Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/437 E. 2023/839 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/437
KARAR NO : 2023/839

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında müvekkili tarafından üretilen hortumların davalıya satışı şeklinde bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, 2018 yılında hortum satışı için fiyat teklifleri ve sipariş formları düzenlenerek mail yoluyla da karşılıklı onaylandığını, müvekkili tarafından bir kısım emtianın davalıya teslim edilmesine ve faturalandırılmasına rağmen davalı şirket tarafından 5.898,35 TL’lık ödemenin yapılmadığını, başlatmış oldukları icra takibine davalı tarafından herhangi bir ödeme belgesi ya da mesnet sunulmadan itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalarının kabülü ile davalı tarafından—- İcra Müdürlüğü’nün —–. sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından yapılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin 30.11.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirketçe yapılan takibe 01.12.2020 tarihinde itiraz edildiğini, icra dairesi tarafından yapılan itiraz üzerine aynı gün tensip oluşturulduğunu, itiraz dilekçesinin dairede tebliğine karar verildiğini, alacaklı vekili tarafından icra dosyasında 25.11.2020 tarihinde işlem yapılarak talepte bulunulduğunu, 06.06.2022 tarihinde açılan itirazın iptali davasının 1 yıllık dava açma süresinde olmadığını, bu nedenle işbu davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, ilgili emtiaların müvekkili şirkete teslim edildiği ileri sürülerek dava dilekçesi ekinde bir kısım imzalı irsaliyeler ibraz edilmişse de, bu imzaların kime ait olduğunun belli olmadığını, teslim edildiği ileri sürülen malların müvekkili şirkete teslim olunmadığının tespit edildiğini, bu bakımdan söz konusu malların, müvekkili şirkete teslim edildiğini davacı tarafın ispat ile yükümlü olduğunu, teslim edilmeyen mallar nedeniyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, haksız icra takibi nedeniyle davacının % 20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Eldeki dava, faturaya ve irsaliyeye dayalı davacı tarafından açılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazların iptaline ilişkindir.——. İcra Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye istinaden —– Esas sayılı icra dosyası işbu dosya arasına alınmıştır.
İcra takibine yapılan itirazın iptali 2004 sy. İİK md. 67’de düzenlenmiştir. Buna göre; “(1)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(2) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
(3) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.”İşbu davanın yasal bir yıllık süresinde açıldığı anlaşılmakla esastan incelemeye geçilmiştir.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu takip, faturaya dayalı alacağın tahsiline ilişkindir. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). HMK’nın 222/3.maddesine göre ise “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik — Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (— Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü yer almaktadır.Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 13/03/2023 tarihli raporda, davacının 2018-2019-20202 takvim yıllarına ait incelenen resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, incelenen resmi defter ve belgelerinde, 17.06.2020 icra takip tarihi itibarıyla 5.898,35-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. HMK m. 222/3 gereği davalı tarafından da söz konusu ticari defterler mahkemeye ibraz edilmediğinden, davacının sunmuş olduğu defter kaydı lehine delil olarak kabul edilerek, 5.898,35-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK’nın 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davaya konu alacak faturalardan kaynaklanan bakiye alacak talebine ilişkin olup, davalı tarafından hesaplanabilir olduğundan alacak likittir. Bu nedenle itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile; —-. İcra Müdürlüğü—– esas sayılı dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan İTİRAZININ İPTALİNE, takibin 5.898,35 TL asıl alacak, bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
3-Alınması gereken 402,92-TL karar harcına karşılık peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 322,22-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 1.257,50-TL yargılama gideri, 80,70-TL peşin harç ile 80,70-TL başvuru harç gideri toplamı 1.418,90-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 5.898,35-TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde—– Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.