Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/395 E. 2022/823 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/395 Esas
KARAR NO:2022/823

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili Şirketin—– elektrik dağıtım lisansı kapsamında faaliyette bulunduğunu, sorumluluk alanı genelinde tüketicilere enerji sağlamaya ilişkin faaliyetleri, tabi olduğu mevzuat hükümleri doğrultusunda yürüttüğünü, Davalının—- numaralı tesisatın bulunduğu ——- adresindeki işyerinde kaçak elektrik tüketmiş olup, Müvekkil Şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davalı hakkında aşağıda yazılı iş ve işlemler yapıldığını, müvekkil Şirket’in ilgili ekipleri tarafından 26.05.2017 tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde “—–sözleşmesi düzenlenmeden, kurumun rızası hilafına, sayacın giriş kablosunu sayacın çıkış faz kablosuna bağlayıp sayacı devre dışı bırakarak” kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilerek davalı aleyhine—– seri numaralı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlendiği ve bu tutanaktaki tespitler dikkate alınarak tüketilen elektrik encerjisine karşılık olarak 6.043,42 TL. miktarlı kaçak elektrik tahakkuk hesabı yapılarak faturalandırıldığının tespit edildiğini, tutanak, tahakkuk ve fatura bedelinin dava ve icra takibinin konusu olduğunu, Dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında —— Esas sayılı dosyası ite icra takibinde bulunulduğunu davalı dosya borcunun tamamına itiraz ederek takibin durdurulması neticesinde İ.İ.K. Md.67 uyarınca itirazın iptali davasının açılması zaruretinde kalındığını, Davalınında hali hazırda kuruma olan borçlarını ödemediğini, Davalının haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi amacıyla dava açıldığını, Dava konusunun ticari dava olması nedeniyle 7155 Sayılı Kanun çerçevesinde yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde tarafların anlaşamadığını tüm bu nedenlerle davanın kabul ile davalı tarafından —— Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle İİK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan bedelin % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.Davalı 27/10/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında: Davaya konu adresle hiç bir ilgisi olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine yöneliktir ilişkindir—–, Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
—– esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. —-
—– 14/06/2022 tarihli müzekkere cevabına göre davalının potansiyel mükellef kaydının olduğu ve —– kanuni temsilcisi olduğu dolayısıyla davalının tacir olmadığı, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı.Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde de kabul edilemeyeceği,Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verimiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —– Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.