Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/324 E. 2022/670 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/324 Esas
KARAR NO: 2022/670
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 28/11/2012
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin —- yılında ——aldığını, ——–olup, davalı şirkette— değerinde — oranında —— bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketin kuruluşundan bu —— tüm bilgi, ——- çalışarak şirketin bugünkü duruma gelmesine —– sağladığını, ancak —- tarihinden itibaren gelişen olaylar neticesinde müvekkilinin davalı şirkette ortaklığa devam etmesinin imkansız hale geldiğini, şirket ortakları arasındaki ticari ilişkinin—- bir arsanın kat karşılığı olarak verilmesi ve —- dairenin teminat olarak alınması ile başladığını, daha sonra —- diğer ortaklardan bir arsa bulunmasını istediğini,—-bulunduğunu, arsanın——— iş ve tecrübenin müvekkili ve diğer ortak—- ait olmak üzere adi ortaklığın — payı müvekkiline ait olmak üzere adi ortaklığın şifahen kurulduğunu, bu arsaya yapılacak olan— gerekli izinler alınıp, anlaşmalar yapıldıktan sonra ——ayında inşaatına başlandığını, daha sonra müvekkili ve diğer —- — satın alındığını ve ortakların inşaat şirketi kurmak için karar aldıklarını ve son bulunan —– şirket üzerine tescil edildiğini, —- tarafından şirkete satıldığını, kat karşılığı alınan arsanın ise davalı şirkete devredildiğini, şirket sermayesinin —- olduğunu, —arsanın projesinin —– olarak çizildiğni, tüm projelerin müvekkili ve diğer ortak —– tarafından hazırlandığını, davalı şirkete ait arsalara yapılan projelerin tüm aşamalarında müvekkili ve —- bizzat bulunduklarını, ancak—– müvekkili ile görüşmek istemediğini —— söyleyerek şirketten ayrılmasını istediğini, şirketteki hakları ile ilgili de — sonra kendisiyle görüşeceğini söylemesine rağmen müvekkilinin daha sonraki günlerde şirkete alınmadığını ve hakaretlere uğradığını, ——- tarafından verilecek tüm talimatların dikkate alınmaması yönündeki talimatıyla müvekkilinin işlerini yürütmesinin engellendiğini, davalı şirket şirket aktifini oluşturan inşaatların sona erdiğini, satışların yapıldığını ve yerleşime geçildiğini, ancak müvekkili ve diğer ortağın —– oranında hisse sahibi olmalarına rağmen bu satış işlemlerinin hukuka uygun yapılıp yapılmadığı, yapılan satışların piyasa değerleri ile bağdaşıp bağdaşmadığı, şirket aktifine nasıl yansıdığı hususlarında bilgi sahibi olamadıklarını, şirkette — oranında pay sahibi olan — müvekkilinin payının artmasının önüne geçmek isteyebileceğini, bu nedenle davalı şirketin mali durumunun tespit edilerek davalı şirketin ——- üzerine tedbir kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından —- dosyasıyla şirketten haklı nedenle çıkış ve ayrılma payının tespiti konulu dava açıldığını, — tarihli gerekçeli kararda davacı — uyarınca şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, çıkma payı olan—- davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğini, ancak davacının sermaye payının —- tarihli gerekçeli kararda bilirkişilerin alternatif hesap tarzına itibar edilmediği, bilançoya göre tespit edilen —-esas alındığının belirtildiğini, dava ıslah edilmediğinden —-karara çıktığını kararın taraflarca temyiz edildiğini, —- kararı davacının haklı nedenle çıkışı bakımından onadığını beyan ederek her türlü talep, dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin —— üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirket mal varlığının tespitine, müvekkiline ait —— kalan —— davalı şirketten tahsiline, kararın kesinleştiği tarihten itibaren sermaye payına avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı şirketin adresinin —– olduğunu, davaya—Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılması gerektiğini, müvekkili şirkete karşı şirket paylarının —- sahip —–açılan davada—- olduğunun tespit edildiğini, taleple bağlılık ilkesi gereği —– tahsiline karar verildiğini, kısmi davanın —– tarihinde ikame edildiğini, fazlaya ilişkin kısmın ——- tarihine kadar talep ve dava konusu yapılmadığını, bu nedenle davacı tarafından işbu davada talep konusu yapılan alacağın zamanaşımına uğradığını, sermaye şirketlerinde ortakların ancak ——- oranında ve kanunla gösterilen hak ve yetkilere sahip olduğunu, davacı tarafından şirkete getirilen ayni yada nakdi sermaye