Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/411 E. 2023/472 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/411 Esas
KARAR NO : 2023/472

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan taraflar arasındaki alt lisans sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için —- İcra Müdürlüğünün —–sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin davacıya cari hesap borcu olmadığını savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; —-İcra Müdürlüğü’nün—– nolu dosyası, müşteri cari hesap ekstresi, faturalar, —- Noterliği’nin 14.12.2022 tarihli ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesi, arabuluculuk görüşme tutanağı ve anlaşamama tutanağı, tarafların ticari defter ve kayıtları, cari hesap dökümleri, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi, senet ve yemine dayanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; —–.İcra Müdürlüğü—–sayılı dosyası, müvekkili ve davacı şirkete dair tüm banka kayıtlarının celbi, ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi, tanık, keşif ve yemine dayanmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”Davaya konu —–. İcra Müdürlüğü’nün ——sayılı dosyasının incelenmesinde; faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili talebiyle, 240.589,73-TL asıl alacak, 4.647,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 245.236,74-TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.TTK 21/1.maddesine göre; “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”
27.06.2003 tarihli —–.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. İtirazın iptaline konu icra dosyasındaki takip talebinde borcun sebebi olarak faturaya dayanılmıştır. Taraflar arasında 22/01/2020 tarihli Alt Lisans sözleşmesi uyarınca sözleşmesel ilişki mevcut olup, fatura konusu malların davalıya teslimine ilişkin delil ibraz edilmemiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda;
-Davacının incelenen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun larak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,
-Davacının ticari defter kayıtlarına göre; 2021 yıl sonu itibarıyla, davacının davalıdan 240.589,90 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine bu tutar üzerinden icra takibi başlatıldığı,
-Davacının takip tarihi itibarıyla, davacının davalıdan 261.636,38 TL alacaklı olduğu, tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesini için şirket merkezinin bulunduğu——Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— Talimat sayılı dosyasına talimat yazılmış, ancak davalı taraf verilen 2 haftalık kesin süreye ve meşruhatlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği için talimat bila ikmal iade edilmiştir.
Davalı vekili, davalı defterlerinin ticari defterlerin kapsamı itibariyle mahkeme kalemine taşınma imkanı bulunmadığını ileri sürmüştür. Ancak, 2014 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükelleflerin elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçmek zorunluğu getirilmiştir. Mahkememizin ara kararı doğrultusunda davalıya çıkarılan tebligatta davalı vekiline davalının elektronik deftere tabi olması halinde defterlerini harici bellek, CD vb. elektronik cihaz içinde ibrazı istenmiştir. Dolayısıyla yüksek hacimli mükelleflerin e-deftere tabi olması ve defterlerini elektronik cihaz içinde kolaylıkla Mahkemeye ibrazı mümkün olduğundan, davalının defterlerin kapsamlı olduğu iddiasıyla ibraz edilemediği iddiası yerinde görülmemiştir.HMK’nın 222/3.maddesine göre “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Talimat Mahkemesince davalıya çıkarılan tebligatta, “ticari defterlerini ibraz etmez ise; 222/3.maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmesi halinde davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabul edileceği ihtar” edilmesine rağmen davalı ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bu nedenle davacının ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilerek davalının 240.589,73-TL asıl miktarına yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmıştır.İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Davacı vekili tarafından davalıya gönderilen —–Noterliği’nin 14/12/2021 tarih ve —— yevmiye sayılılı ihtarnamesinde 240.589,73-TL’nin 7 iş günü içinde ödenmesi ihtar edilmiş, ihtarname davalıya 17/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, 7 iş günü sorası 29/12/2021tarihinde davalı temerrüde düşmüştür. Faiz hesabı hakimin basit matematik hesabı ile yapılabileceğinden, temerrüt tarihi olan 29/12/2021tarihi ile takip tarihi 04/02/2022 tarihi arasındaki işlemiş ticari avans faizi Mahkememizce 3.867,56-TL olarak hesaplanmıştır.Bu nedenle davalının 3.867,56-TL takip öncesi işlemiş faiz tutarına yaptığı yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, davaya konu —-. İcra Müdürlüğü’nün——.sayılı dosyasında, davalının 240.589,73-TL, 3.867,56-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 244.457,29-TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı; davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir.
İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere, davalının toplam 244.457,29-TL alacak miktarına yaptığı itirazı haksız olup, bu miktar yönünden alacak da likittir. Bu nedenle davacı lehine itirazın iptaline karar verilen 244.457,29-TL’nin %20’si oranında (48.891,45-TL) icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Davanın reddine karar verilen kısmı, takip öncesi işlemiş faiz kısmına ilişkin olup, söz konusu miktar yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1—-İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 240.589,73-TL, 3.867,56-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 244.457,29-TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen 244.457,29-TL’nin %20’si oranında (48.891,45-TL) icra inkar tazminatınını davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 16.698,88 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 2.961,86 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 13.737,02 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.373,50 TL yargılama gideri ile 2.961,86 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı toplamı 5.416,06 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 5.398,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 37.224,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 779,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları—-Arabuluculuk Bürosu—– dosya no.lu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.560,00-TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.555,04 TL’sinin davalıdan, bakiye 4,96 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.