Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/476
KARAR NO : 2023/607
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında cari hesap ilişkisi şeklinde ticari alışveriş bulunduğunu, müvekkili şirketin davalıya çeşitli tarihlerde fatura ettiğini, davalının ticari ilişki çerçevesinde ödenerek kendisine tebliğ edilen faturalara da yasal süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu şekilde irsaliyeli fatura içeriklerinin kesinleştiğini, davalının cari hesap ilişkisinde bakiyenin 23.645,09 TL borcu ödememesi üzerine —-. İcra Müdürlüğü’nün—-. sayılı dosyasında 04/11/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe haksız surette itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazda alacağın zaman aşımına uğradığının ileri sürüldüğünü, ticari ilişki tarihi itibariyle alacak zaman aşımının dolmadığının aşikar olduğunu, Mesnetsiz ve salt takibi durdurmak amacıyla itiraz edildiğini, yasal düzenlemeye göre davalının kendisine tebliğ edilen faturalara itiraz etmeyerek kabul ettiğini, davalı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket arasında borcun kabulüne dair yazışmaların da mevcut olduğunu, bunları da dilekçeleri ekinde sunduklarını, davalının müvekkili şirkete—- Noterliği’nin 01/10/2021 tarih ve—– sayılı ihtarnamesi ile faturalara konu malların kendisine teslim edilmediğine dair 1 yılı aşkın zaman sonra ihtarname keşide ettiğini, tamamen kötü niyetli bir davranış olduğunu, Uzun müddet müvekkilini oyalayan ve müvekkilinin yasal yollara başvuracağını anlayan davalının kabul ettiği ve itiraz etmediği, kesinleşen faturalar hakkında ticari hayatın teamüllerine ve basiretli tacir ilkesine tamamen aykırı nitelikte üzerinden yıl geçtikten sonra dönemsellik ilkesine de aykırı olacak şekilde iddialarda bulunduğunu, davalının ihtarnamesine karşı taraflarınca —-Noterliği’nin 01/11/2021 tarih ve—- sayılı ihtarnamesiyle cevap verildiğini, davalının ihtarnamesinde yer alan 9 adet faturaya konu malların müvekkili tarafından davalıya satılıp teslim edildiği, davalıya elektronik ortamda e-fatura olarak gönderilen satım faturalarının herhangi bir itiraza uğramadan kesinleşmiş olduğu ve her bir e-fatura üzerinde “işbu fatura irsaliye yerine geçer” ibaresi bulunduğu, bu itibarla malların teslim edilmediğine dair iddiaya hukuken itibar edilmesinin mümkün olmadığının ortaya konulduğunu, öte yandan ve özellikle fatura tanzim ve davalıya e-fatura olarak tebliğ tarihlerinin Ağustos ve Eylül 2020 tarihleri olduğunu, bir tacir olarak o tarihten bugüne kendisine tebliğ edilen faturalara itiraz etmeyip, yine malları teslim almadığı yönünde bir bildirimde bulunmayan davalının, fatura ve tebliğ tarihlerinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiği halde Ekim 2021’de malların teslim edilmediğine dair iddiada bulunmasının hukuken korunmayacağının ifade edildiğini, basiretli bir tacirin Ağustos ve Eylül 2020’de teslim alması gereken ürünleri teslim almadığı halde bunu satıcıya Ekim 2021’de bildirmesinin kabulüne olanak olmadığını, davalının bu zamana kadar da müvekkiline ayıp yahut bila teslime dair bir bildiriminin bulunmadığını, davalının satış/fatura bedellerini ödemediği için müvekkili tarafından yasal yollara başvurulacağını öğrendiği için bu şekilde savunma geliştirdiğini, davalı şirket müdürünün —olduğunu, bu kişinin müvekkili şirket yetkilisiyle arasında vaki 2021 tarihli yazışmalarda müvekkilinin fatura ve cari hesap borcunu davalı şirket müdüründen ısrarla istediğinin ve müdürün borcu açıkça kabul ettiğinin belgesel olarak sabit olduğunu, davalı borçlu şirket yetkilisinin bu yazışmalarla uzun süre müvekkili şirketi oyalayarak borcu odemedığım borcun kabulüne dair işbu yazışmaların da davalıdan sadır ihtarnamenin gerçeği ve kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, zira görüleceği üzere borçlu şirket yetkilisinin müvekkiline malların teslim edilmediğine dair beyanda bulunmadığı gibi, borcu kabul inde beyanı olduğunu belirterek, davanın kabulüne, davalının—-. İcra Müdürlüğü’nün —sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile devamına, davalı aleyhine takipte asıl alacağın yüzde 94 20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu taleplerin zamanaşımına uğramış olduğunu, huzurdaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, faturaya konu edilen malların hiçbir şekilde müvekkiline gönderilmediğini, hatta malların teslim edilmesi gerektiğine ilişkin olarak davacı yana taraflarınca ihtarname de çekildiğini ancak yine de malların teslim edilmediğini, ayrıca malların müvekkiline teslim edildiğine dair yazılı bir belgenin de davacı tarafça sunulmamış olduğunu, bu sebeple teslim edilmeyen mallara dair davacının ödeme talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından teslim edilmeyen mallarla ilgili olarak taraflarınca —– Noterliği’nin 01.10.2021 tarihli —— yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek 04.10.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ancak söz konusu ihtarname gereği de ilgili malların müvekkili şirkete teslim edilme Yargıtay içtihatları uyarınca da kabul edildiği üzere, faturanın tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde sadece ve sadece faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının sabit olduğunu, ancak fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasının, faturaya konu malların gönderildiği veya faturadaki hizmetin yerine getirildiği anlamına gelmediğini, davacı yan tarafından faturaya konu edilen mallar müvekkili şirkete teslim edilmemiş olduğundan VUK 231/5 uyarınca söz konusu faturaların da düzenlenmemiş sayılmasının gerektiğini, davacı yan tarafından sunulan —konuşmalarının gerçeği yansıtmadığını, bu durumun sayın mahkemenizi yanıltıcı nitelikte olduğunu, zira başka birisinin numarasının müvekkili şirket yetkilisinin adı soyadı yazılarak kaydedilmesinin de mümkün olduğunu, bu nedenle bu konuşmalara riayet edilmeden tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi gerektiğini ve