç işleteni zararı tazminle mükellef olduğu, izah edilen re’sen nazara alınacak sebeplerle, haksız ve mesnetsiz işbu davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Eldeki dava,—-. İcra Müdürlüğü’nün——esas sayılı dosyasında davacının yapmış olduğu ödemenin davalı sigorta şirketinden istirdadı istemlidir.Davacıya ait —— plakalı aracın yapmış olduğu kaza neticesinde davalı sigorta şirketi (ZMSS) tarafından dava dışı kişilere ödeme yapılmış, sonrasında davalı tarafından istiap haddi aşıldığı gerekçesiyle davacıya rücu için —- İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyasında davacıya karşı davalı tarafından icra takibi başlatılmıştır. Davacı, işbu icra takibinin tehdidi sebebiyle ödemiş olduğu tutarın davalıdan istirdadı için işbu davayı ikame etmiştir.Dava konusu aracın sürücüsü hakkında kaza sebebiyle vefat eden—–taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan soruşturma açılmış, asli derecede kusurlu bulunması sebebiyle —- Asliye Ceza Mahkemesi’nin —- esas —-karar sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verilmiş, işbu karar 16.01.2016 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu dosya ile ilgili bütün bilgi ve belgeler işbu dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının istiap haddini aşıp aşmadığı, davalının davacıya rücu hakkının bulunup bulunmadığı hususunda toplanmaktadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. kısmında, sigortacının sigortalısı işletene rücu hakkı düzenlenmiş; rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Adı geçen kısmın (ç) bendinde “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması yüzünden meydana gelmiş ise” hükmü getirilmiş olup, sigortacının istiap haddinin aşılması nedeniyle işletene rücu edebilmesi, kazanın münhasıran (salt) istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmış olması şartına bağlanmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın, Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı m.B.4 ile sigortacının, sigortalısına karşı rücu nedenleri sayılmıştır.
İstiap haddi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3.maddesindeki tanımlar kısmında Taşıma Sınırı (Kapasite) olarak açıklanmıştır. Buradaki tanıma göre taşıma sınırı, bir aracın güvenle taşıyabileceği en çok yük ağırlığı veya yolcu sayısı olarak ifade edilmiştir. Araçların taşıma sınırı üzerinde yolcu alması, azami yüklü ağırlıklarının aşılması gibi durumlar kanunen yasaklanmıştır (KTK.m.65/1).
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre yalnızca istiap haddinin aşılmasından dolayı sigortacının doğrudan rücu hakkı doğmaz. Sigortacının rücu hakkının doğması için kaza ile istiap haddinin aşılması arasında nedensellik bağı kurulmalıdır. Trafik kazası münhasıran istiap haddinin aşılmasından dolayı meydana geldiyse sigortacı sigorta ettirene rücu edebilecektir. Yani istiap haddinin aşılmasının teminat kapsamı dışında kalabilmesi için kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından dolayı meydana gelmesi ve bu durumun sigortacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Yani kaza münhasıran istiap haddinin aşılmasının dışında başka bir sebepten meydana geldiyse, sigorta şirketi tazminatı ödemekle yükümlüdür. Somut olayda meydana gelen kazanın münhasıran istiap haddinin aşılması sebebiyle meydana gelip gelmediği hususunda dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, 26.01.2023 tarihli kök raporda her ne kadar davacının kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca dosya ek rapor alınması için bilirkişiye tevdii edilmiş, usulüne uygun olarak alınmış, hükme esas alınabilir, denetime elverişli 04.05.2023 tarihli ek rapor dosya arasına alınmıştır. Yukarıda anlatılanlar ışığında dosya kapsamındaki bütün bilgi ve belgeleri ile bulunan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen kazanın münhasıran istiap haddinin aşılması sebebiyle meydana geldiği, davalı sigortacının dava dışı üçüncü kişilere yapmış olduğu ödemeleri davacıdan rücu edebileceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar harcına karşılık peşin alınan 2.608,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.338,27-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 24.435,61-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde —— Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.600,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.