bulunmadığını, şirketin ————-oranında hisse sahibi olan —- tarafından ödendiğini, dava dilekçesinde belirtilen davacının şirkete alınmama, hakarete uğrama gibi iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirkete gerçek anlamda bir —– getirmeyen davacının gerçek anlamda bir ayrılma payı talep etmesinin de mümkün olmadığını, davacının ayrılma payı adı altındaki talebinin —— elde edilen gelirin/karın—– ile sınırlı olması gerektiğini, davacının şirket ortaklığı için bir —– ödemediğini ikrar ettiğini, şirkete tek katkısının emeği olduğunu ve emeğin limited şirkette sermaye olarak kabul edilemeyeceğini, davacının şirkette yaptığı işi arsa bulmak olarak tarif ettiğini, bu haliyle bu eylemin bir limited şirket ortaklık payını almaya, o kişiye ——- kazandırmaya yetmeyeceğini, şirket hisselerinin değerlendirilmesinde karlılığın esas olduğunu, şirketin şu —— olmadığını, bu nedenle ——değil karlılığın dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketin —— incelenmesiyle bir sonuca varılması gerektiğini, davaya dayanak yapılan —– sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediğini, bu nedenle davacı tarafından ileri sürelen ve hiçbir somut delile dayanmayan şirketin içinin boşaltılacağı yönündeki iddialara dayalı tedbir talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini beyan ederek tedbir isteminin ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda —— tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
——-sayılı ilamı ile ;
—- işbu davaya dayanak olan ve 6762 sayılı mülga TTK’nın 551. maddesi ——- kapsamında davacı tarafça ikame edilen çıkma ve çıkma payının tahsiline ilişkin yukarıda esas numarası belirtilen davada mahkemece, davacının davalı şirketten çıkmasına karar verildiği, çıkma payının belirlenmesi amacıyla dosya arasına alınan bilirkişi raporunda, davacının şirketteki—– oranındaki hissesine isabet eden çıkma payı olarak hesaplanan —- hükme esas alınıp davacının talebiyle sınırlı şekilde —- davalı şirketten tahsiline karar verildiği, kararda aynı bilirkişilerce takdire sunulan —— hesap tarzına itibar edilmediği, bahse konu kararın deracattan geçerek —- tarihinde kesinleştiği, bu anlamda çıkma payının hesabında davacı yararına usuli müktesep hakkın oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, kesinleşen——-sayılı ilamı sonucu davacı yararına oluşan usuli müktesep hak nazara alınıp, yapılacak değerlendirme sonucu hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı yararına oluşan usuli müktesep hak gözden kaçırılarak iş bu davaya dayanak dosyada düzenlenen bilirkişi raporundaki —— tarzı hükme esas alınıp yazılı şekilde karar tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozularak gönderildiği ve mahkememizce duruşma günü verilerek taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından celse arasında mahkememize sunulan —— tarihli dilekçe ile; bu davadan koşulsuz ve şartsız olarak feragat ettiklerini, feragat sebebiyle karşı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, feragat beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasını talep ettiği görülmüş, son celsede de hazır bulunarak sunmuş olduğu dilekçesindeki beyanlarını imzasıyla tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından celse arasında mahkememize sunulan —- tarihli dilekçe ile; davacının feragati nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davacı tarafından mahkememize sunulan eski———- sayılı dosyasına sunulmuş olan —– tutarlı teminat mektubunun davacı tarafa iadesine muvafakat ettiklerini beyan ettiği görülmüş, son celsede de hazır bulunarak sunmuş olduğu dilekçesindeki beyanlarını imzasıyla tekrar etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesi sonucu davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 307-309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Kapatılarak mahkememizle birleşen —- sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden dosyaya sunulan ——- tarafından düzenlenen ——- Tutarlı teminat mektubunun davacıya iadesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 10.946,65 TL. harçtan mahsubu ile bakiye 10.865,95 TL. harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Talep gibi davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Talep gibi taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2022