Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/391 E. 2023/131 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/391 Esas
KARAR NO : 2023/131

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının—–tesisatın bulunduğu dükkanda kaçak elektrik kullanımı nedeniyle kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, tahakkuk işlemleri yapılarak faturalandırıldığını, alacakların ödenmemesi üzerine ——sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin temel savunması:
Davalıya TK’nın 35.maddesi uyarınca tebligat yapılmış, davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik bedeli alacağının tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Davaya konu ——sayılı dosyaslı ile—— sözleşme hesabına ilişkin kaçak bedelinin tahsili talebiyle toplam 10.884,55-TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Elektrik mühendisi bilirkişi——– tarafından hazırlanan 01/01/2023 tarihli raporda;
-Aksi kanıtlanmadıkça resmi ve geçerli belgelerden olan dava konusu 01/11/2017 tarihli tutanağa göre, elektriği kesilmiş tesisat üzerinde elektrik kullanımı yapılmaya devam edilmesinin kaçak elektrik kullanımı olarak nitelendirilmesi gerektiği, ancak hem 01/11/2017 tarihli dava konusu kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağında elektriğin kesilemediğinin belirtilmesi, hem de öncesinde aynı adreste 15.09.2017 tarihinde düzenlenen tutanakta da takılan veya sökülen mühür numarasına ilişkin bilgi olmadığı, elektriğin kesildiği ilk tarih olabileceği anlaşılan 16.08.2017 tarihine ilişkin bir bilgi belge de olmadığı gibi, KW-TL tüketim ekstresine göre de sayacın tüketim kaydetmeye devam ettiğinin anlaşılması sebebiyle söz konusu tesisatta usulüne uygun elektrik kesilmesi işleminin belki de hiç yapılmamış olabileceği şüphesi doğmuş, zaten tahakkuk hesabında da usulüne uygun hesaplama yapılmadığı da kesin olarak anlaşılan 01/11/2017 tarihli tespitin kaçak elektrik kullanımı tespiti olarak değerlendirilemeyeceği,-01/11/2017 tarihli tespitin kaçak elektrik kullanımı tespiti olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmakla birlikte, davalının kullanım yapıldığı konusunda herhangi bir itirazının olmadığı söz konusu tesisat ve sayaç üzerindeki tüketimlerden ve tahakkuk edecek normal dönem faturasından sorumlu olduğu,-Yapılan hesaplamalar sonucunda; davalının kaçak elektrik kullanımı yapıldığı belirtilen dönemde tüketimi doğru şekilde kaydetmiş sayaç endeks değerleri kullanılarak hesaplanan tüketim miktarı üzerinden tahakkuk edecek normal dönem faturasından sorumlu olduğu ve fatura tutarın 01/11/2017 son ödeme tarihi itibariyle 6.343,22.-TL, 03/09/2018 takip tarihi itibariyle alacak miktarının 6.953,21.-TL olduğu ve davalının icra takibinin bu kısmından sorumlu olduğu yönünde sonuca varılmıştır. Bilirkişi raporu denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.Davacı vekili, dava dilekçesinde delil olarak 15/09/2017 ve 01/11/2017 tarihli kaçak elektrik tutanaklarını delil olarak göstermiş ve bilirkişi raporu da bu tutanaklara göre hazırlanmıştır. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, yeni delil ibraz etme talebinde bulunmaksızın 19/06/2017-16/08/2017-03/01/2018 tarihli tutanakları ibraz ederek rapora itiraz etmiştir. Dava dilekçesinde delil olarak dayanılmayan ve bilirkişi raporundan sonra ibraz edilen söz konusu tutanaklar delil olarak kabul edilmemiştir. Zira söz konusu tutanaklar için HMK’nın 145.maddesi uyarınca sonradan delil talebinde bulunulmadığı gibi, davacının elinde olan bu delillerin davanın başında ibraz edilmemesi davacının kusurundan kaynaklandığı gibi, bilirkişi raporundan sonra sunulması nedeniyle yargılamayı geciktirme amacı taşıdığından, sonradan delil olarak da kabulü mümkün değildir.Açıklanan nedenlerle bilirkişi raporu doğrultusunda 6.343,22.-TL asıl alacak, 609,99-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.953,21-TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Normal fatura tahakkukuna KDV dahil olduğundan davacının ayrıca KDV talebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. Alacak miktarı bilirkişi incelemesi sonucu tespit edildiği, dolayısıyla likit olmadığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——-Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 6.343,22.-TL asıl alacak, 609,99-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.953,21-TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 474,97 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 131,47 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 343,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.119,50 TL yargılama gideri, 131,47 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı toplamı 2.331,67 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.489,50 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 6.953,21-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları ——– dosya nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 843,24 TL’sinin davalıdan, bakiye 476,76 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.