Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/47 E. 2022/445 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/47 Esas
KARAR NO : 2022/445

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil—— lisansı kapsamında faaliyette bulunmakta olduğunu, sorumluluk alanı genelinde ana hedefi olan sürdürülebilir ve —— kaliteli ve kesintisiz— sağlamaya ilişkin faaliyetlere tabi olduğu mevzuat hükümleri doğrultusunda —– —- kullanmakta olduğunu, müvekkil şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davacının dava dışı —- sözleşmesi bulunduğunu, görevli tedarik şirketine karşı ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeni ile tarihinde kullanım yerinin —- mühürlendiğini, müvekkil şirketin ilgili ekipleri —- düzenlendiği ve faturanın icra takibine konu edildiğini, — tutarındaki faturanın tahsili maksadıyla müvekkil şirketin davalı aleyhine iş bu huzurdaki davanın konusunun—- kayden ilamsız icra takibi başlatıldığını, —– görüşmeleri sonucunda anlaşmaya varılmadığını ve dava açıldığını, davalının kaçak elektrik enerjisi kullandığını ve düzenlenen faturayı süresinde ifa etmediğini, alacağın likit ve belirlenebilir olması sebebiyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebileceğini, davanın kabulü ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile kaçak elektrik tüketimi sebebiyle kesilen faturadan dolayı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
—dosyası getirtilerek yapılan incelemesinde ödeme emrinin 09.03.2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği davalı borçlunun —– ederek takibi durdurduğu , duran takip üzerine — davanın açıldığı , itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
— tarihli yazılarında davalı —arasında işletme hesabına göre defter tuttuğu ve — yılında işi bıraktığı bu haliyle esnaf olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, —– ve ——- sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, ———— esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen — çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan — kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. —-kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.——
Defter tutma hadlerini düzenleyen Vergi Usul Kanunun 177.maddesi
“Aşağıda yazılı —– sınıfa dahildirler:
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 7.200.000.000 (400.000 TL) lirayı veya satışlarının tutarı 8.640.000.000 (570.000 TL) lirayı aşanlar;
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri —- lirayı aşanlar;
3. —ı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı — aşanlar;
4. Her türlü ticaret şirketleri (Adi şirketler iştigal nevileri yukardaki bentlerden hangisine giriyorsa o bent hükmüne tabidir.);
5. —tüzelkişiler (Bunlardan işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına — müsaade edilir.);
6. İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler” şeklindedir.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli— Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için —- gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.