Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/325 E. 2022/753 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/325 Esas
KARAR NO:2022/753

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/04/2022
KARAR TARİHİ:06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Olay tarihi olan— sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç yaya konumda bulunan— çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili — yaralandığını, Plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurludur. Plakası tespit edilemeyen araç — sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin — tarafından ödeme yapılmamıştır— söz konusu trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu — tarihinde Alınan Maluliyet Raporuna göre — oranında malul kaldığını, Müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edildiğini, Müvekkilinin bu mağduriyetinin ve zararının (maluliyetinin) giderilmesi için sigorta şirketinden —kapsamında alacağı olan maluliyet tazminat miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak müvekkile ödenmesi için dava yoluna gitme mecburiyeti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı müvekkilimde oluşan sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebi ile uğramış olduğu zararın güncel verilere göre hesaplaması yapılarak (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) şimdilik— sürekli iş göremezlik— bakıcı gideri— tedavi masrafları olmak üzere toplam — maddi tazminatın davalıdan alınarak ödenmesini, harç, yargılama giderinin davalıdan tahsilini, davanın kabulüne karar verildikten sonra ise vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; — tarihinde, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması nedeniyle davacı — yaralandığını iddia ettiğini, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davası olduğunu, bu tür davalarda HMK hükümleri gereğince birden fazla yetkili mahkeme olduğunu, HMK madde 6, hükmüne göre Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, buna göre — Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili kurumun adresinin “—olduğunu, Davacının müvekkil Kurum’dan tazminat talep etmesi üzerine, — Hasar numaralı dosya oluşturulduğunu ve gerekli incelemeler yapılarak meydana gelen yaralanmaya plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğuna dair somut deliller bulunmadığından başvurunun reddedildiğini, Davacı tarafından, — nezdinde—-sayılı başvuru yapıldığını, bu başvurunun usulden reddine karar verildiğini, —sayılı dosya ile başvuru yapıldığını İtirazın — tarafından ise, plakası bilinmeyen aracın varlığına ilişkin olarak araştırma yapılması gerektiğine kanaat getirilerek el çekme kararı verildiğini, dava konusu olaya, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğunun iddia edildiğini, bu iddialara ilişkin somut delil sunulmadığını, yaralanmaya sebep olan olayın, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın varlığı nedeni ile meydana geldiği hususunun HMK. m.190 gereğince davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın varlığının somut delillerle ispat edilemez ise davanın reddelimesi gerektiğini, kazaya ilişkin olarak sadece davacı tarafın ifadesi bulunduğunu, tek taraflı beyana dayanan davanın ispat edilemediği gerekçesi ile reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Davacı tarafından geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri talep edildiğini, talebin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Sağlık giderleri teminatı —sorumluluğunda olduğunu, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve —sorumluluğuna olduğunu, bu nedenlerle, karşı tarafın taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile; başvuru sahibi tarafından sunulan sağlık kurulu raporu Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını, Şahsın arazlarının trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarının tam olarak tespitinin gerektiğini, tazminat hesaplanması ihtimalinde, öncelikle ilgili yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu temin edilmesi gerektiğini, iddia edildiği gibi trafik kazasından kaynaklanan kesin ve kalıcı maluliyetinin bulunduğuna ilişkin olarak resmi ve yetkili bir hastane tarafından sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gerektiğini, kazadaki kusur oranının belirlenmesi için— tarafından rapor düzenlenmesi gerektiğini, — sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan teminat limiti ve sigortasız aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu, tazminat ödenmesine hükmedilmesi halinde, bu sınırların aşılmasının hukuka aykırılık teşkil edeceğini, bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün davacıya çarpması neticesinde davacının uğradığı—sürekli işgöremezlik— tedavvi masrafı olmak üzere toplam—davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “, Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalrda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır Ancak, HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile— Genel Şartlarının C.7.maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.Somut olayda, davacının adresi— ilinde olup davaya konu trafik kazası da — ilinde meydana gelmiştir. Davalının adresi ise — Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki sınırları içindedir. Davacı davayı yetkisiz mahkemede açmış, böylece seçimlik hakkı davalıya geçmiş, davalı da kendi yerleşim yerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuştur. Bu nedenle davalının yetki itirazının kabulüyle, HMK 6. Maddesindeki genel yetki kuralı uyarınca mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 6. maddesi uyarınca Mahkememizin yetkisizliğine,–Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna,
2-HMK’nın 20.madde gereğince karar kesinleştiği tarihten itibaren –hafta içerisinde mahkememize başvuru halinde, dava dosyasının — Asliye Ticaret Mahkemesine tevzii edilmesi için, —Mahkemeleri Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemede hükmedileceğinden, HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca bu konuda şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —haftalık süre içerisinde— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.