Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/462 E. 2022/704 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/462 Esas
KARAR NO : 2022/704

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının kendi aralarında ——- müdürlüğünün —— numarası ile ticari faaliyete başladığını, yapılan —— toplantısında şirketi temsilen davalı … ——— şirkete ait gelir ve giderleri yetkisine binaen yönettiğini, davalının ortak yetkisine binaen yaptığı tahsilatları şirket defterlerine tam olarak işlemeyip bütün tahsilatlardan kendisine aktarma yaptığını, durumu öğrenen müvekkilinin davalıdan hesap istediğinde “—- gibi—- müvekkilinin hakkını tam olarak ödemediği gibi haksız kazanç elde ettiğini, davalının ——- tahsilat yapmakta ve bu tahsilatlardan müvekkiline bilgi vermediğini, bu iki hesabın — açıldığını ve kesilmiş faturaların bakiyelerinin bu hesaba geldiğini, bu hesabın davacının bilgisi dışında ve onayının dışında açılmış bir hesap olduğunu, müvekkilinin herhangi bir erişiminin olmadığını, ayrıca davalı —–olarak kullandığını, bu hesaba gelen tahsilatların ve çeklerin hiçbirinden müvekkilinin haberi olmadığını, ayrıca, müşterilere verilen çeklerin hepsinin gerçekte müşteriye verildiğine dair müvekkilinin şüpheleri olup, bunlardan da kendisine menfaat sağladığının anlaşıldığını, davalının şirkete ait banka kartlarından şahsi harcamalarını yapıp şirketten ödediğinin banka hesaplarından kanıtlanabileceğini, ayrıca kendi şahsi kredi kartlarına şirketten ödeme yaptığınının da müvekkilinin birkaç kez tespit ettiğini, davalının, mali işleri yürütmemesi ve —— işlerinde kullanması nedeni ile ——- oluştuğunu, müvekkilinin aracının —- teminat olarak gösterildiğini, müvekkiline 3 ay içinde halledeceğini belirtip hiçbir şey yapmadan borcun daha da artmasına ve davacının aracının —- haczedilmesine neden olduğunu, davalıya ait ——— plaka numaralı aracın alındığı tarihten itibaren —– giderlerinin şirkete ait kart ve diğer hesaplardan ödendiğini, bu davranışları ile de davacıyı hissesi oranında zarara soktuğunu, — şirkete ait olup ödemesinin şirket parası ile yapıldığını, bu aracın da bütün giderlerinin ortak hesaptan kullanıldığını,—- — özellikle bu aracın kullanıldığını, burada da müvekkilinin haklarının kaybolduğunu beyan ederek, davalının şirket ortağı müvekkilinin haklarını kötü niyetli olarak kullandığı ve zimmetine geçirdiği şirket temsilcisi olarak diğer ortağı davacı müvekkilini kötü niyetli olarak zararlandırdığı sabit olacağından öncelikle, tedbir taleplerinin kabul edilmesini sabit olacak davasının kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrıca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin —- ara kararı ile; ” Davacının bu davada dava dışı şirketin —— diğer ortağa karşı tazminat mı istediği belirli olmayıp her iki talebin tek davada çözülmesi usulen mümkün olmadığından davacı vekiline usulüne uygun şekilde dava dilekçesini tüm unsurları ile açıklaması, talep sonucunu açıkça ortaya koyması, diğer davalıdan tazminat istiyor ise arabuluculuk tutanağını sunması için HMK 119/1’e göre 1 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına, ” karar verildiği, verilen ara kararın davacı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili— dilekçesi ile; davanın, diğer —- tazminat ve alacak isteği ile açıldığını, ara kararımız gereği davayı dava dilekçesinde belirttikleri nedenler ile diğer —- kendi —- için kullanmış olması nedeni ile alacak ve tazminat olarak talep ettiklerini, şirketin belgeleri, banka kayıtları, yapılan ödemeler, ve diğer tüm işlemlerin … tarafından yapılmış olması karşısında davalının haksız kazanç elde ettiğinin tespit edileceğini, bilirkişi raporu alındığında ortaya çıkacak meblağ ile ilgili ve şirketin —- menfaatleri için yarar sağladığı da sabit olacağını ve davayı tazminat ve alacak olarak ıslah ettiklerini beyan ederek Islah talepleri ile ilgili karar oluşturularak yargılamaya devam edilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde yukarıdaki talepleri yanında şirketin fesih ve tasfiyesi de talep edilmiş olduğundan dosyada—- yargılama sürdürülmüştür.
Davacı vekilinin davadaki talep sonucu açıklamış olduğu dilekçesinde talebinin davalıdan tazminat ve alacak istemine ilişkin olduğunu belirttiği bu durumda mahkememizin —- ara kararına göre kendisine verilen kesin süre içerisinde — tutanağını sunmadığı anlaşılmıştır.
Şirket ortağının —– ortağına karşı açmış olduğu tazminat istemine ilişkin bu davada—– mahkemeleri görevli olup, konusu bir miktar alacağa i,lişkin olan ticari davala—-olduğundan ve davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde—- tutanağını sunmadığı anlaşılmıştır.
Arabuluculuk HMK’nun 114/2 maddesine göre dava şartı olup, HMK’nun 137.maddesine göre dava şartları davanın her aşamasında mahkemece resen nazara alınır. HMK’nun 138.maddesine göre ise dosya üzerinden karar verilebileceği düzenlemesi mevcuttur. Buna göre davacı tarafça — dava şartı yerine getirilmemiş olduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiş olan davanın HMK’nun 114/2, 137 ve 138.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL. Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.