Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/386 E. 2022/822 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/386 Esas
KARAR NO: 2022/822
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili Şirketin —- —- kapsamında faaliyette bulunduğunu, sorumluluk alanı genelinde tüketicilere —– ilişkin faaliyetleri, tabi olduğu mevzuat hükümleri doğrultusunda yürüttüğünü, Davalının —–adresindeki işyerinde kaçak elektrik tükettiğini, müvekkili —- kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davalı hakkında —– tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde——- yükümlülüklerini yerine getirmeden, perakende satış sözleşmesi düzenlemeden ve dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak” kullanıldığı tespit edilerek davalı aleyhine —– bu tutanaktaki tespitler dikkate alınarak tüketilen elektrik enerjisine karşılık olarak—- miktarlı kaçak elektrik tahakkuk hesabı yapılarak faturalandırıldığı, —- tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde —- kullanıldığı tespit edilerek davalı aleyhine —— seri numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketimi tespit tutanağı düzenlenip. sayaç mühürlenmiş ve bu tutanaktaki tespitler dikkate alınarak tüketilen clektrik enerjisine karşılık olarak —- miktarlı kaçak elektrik tahakkuk hesabı yapılarak faturalandırıldığının tespit edildiğini, bu tutanak, tahakkuk ve fatura bedelinin —- sayılı icra takibinin konusu olduğunu, Müvekkil —– tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde —– yükümlülüklerini yerine getirmeden, perakende satış sözleşmesi düzenlemeden ve —-kullanıldığı tespit edilerek davalı aleyhine —– tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde —- yükümlülüklerini yerine getirmeden, perakende satış sözleşmesi düzenlemeden ve dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak” kullanıldığının tespit edilerek davalı aleyhine —– düzenlenip, sayaç mühürlenmiş ve bu tutanaktaki tespitler dikkate alınarak tüketilen elektrik enerjisine karşılık olarak—– miktarlı kaçak elektrik tahakkuk hesabı yapılarak faturalandırıldığının tespit edildiğini, —–sayılı icra takibinin konusu olduğunu, Dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında —– dosyaları ile icra takibinde bulunulduğunu, davalının dosya borcunun tamamına itiraz ederek takibin durdurulması neticesinde İ.İ.K. md.67 uyarınca itirazın iptali davasının açılması zaruretinde kalındığını, Davalının da hali hazırda kuruma olan borçlarını ödemediğini, davalı haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, Dava konusunun ticari dava olması nedeniyle 7155 Sayılı Kanun çerçevesinde yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde tarafların anlaşamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının, —– dosyalarına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle İİK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan bedelin % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Davalı —-Celsedeki beyanında —- söz konusu kaçak elektrik tutanağı ile ilgili dosya ile uğraştığını, sözleşme yaptığı halde aleyhine kaçak elektrik tutanağı tutulduğunu, bu sorunu çözeceklerini söylemelerine rağmen herhangi bir çözüm üretmediklerini, ayrıca tacir olmadığını, serbest meslek erbabı olduğunu beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine yöneliktir ilişkindir.
——- yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
——Sayılı dosyalarının —— dosya arasına alınmış olduğu görüldü.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, —— kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları —– kriterine göre değil de—– kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. —– müzekkere cevabına göre davalı ——- dolayı—– mükellefi olduğu dolayısıyla davalının tacir olmadığı, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davanın da sözkonusu olmadığı.Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde de kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verimiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —–Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için —– gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022