hizmetin gerçekleşmediği de görüldüğünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bununla birlikte aksini kabul etmemekle birlikte söz konusu konuşma içeriğinin herhangi bir şirket yetkilisine veya temsilcisine ait olmasının kabul edilmesi halinde de taraflar arasında birden fazla ticari iş ve işlem yapılmış olduğunu, hatta tarafların farklı bir iş ve işlem için dahi konuşmuş veya mesajlaşmış olma ihtimalinin mevcut olduğunu, davacı yanın sunmuş olduğu —-konuşma içeriğine bakıldığında da davacı yanın — konuşmasında bulunan karşı taraftan bir ödeme istemekte olduğunun ancak söz konusu ödemenin neyin ödemesi olduğunun, miktarının ne olduğunun, ne için ödeneceği dahi belli olmadığının görüleceğini ve hatta karşı tarafın borcu ikrar ettiğine dair bir mesaj içeriğinin de mevcut olmadığını, davacı yanca talep edilen icra inkar tazminatının şartları oluşmadığından bu alacağın da reddinin gerektiğini, müvekkili şirket adına düzenlenen faturaların düzenlenmemiş sayılması ve hizmetin de yerine getirilmemiş olması karşısında icra inkar tazminatının şartları oluşmamış olduğundan bu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davacı tarafından haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olarak ikame edilen işbu davanın müvekkili açısından esastan reddine, davacı şirket nezdinde % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazmınatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının fatura alacağı sebebiyle davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.—-Vergi Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Dosyamız arasına alınan—-. İcra Dairesi’nin —- Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 04/11/2021 tarihinde başlatıldığı davalının süresinde 16/11/2021 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Davalının incelenen 2019, 2020, 2021 yılı açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, Davacının 2019, 2020, 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin davacı tarafından ibraz edilmediği için incelenemediğini, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan belgelerin davacı —- tarafından davalı —-. adına düzenlenmiş aşağıdaki tabloda bilgileri yer alan 9 adet e-Fatura olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet e- Faturanın fotokopisinin dava dosyasında bulunduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet irsaliye yerine geçen e-Faturada yazılı olan malların davalıya teslimine ilişkin 9 adet irsaliye yerine geçen e-Faturanın teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı, ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmasının faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur.” (—–) Bu konudaki hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan 2020 yılına ait 9 adet faturadan tablonun 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. sırasında bilgileri yer alan 7 adet faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirildiğini, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet e-Faturanın davalı tarafa e-Fatura Uygulaması üzerinden elektronik ortamda iletilmesine ilişkin sistem yanıtlarının dava dosyasında bulunmadığı, ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet e-Faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumun dayanak faturaların davalı tarafından teslim alındığını gösterdiğini, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan 2020 yılına ait 9 adet faturadan tablonun 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. sırasında bilgileri yer alan 7 adet faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirildiğini, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 2020 yılına ait 9 adet faturanın davalının 2020 yılına ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, her bir fatura tarihinde davalı şirketin ortağı tarafından davacıya fatura bedeli kadar ödeme yapılarak ortaklar hesabı ile çalıştırılarak fatura bedellerinin kapatıldığına dair davalının 2020 yılına ait ticari defterlerinde kayıt bulunduğu, davalının 2019, 2020, 2021 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına göre; davalının davacıya 04.11.2021 takip tarihi itibarıyla borçlu olmadığı, davacı tarafın 23.645,09 TL asıl alacaktan oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini 23.645,09 TL olarak gösterdiği yönündeki görüşünü belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede, davacı ile davalı arasında cari hesaba dayalı bir ticari ilişkinin olduğu, davacının cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağı sebebiyle davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı,tarafların defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalıya ait ticari defterlerin (HMK md. 222) sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu,davacı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, mahkememizin 10.11.2022 tarihli —- no’lu ara kararında davacının ticari defterlerini ibraz etmeyip davalının ibraz etmesi halinde, HMK 222/3 maddesi gereğince davalının usulüne uygun tutulmuş defterlerinin sahibi lehine delil kabul edileceğinin ihtar edildiği, yapılan incelemede, alacağının dayanağı olan 9 adet e-faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumun faturaların davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, ancak davalının 2019,2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına göre, her bir fatura tarihinde davalı şirketin ortağı tarafından davacıya fatura bedeli kadar ödeme yapılarak fatura bedellerinin kapatıldığı, davaya konu takip tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespit edildiği, dolayısıyla davacının davaya konu faturalar sebebiyle alacak talebinde bulunamayacağı, anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 105,67-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde ve yatıran taraflara iadesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde—– Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.560,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.