Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/430 E. 2023/555 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/430 Esas
KARAR NO : 2023/555

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan olan fatura alacağının tahsili için —-. İcra Müdürlüğü’nün —–.sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket davacı şirket ile hastane malzemelerinin imalatıyla ilgili olarak şifahen sipariş metodu ve siparişten sonra fatura kesilmesi yöntemiyle ile uzunca bir dönem çalıştığını, işleri bozulan davacının fatura tanzim etmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir mal teslimi yapmadığını, itirazlarının haklı olduğunu savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak;—– İcra Müdürlüğü’nün——Esas sayılı icra takip dosyası, taraflara ait iş yeri kayıtları, taraflara ait ticari kayıt ve defterler, muavin defterleri, envanter defteri, faturalar, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık ve yemine dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; —–. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası, müvekkili şirketin defter ve muhasebe kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi,tanık ve yemine dayanmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
—–. İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyasının incelenmesinde; 31/05/2021 tarihli ve 403.812-TL bedelli bir adet faturaya dayalı alacağın tahsili talebiyle, davacı tarafından davalı aleyhine ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. İtirazın iptaline konu icra dosyasındaki takip talebinde borcun sebebi olarak 31/05/2021 tarihli ve 403.812-TL bedelli bir ade faturaya dayanılmıştır. Davacı taraf, takip dayanağı faturalara ilişkin sözleşmesel ilişkinin varlığını, faturalara mal ve hizmetlerin verildiğini, faturaların davalıya tebliğini yazılı belgelerle ispatlayamamıştır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemiş, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucun mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 23/01/2023 tarihli raporda;
-Davacının 2021 yılına ait ticari defterlerinin davacı tarafından ibraz edilmediği için incelenemediği,
-Davalının incelenen 2021 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,
– İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 2021 yılına ait 1 adet faturanın davalının 2021 yılına ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
-Davalının 2021 yılına ait ticari defter kayıtlarına göre; davalının davacıya 31.12.2021 tarihi itibarıyla 1,50 TL borçlu olduğu, tespit edilmiştir.
HMK’nın 222/3.maddesine göre “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Mahkememizin 03/11/2022 tarihli duruşmasında verilen—–no’lu ara kararda; “davacı vekiline, davacının HMK’nın 222 ve TTK’nun 80. maddesi gereği 2021 yılına ait 6102 sayılı T.T.K.’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerini, elektronik deftere tabi ise vergi dairesinden ilgili döneme ilişkin aldıkları GİB onaylı beratlarla birlikte, harici bellek, CD vb. elektronik cihaz içinde “xml” formatında (e-defterlerin GİB’e yüklendiği format olan) envanter defteri elektronik olarak tutulamadığından fiziki olarak, bizzat mahkeme kaleminde incelenmesi için 18/11/2022 günü saat 13:00-13:30 arasında hazır etmesi için kesin süre verilmesine, bilirkişi incelemesi için belirlenen günde davacı ticari defterlerini ibraz etmezse, ticari defterlere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının, ayrıca davacı ticari defterlerini ibraz etmeyip davalının ticari defterlerini ibraz etmesi halinde halinde; HMK 222/3.maddesi uyarınca davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabul edileceğinin ihtarına” karar verilmiş, duruşma hazır bulunan davacı vekili Av. —– ihtarat yapılmasına rağmen davacı şirket belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemiştir.
Verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmeyen ve bu hususta hiçbir mazeret ileri sürmeyen davacı vekili, defterlerin davacı vekilinden değil, davacı asilden istenmesi gerektiğini, davacı asile tebliğ yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatların vekile yapılması gerekmekte olup, vekil ile takip edilen davalarda isticvap ve yemin dışında doğrudan asile tebligat yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacı vekilinin talebi yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle davalının ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilmiş, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış, davacı vekilinin davalıya yemin teklif etmesi üzerine davalı şirkete meşruhatlı yemin davetiyesi çıkarılmıştır. Davalı şirket yetkilisi, belirlenen 15/06/2023 tarihli duruşmaya katılarak yemin ederek, kendi ticari defterlerinde yer alan 1,50-TL dışında davacı taraf borçlarının olmadığını beyan etmiştir.
HMK m. 222/3 gereği davacı taraf, verilen kesin süreye rağmen ticari defterler mahkemeye ibraz edilmemiş olduğundan davalının defter kayıtları delil olarak kabul edilerek, davalı defterlerinde kayıtlı 1,50-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.
Davalının defterlerinde kayıtlı 1,50-TL’lik alacak likit olduğundan, bu miktarın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir. Davanın reddedilen kısmı yönünden, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1—–İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 1,50-TL asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen 1,50-TL’nin %20’si oranında (0,30-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 179,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 7.331,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.151,51 TL’nin davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olanak yapılan 2.165,00 TL yargılama gideri ile 179,90 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı toplamı 2.425,60 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 0,01 kr.nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 1,50 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı lehinine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 63.102,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —–Arabuluculuk Bürosu —-dosya no.lu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.560,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 0,01 kr.nin davalıdan, bakiye 1.559,99 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı davanın reddine karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde—–Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.