Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/402 E. 2023/83 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/402 Esas
KARAR NO : 2023/83

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde kusurlu sürücü sevk ve idaresinde iken müvekkili şirkete —- numarası ile ———– —– çarparak sigortalı nezdinde hasar meydana getirdiğini, meydana gelen kaza sonrasında —- —— davalı —– bulunduğunun tespit edildiğini, meydana gelen kaza sonrasında müvekkili şirkete —— poliçesi ile sigortalı———– camlarda kaza sebebiyle oluşan ve ekspertiz incelemesiyle tespit edilen hasar miktarının davalının %100 lük kusuruna tekabül eden kısmının tamamı olan —– sigortalısına ödendiğini, ——– aracın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kaza sonucunda oluşan ve sigortalıya ödenen hasar bedelinin —– aracın kaza tarihinde——- tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine ——–. sayılı dosyası ile yasal takip başlatıldığını, ancak davalı tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle davalı tarafından yapılan yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davada yetkili mahkemenin tüzel kişinin yerleşim yerinin bulunduğu ———Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirkete dava konusu uyuşmazlık nedeniyle yapılan bir başvuru bulunmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, esas yönden ise müvekkili şirketin sorumluluğunun —- aracın kusuru oranında ve teminat limitiyle sınırlı olduğunu, davacı tarafın talep ettiği tazminat tutarının da haksız ve fahiş olduğunu, gerçek zararın tespiti için bilirkişi raporu alınması gerektiğini, dava konusu kazanın sigortalı aracın kusuruyla yaptığı bir kaza sonucu gerçekleştiğine dair somut herhangi bir delil bulunmadığını, müvekkili şirketin bu hasardan doğan hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın yetki yönünden usulden reddine, esasına girilecek olması halinde haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; kaza tespit tutanağı, —— incelemesine dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; —– ve ekleri, hasar dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif ve yemine dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketine ——ile sigortalı iş yerinde meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına ödendiği ileri sürülen hasar tazminatının, davalı sigorta şirketinden rücuen tahsili istemine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki iptali istemine ilişkindir.
Dava,—–.sayılı yetkisizlik kararı sonrası Mahkememize tevzi edilmiştir.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, ———–dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
TTK’nın 1472.maddesi; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, —- yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur” şeklindedir.
6102 sayılı TTK’nin 1472 maddesi uyarınca rücu davası açılabilmesi için sigortacı ile sigortalı arasında —— ——- bu nedenle sigortalısına bir ödeme yapmış olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerekir.
HMK’nın 317/3 maddesi fıkrası uyarınca, basit yargılama usulünde, dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi verilemez. Bu çerçevede, taraflar dilekçeleriyle birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar.
Davacı vekili dava dilekçesinde ödeme belgelerine delil olarak dayandığı halde, dilekçe ekinde ödeme belgesi ibraz etmemiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ekinde ayrıca delil listesi vermiş, söz konusu dilekçede ödeme belgeleri “sunulmak üzere” denilmiş, dilekçe ekinde hasar dosyası örneği sunulmuş, ancak sunulan belgeler içinde ödeme belgesi yer almamıştır. Davaya konu icra dosyasında da herhangi bir dayanak belge ibraz edilmediğinden, icra dosyasında da ödeme belgesi mevcut değildir. Uyuşmazlığın çözümü için davacı sigortacının sigortalısına ödeme yapıp yapmadığının tespiti gerektiğinden, —– ara karar ile, “HMK’nın 31.maddesi uyarınca davacının kaza nedeniyle sigortalısına yaptığı ödemeye ilişkin hasar dosyasını ve ödeme belgesini sunmak üzere, davacı vekiline 8 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde istenilen husus yerine getirilmediği takdirde bu hususun delillerin değerlendirilmesi ve davanını sübutu aşamasında nazara alıncağının ihtarına” karar verilerek duruşmada hazır bulunan davacı vekiline ihtar edilmiştir. Ancak davacı vekili, verilen kesin süreye rağmen ne kesin süre içinde, ne de kesin süre sonrasında ödeme belgesi ibraz etmediği gibi bu hususta herhangi bir beyanda da bulunmamıştır. Davacı tarafça herhangi bir ibraname/temlikname ibraz edilmemiştir.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısına yaptığı ödemeyi ispata yarayan belge ibraz edilmediği, bu nedenle TTK’nin 1472 maddesi uyarınca rücu davası açılabilmesi için, sigortacının bu nedenle sigortalısına bir ödeme yapmış olması şartının ispat edilemediği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 153,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,19 TL’nin terkin sınırı altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları ——- görüşmeler neticesinde belirlenen —— davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.