Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/408 E. 2023/19 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/408 Esas
KARAR NO : 2023/19

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan 16.07.2015 tarihli Belirsiz Süreli Hizmet Sözleşmesi ile rekabet yasağının düzenlendiğini, rekabet yasağının süre ile sınırlandırıldığı ve davalının serbest iradesi ile sözleşmenin ihlali durumunda son 1 yıl içindeki ücret alacağını cezai şart olarak ödenmeyi kabul ettiğini, Davalının üretim sistemleri müdürü olarak üst düzey yönetici konumunda olup hizmet sektöründeki şirketin müşteri çevresi ve müşteri portföyünü, şirketin temel kazancını oluşturan proje ve araştırmalarını, şirket için ticari sır olan ——- mahiyetinde tüm bilgilere sahip olduğunu, Davalının, davacının en önemli rakibi olan firmada işe başladığını, davalı tarafından edinilen bilgilerin kullanılmasının, davacı işveren için ciddi zararlara sebebiyet verdiğini beyan ederek davanın kabulüne, Son 1 yıla ilişkin ücret alacağı olan 155.656,39 TL cezai şartın fazlaya dair yasal hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının ihlal tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline, Davalı tarafın, haksız rekabet içerir davranışlarının tespiti ve haksız rekabetin tespiti ve men’ine; bu durumun ortadan kaldırılmasına, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, rekabet anlaşmasının kanunda yer verilen şartları taşımaması nedeniyle geçersiz olduğunu, rekabet anlaşmasının işverenin önemli bir zarara uğramaması ve uğrama ihtimalinin dahi olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, Davalının iş tanımının davacı şirket ve dava dışı yeni çalıştığı şirket bakımından tamamen farklı olup, davacının iddiası aksine bilgi paylaşımı ve ticari sırlar kapsamında ortak paydaları bulunmadığını, zira davalının davacı şirkette iş kodunun eğitim yöneticisi olduğunu, yeni işvereninde bilgi işlem destek sorumlusu olduğunu, Davalının eski firmasında ekipman sağlanması konusunda yardımcı bir rolü olduğunu, yeni iş yerindeki görevinin tamamen yazılımsal olduğu, davalının davacı firmada bir sözleşme imzalamadığını, bir ürün satmadığı yahut bir anlaşma içerisinde dahi bulunmadığını, sadece teknik işlerle ilgilenen bir personel olduğunu, Davalının hiçbir şekilde gizli bilgilere erişme, müşteri, sipariş yahut pazarlama bilgilerini edinme ile ilgili bir pozisyonda yer almadığını, davacı şirketi önemli bir zarara uğratma ihtimalinin bulunmadığını, bu nedenle rekabet anlaşmasının da geçersiz olduğunu, Rekabet anlaşmasının aşırı nitelikte olduğunu, davacı şirketin işbu davayı kötü niyetli olarak ikame ettiğini, davalının iradesinin sakatlanarak rekabet hükümlerini imzaladığını, Davacı şirketin işyerinin kapatılacağı, kendisine yeni bir pozisyon ayarlanamayacağı belirtilerek, baskılanmak suretiyle davalıyı istifaya zorladığını, ancak daha sonra davalıya yeni bir iş teklifi getirilmediğini, Davalının bakmakla yükümlü ailesinin olması nedeniyle farklı bir pozisyon ile yeni işine başladığını, yeni işinde davacı şirkette edindiği bilgileri kullandığı bir görev yapmadığını, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı şirket çalışanı olan davalının işten ayrıldıktan rekabet yasağını ihlal ettiği ,haksız rekabette bulunduğu iddiasıyla açılan ,haksız rekabetin tesbiti ve tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 16/07/2015 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, hizmet akdinde davalının göreceği işin Eğitim Yöneticisi olarak yazıldığı ve sözleşmenin 16. maddesinde rekabet yasağı hükmünün düzenlendiği tesbit edilmiştir.Davalı ——-Dökümüne göre davacı şirkette 16/07/2015 -16/05/2018 tarihleri arasında —— iş koduna göre eğitim yöneticisi olarak çalıştığı ve davalının 16/05/2018 tarihi itibariyle ——çıkış kodu uyarınca kendi isteği ile işten ayrıldığı sabittir.
Dosyaya getirtilen ——-dökümüne göre davalının 16/05/2018 tarihinde davacı şirketten ayrıldıktan sonra dava dışı —— Nezdinde 17/05/2018 tarihinden itibaren —— meslek kodu ile ——- olarak çalıştığı anlaşılmıştır.6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca aynı Kanun’un 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.——Karar sayılı içtihadı da benzer mahiyettedir.)
Somut olayda, davalının davacı işveren nezdinde çalıştığı, davalının davacı şirketten istifa etmek suretiyle işten ayrıldıktan 1 ay sonra dava dışı şirkette çalışmaya başladığı ihtilafsızdır. Davalının, davacı şirkette çalışmakta iken ——Bildirimlerinde meslek kodu ——olan eğitim yöneticisi olarak çalışırken, dava dışı şirkette —— meslek kodu ile ——olarak çalışmaya devam ettiği, dosyada dinlenen tanık beyanları incelendiğinde de davalının davacı firmada üretim aşamasında dava dışı firmada ise üretim sonrası takip aşamasında çalıştığının beyan edildiği bu kapsamda davalının davacı şirkette çalıştığı pozisyon ile davalı şirkette çalıştığı pozisyon farklı olmakla birlikte davalının davacı şirketteki pozisyonu gereği davacı şirketi önemli zarara uğratacak ne gibi ticari sırlara vakıf olduğu iddiası kanıtlanamadığı, davalının farklı pozisyonları da gözetildiğinde, TBK’nın 444/2.maddesi hükmü kapsamında davalının sahip olduğu bilgileri dava dışı şirkette kullanması halinde davacı şirkete önemli bir zarara sebebiyet verme ihtimalinin bulunduğu iddiasının kanıtlanamaması nedeniyle davanın aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar harcının peşin alınan 1.860,78-TL’den mahsubu ile bakiye 1.680,88-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ——-Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.